bugün
- güne bir şarkı bırak10
- icardi190528
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- nazar değdi sözlük8
- crop giyen erkek9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- hamas bir terör örgütüdür20
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
yazarlar tarafından uydurulan kısa masalcıklardır.
bir dağın yamacında, bir tepenin başında, derenin üzerinde, göğün hemen altında bir güzellikler ülkesi varmış. bu ülkenin kralı güzel bildiği şeylere bayılır mı bayılırmış, en sevdikleri de topraktan olanlar, otlarmış. kii krallığın en güzel bildiği de yeşil otlarıymış. kral krallığın dört bir yanını ziyaret eder, otlar vakitlice çıkmış mı, dağlar, yerler, ovalar yeşile boyanmış mı diye kontrol edermiiiiiiş. eğer otlar zamanında çıkmazsa yeterince güzelleştirmezlerse etrafı hepsine kızar, yolar atarmış.
bir gün bu krallığın bir ovasında kimsenin adını bilmediği, yaprağını görmediği, kokusunu duymadığı bir şey bitmiş. adına gül denirmiş. ama hayatlarında gül görmeyen tüm otlar bu güzel gülle dalga geçmişler, üzmüşler, yapraklarını dökmüşler de bir şekilde ayakta kalmaya, gül gibi olmaya karar vermiş bu güzellik.
kral bir gün, mart’ın 18 inde güzellikler ülkesinin 18 eyaletli şehrinin 18.kasabasını , saat 18:00 sularında ziyaret etmeye karar vermiş. ama o da neymiş. aylardan ocak, mevsimlerden sonbaharmış, otlar tam yeşermemiş, yeşerenler de bitmemiştir. bir tek bizim garip gülümüz bakıyordur göğe. tüm otlar feryat, figan dünyalık gözleri ve kulaklarıyla birbirine katmışlar ortalığı: “halimiz harap, kral geliyor, ne yeşilimiz var ne suyumuz, kötü olacak bahtımız”.
sonra kral gelmiş, kral otlar gibi bakmıyor, onlar gibi duymuyor, koklamıyormuş. tam otların işgüzarlık yaptığını düşünüp tüm ovayı yaktırıp, yıktıracakmış ki bizim güzel gülümüzü görmüş. rengi parlak alacalı beyazmış, kokusu cennetten güzel, dikeni batsa da seyreylemeye, tutmaya değermiş. ve o gülün uğruna koskoca ovayı affetmiş. tüm otlar o güzel güle yaptıkları için pişman olmuşlar. ve artık ot gibi değil, insan gibi bakmaya, insan gibi duymaya çalışmışlar.
“körlere resim çizmenin, sağırlara şarkı söylemenin manası yoktur.
gidin ve değerinizi bilenlerle birlikte olun”
güzel sözlük kızları dizime yatarsa onlara masal anlatıp, saçlarını okşayarak uyutabilirim.
evet.
bir dağın yamacında, bir tepenin başında, derenin üzerinde, göğün hemen altında bir güzellikler ülkesi varmış. bu ülkenin kralı güzel bildiği şeylere bayılır mı bayılırmış, en sevdikleri de topraktan olanlar, otlarmış. kii krallığın en güzel bildiği de yeşil otlarıymış. kral krallığın dört bir yanını ziyaret eder, otlar vakitlice çıkmış mı, dağlar, yerler, ovalar yeşile boyanmış mı diye kontrol edermiiiiiiş. eğer otlar zamanında çıkmazsa yeterince güzelleştirmezlerse etrafı hepsine kızar, yolar atarmış.
bir gün bu krallığın bir ovasında kimsenin adını bilmediği, yaprağını görmediği, kokusunu duymadığı bir şey bitmiş. adına gül denirmiş. ama hayatlarında gül görmeyen tüm otlar bu güzel gülle dalga geçmişler, üzmüşler, yapraklarını dökmüşler de bir şekilde ayakta kalmaya, gül gibi olmaya karar vermiş bu güzellik.
kral bir gün, mart’ın 18 inde güzellikler ülkesinin 18 eyaletli şehrinin 18.kasabasını , saat 18:00 sularında ziyaret etmeye karar vermiş. ama o da neymiş. aylardan ocak, mevsimlerden sonbaharmış, otlar tam yeşermemiş, yeşerenler de bitmemiştir. bir tek bizim garip gülümüz bakıyordur göğe. tüm otlar feryat, figan dünyalık gözleri ve kulaklarıyla birbirine katmışlar ortalığı: “halimiz harap, kral geliyor, ne yeşilimiz var ne suyumuz, kötü olacak bahtımız”.
sonra kral gelmiş, kral otlar gibi bakmıyor, onlar gibi duymuyor, koklamıyormuş. tam otların işgüzarlık yaptığını düşünüp tüm ovayı yaktırıp, yıktıracakmış ki bizim güzel gülümüzü görmüş. rengi parlak alacalı beyazmış, kokusu cennetten güzel, dikeni batsa da seyreylemeye, tutmaya değermiş. ve o gülün uğruna koskoca ovayı affetmiş. tüm otlar o güzel güle yaptıkları için pişman olmuşlar. ve artık ot gibi değil, insan gibi bakmaya, insan gibi duymaya çalışmışlar.
“körlere resim çizmenin, sağırlara şarkı söylemenin manası yoktur.
gidin ve değerinizi bilenlerle birlikte olun”
güzel sözlük kızları dizime yatarsa onlara masal anlatıp, saçlarını okşayarak uyutabilirim.
evet.
güncel Önemli Başlıklar