bugün

daha az acıtmak yüreği, kabuk bağlamış yarayı yeniden kanatmamaktır... hatıraları tek tek katlayıp yaşandıkları yere gömmektir...

hayatın devamlılığı için olması gerekendir belki de, yaşamı daha bir acısız geçirmenin en önemli yönetmidir...

ya da yazmamaktır geçmiş sevdaya dair hiçbir şeyi, dillendirmemektir dünleri, gitmemektir onla gidilmiş yerlere tek başına ve sevdayı ölüm pahasına olsa da çıkarıp almaktır gögüs kafesinde... bi daha hatırlanıp rahatsız edilmeyeceği bir yere gömmektir...
afşar timuçin' inde dediği gibi;
Bari gölgeni bırak bana Su çiçeklerinin en güzel yanı budur...
Aşk da ilkyaz gibidir, Yaşadığın yerde vardır, Aradığın yerde yok..
tekrardan kullanılmak için güvenilir en gizli yere kalbin içine koymaktır. lazım olduğunda çıkarıp kullanmak için.

evet sen bugün aklıma geldin ve bunu kimseyle paylaşamamak çok zor. sana bana özel olan tepeye gidiyorum sadece ben ama bilmesende yüreğimde sen.

bilerek isteyerek yapıyorum acıtıyorum canımı kanatıyorum anılarımı tekrardan. ama bırakamıyorum anıları yaşandığı yerde herseferinde çıkarıp tekradan bakıyorum.
iyi ya da kötü, geçmişi hatırlatan elde her ne varsa onları geride bırakıp yeni bir hayatı düşlemektir. düşlemektir diyorum çünkü bu hadise oldukça zordur. tüm yaşanmışlıkları, anıları olduğu gibi bırakıp bambaşka bir dünya yaratmak oldukça güçtür. lakin herkesin bir ütopyası gibidir. neden de bellidir, memnuniyetsizlik. hayatın bize hiç adil davranmadığı, dünyanın olması gerektiği gibi olmaması falan filan...
çok sevdiğim bir düşünürün bir sözü vardır, çaresiz anlarda ilaç gibidir. şöyle der pavese;
"dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle"
öyle evet. anılar varoluşumuzun mühim bir noktası ise onları geride bırakmak kendini inkar etmektir. iyi ya da kötü elde ne varsa o biziz. biz ancak onlarla varolabiliriz. evet, her şeyi geride bırakıp gitmek iyidir. tüm zorluğuna rağmen bir gün eğer olurda başarabilirseniz lütfen bana haber veriniz, gelirim.