bugün

ikinci dünya savaşı yıllarında yaşayan varlıklı yahudi bir ailenin küçük kızıdır. babasının(otto frank) ona aldığı kare desenli kapaklı defteri günlük olarak kullanmaya başlar. nazilerin tek tipleştirme çalışmaları başlayıp yahudiler toplama ve çalıştırma kamplarına, gettolara gönderilince anne ve ailesi babasının eski iş yerinin arkasındaki gizli girişli bir depoda iki yıl boyunca saklanırlar. bu iki yılda babasının insancıl bir alman arkadaşı onlara yemek ve ihtiyaçlarını getirir. onlarla beraber 3 kişilik bir aile ve bir diş hekimi de aynı yerde saklanır. fakat bu gizlilik daha da uzun sürmez. kimin ihbar ettiği bilinmez, nazi askerleri baskınla hepsini yükleyip kamplara götürürler. giden bu 8 kişiden yalnız babası otto frank kampı kızıl ordunun ele geçirmesiyle kurtulur. anne ve ablası da tifüsten ölürler. anne öldüğünde henüz 13 yaşındadır.

aynı kampta bulunan eski bir okul arkadaşı sağ kurtulmuş ve geçtiğimiz yıllarda anne hakkında konuşmuştur. onu kampta gördüğünde üstünde yalnızca bir battaniye olduğunu ve kemiklerinin sayıldığını anlatmıştır.

onlara ihtiyaçlarını ulaştıran kadın depoda anne'nin hatıra defterini bulmuş ve babasına savaştan sonra ulaştırmıştır. babası anne'nin yazdığı cinsel içerikli birkaç sayfayı çıkardıktan sonra ibret olsun diye defteri yayımlatmıştır.

bulundukları depo -arka ev- olarak adlandırılır ve amsterdam'da müze haline getirilmiştir. anne'nin defteri burada muhafaza edilmiştir.

bu kitap birçok ülkede -anne frank'in hatıra defteri- ismiyle basılıp okunmuştur, filmleri bile çıkarılmıştır. en önemli özelliği de ırkçı hitler'in zulmüne kanıt olmasıdır.
Annelies Marie "Anne" Frank, Yahudi kökenli Alman-Hollandalı günlük yazarıdır. II. Dünya Savaşı sebebiyle 1942'den 1944'e kadar işgal altındaki Hollanda'daki yaşamını yazdığı günlüğü daha sonra Anne Frank'in Hatıra Defteri adıyla basılmıştır. Frank bu sebeple Holokost'un en bilinen mağdurlarından biridir...

https://iyikigormusum.com...536_q85_subsampling-2.jpg

https://iyikigormusum.com/anne-frank
Anne Frank, henüz on bir yaşındayken ikinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli ve tarihin en acı katliamlarından biriyle yüzleşmek zorunda kaldı. Nazi iktidarındaki Almanya’da hayatta kalmaya çalışan bir ailenin büyük kızı olarak dünyaya gelen Anne Frank’ın bu dünyada tek bir isteği vardı: sesini duyurmak!
13. yaş gününde ailesinden hediye aldığı kırmızı ekoseli deftere günlük hayatını, hayallerini, duygularını ve yasakları anlattı. Nazi polislerinden kaçmak için saklandıkları küçük depoda sessiz olmak zorundaydı. Dile getiremediği her şeyi günlüğüne yazdı.
Linda Elovitz Marshall, bu kitapta Anne Frank’ın hikâyesini biyografik bilgilerle anlatırken, küçük bir kız için sesini duyurabilmenin önemini vurguluyor.
görsel