Benim gibi yurt dışında yaşıyorsanız. Yılda bir kere ancak gelebiliyorsanız. Elinizde ki bu koz ile Anne`ye yaptıramıyacağınız yemek yokdur. Hem de seve seve yaparlar. Anne şimdi bir kağıt bir kalem al, söylüyorum, merçimek köftesi, zeytin yağlı yaprak sarma .... Liste uzar da gider. Gerçi bu paşazade durumu 2 bilemedin 3 gün sonra biter, sonra madem sen burdasın şu işi hallet, şunu yap denilerek hizmet olarak geri alınır.
daima ozlenendir.
candır can. yokluğunda kıymeti daha çok anlaşılır "bir daha annemin yemeklerini beğenmezsem ağzıma s.çsınlar." dedirtir insana.
anne yemeği aslında kalıtsaldır. evet gerçekten bu görüşü doğrulamak çok da zor değil. kızların büyük çoğunluğu yemek yapmayı annesinden öğreniyor ve kesinkes yemek yapmayı kimden öğrenirseniz yemekleriniz hep aynı tatta ve aynı ölçüde oluyor. hani derler ya eli tat katmış diye sanki o elin kattığı tat sizin yaptığınız yemeklerde de otomatikman gösteriyor kendini. o yüzden siz siz olun kimin yemeklerini seviyorsanız gidin ondan öğrenin yemek yapmayı. e anne yemekleri de hep en güzel olduğuna göre, insan kendine göre şanslıdır yemeklerinin çok lezzetli olması bakımından.
her gün yemekhane yemeği veya fast food yiyen bünyenin gözünde tütendir.
anne yemeği anne yarısıdır.
anne yemeği özlemdir.. hasrettir.. lezzettir *
kaç sene sonunda bu mertebeye erişilir bilemiyorum ama bir hafta boyunca yaptığınız yemeğin etkisini tek bir yemekle silip götürebilen insanın yemeği. pes.
su böreği gelebilir hemen akla. anne böreği denilesi.
ev yemeği yapan yerler ise ikinci alternatifdir.
gurmeleri objektiflikten uzaklaştıran yemektir.

(bkz: annesinin yemeğine torpil yapan gurme)
(bkz: annesinin yemeğine torpil atan gurme)* *
dünyanın hiçbir yerinde aynı tadı, aynı sıcaklğıyla bulmanın mümkün olmayacağı garantisini peşin peşin veren, içten içe bağımlılık da yaratan lezzet harikalarıdır.
en hasret duyulan şeylerden biridir. salaş öğrenci evlerinde kokusu çok nadir duyulur.
tuzundan mı, yağından mı bilinmez başka kimsenin yapamadığı yemektir. Bir de anne 5 dakkada yapar o yemeği. Anlamazsınız bile. Olmadığı zamanlarda düşününce biraz ağlamaklı yapar insanı. Güzeldir. Sevgidir.
hiç bir şeye benzemez. tadında şifa vardır. başında dua sonunda dua vardır.
bambaşka bir şeydir... bahardır, mutluluktur, coşkudur, rahatlamadır, tatmindir; kısacası her şeydir anne yemeği..
yedikçe yiyesi gelir insanın.. ne makarna ne patates has mı has yemek! *
hiç bir zaman tadamadığım tadamayacağım yemeklerdir. en azından kilo sorunum olmayacak bu yüzden, ehe.
uzun bir aranın ardından eve döndüğünde,

'99 şampiyonlar ligi finali gibidir. tam bitti dediğin anda 90+ da goller gelmeye başlar.
damak tadınızın oluşumunu sağlayan yemeklerdir, aratır kendini uzaklardayken.
finalleri, arkadaş kazığını, hayırsız sevgiliyi, küresel ısınmayı ve hatta izmir'e yağan karı bile bir anlığına etkisiz kılandır.

hele de tepsiyle sıcak sıcak salona servis edildiğinde tadından yenmez.

kurban olurum.
Başkasının sulu yemeğini yiyemem anne yemeğinin damak tadı oluşmuyor.
küçükken burun kıvırılır. üniversitede ise burunda tütülür.
kesinlikle başka bir şeye benzemiyor. Yemeği yapan isterse anneye yemek yapmayı öğreten insan olsun, aynı lezzeti vermiyor. Ulan malzeme aynı, tas tabak aynı, tat bildiğin farklı. Damak alıştı mı bir kere, feriştahı gelse yerini tutmuyor.
üniversiteye gidildiğinde değeri anlaşılan yemeklerdir.
güzel yemeklerdir. o ekmek arası yenilen dandirik şeylerle alakası yoktur. mideye de kendini sevdirmiştir ayrıca.