bugün

haddini aşan torunun nelere yol açacağını bilmeden yaptığı eylemdir.

pek fazla hatırlanmayan zamanlardır, hayli uzak olan memleketten anneanne ve beraberinde teyze ve dede gelir, pek alışılmadık bir durumdur, küçük torun baş tacıdır. sevilir, kafası okşanır, hediyeler alınır, dedeye mahalle gezdirilir, parka gidilir, küçük torun kendi normal arkadaş çevresini, oyunlarını, eğlencesini terkeder, dedeyle, teyzeyle anneanneyle takılır, günler onun için süper geçmektedir, ta ki demir almak günü gelmişse zamandan memlekete giden bir otobüs kalkar otogardan. anneannelerin veda vakti gelmiştir, "biz yarın gidiyoruz" der anneanne, küçük torun haliyle itiraz eder, "yaa biraz daha kalın ne olur" der, en tatlı haliyle, "yeterince kaldık ama bizimde evimize dönmek gerekiyor" der dede. tüm aile bireyleri ikna etme çabasına girerler o küçük torunu, ikna olmayan küçük torun haddini aşar "tamam o zaman gidin bir daha gelmeyin" diyerek rest çeker, amacı belki kalırlardır. karşısındakiler haliyle yaşlı insanlardır, alınırlar bu duruma, küçük torun büyürken hep şakayla karışık söylenir bu söz ona yüzüne vurulur belki farkında olunmadan ve o giden anneanne,dede ve teyze bir daha gelmezler o memleketten oldukça alınmışlardır. 2 yılda bir torun gider her seferinde gönlünü almaya çalışır o konu hakkında ancak iyice yaşlanan aile büyükleri rahatını bozmaz, bozamaz.

günümüzde hala beklentidedir o torun her seferinde davet eder, gelmelerini bekler. ama hala ne gelen vardır ne giden. belki de o küçük torun kronikvasifsiz'dir belki de başkası, bilinmez.
Hayirsiz torundur, boyundan buyuk bir is yapmistir. Sebebsiz yere buyuklerine saygisizlik yapmistir ancak babasi tarafindan sen kimin evinden kimi kovuyorsun nidasiyla dayak yemesi muhtemeldir. Bu durumda babanin gazabindan torunu kurtaracak olan yine anneannedir.