bugün

Frictional Games, yani Penumbra serisini yaratan oyun yapımcısı firmanın 8.9.2010 tarihinde çıkartacağı yeni korku ürün. Yine gerileceğiz...

http://vimeo.com/14482744
gecenin körü ışıkları kapatıp hatırı sayılır ses ile oynamaya çalışıyorum. gerilmeninde suyunu çıkarmamak lazım. kardeşim, bulmaca mı çözecem yoksa her an birşeylerin fırlayabilme ihtimalini mi hesaplayacam. oyuna birde sanity, yani akıl sağlığı diye bir yenilik getirmişler. herif karanlıkta çok kalınca kontrolünü yitiriyor. peki ben kompeter karşısında akıl sağlığımı nasıl koruyacam? la sanaldaki herifi ayakta tutacam diye çektiğimiz işkenceye bak. aga öyle yerler varki önünü göremiyorsun, biri farketmesin diyede ışığıda yakamıyorsun. bu ne lan, el ayak buz kesti. kafamdan kaynar sular indi. ahanda kapattım gitti**.
oyunu level dergisinde okuyarak öğrendim. iyi korku oyunlarından gerçekten korkmama rağmen oynamadan edemezdim eskiden. level'da oyunu öyle bi anlatmışlar ki, almamak daha iyi dedim. o derece korku yani. bugün trailer'ını izledim. aşağıda linkini vereceğim. eğer ben ne korkçam len diyorsanız, oyunu alın sadece geceleri ve yalnız oynayın bakalım. ama kalbiniz sağlamsa...

http://www.youtube.com/watch?v=M627-obxNzg
şaşalı olmayan grafiklerine rağmen son yılların en iyi survival horror oyunu. aksiyon yok, saldırmak yok sadece kaçıyorsunuz ve geriliyorsunuz. boğucu bir atmosferi var ve cidden başında uzun süre oturamıyorsunuz. olmuş diyoruz efenim.
bi gaz lambasının nelere kadir olduğunu tam anlamıyla ifade edebilmiş oyundur kendileri.
level'ın yeni yıl ilk sayısı olan ocak sayısında "yılın en iyileri" seçilmiş.

en iyi indie dalında amnesia: the dark descent ipi göğüslemiş. yukarıdaki entry'imde yazanlarla benzer yorumlar yapmışlar. eğer korkmak istiyorsanız gece, yalnız ve yüksek sesle oynayın.. tabii kalbinize güveniyorsanız.

hah!

not: benim hala oyunu alıp oynamaya totom yemedi.
oyun kendini oynatan cinsten. fakat çevrilmesi gereken vanalar açılması gereken kapılar bazen deli edebiliyor. zira kapıyı tam açmadığınızda dışarı da çıkamıyorsunuz. oyunun en güzel yanlarından biri de onca canavara rağmen silahınız yok...
delikanlılığın onda dokuzu kaçmaktır misali yeri geliyor bir duvar arkasına yeri geliyor kapının arkasına saklanıp sinmeniz gerek.
oyunun sonuna kadar heyecan had safhada. fakat hani filmler vardır ya biter de "ee.. bu film böyle mi biter" dersiniz ya işte sonu o tadı veriyor. yine de oynaması korkunç zevkli, çok eğlenceli bir oyun.
bir haftada bitti valla.
penumbranın yaratıcılarından yeni bir oyun. gerçekten çok güzel olmuş. insanı "bööö" efektleri dışında da gerebileceğini kanıtlamış frictional games. eğer ki gece yalnızsanız ve kulağınızda kulaklıkla bu oyunu oynuyorsanız, bilgisayarın başından kalktığınızda donunuza kadar terlediğinizi fark edeceksiniz. gerçekten çok başarılı sözlük. senaryosu da çok iyi ayrıca.

edit: imla
gece oynarken insan üzerinde bu etkileri yaratabilen oyunmuş, koca abilerimiz oyunda silah olmadığı için bir yandan skype üzerinden konuşurken bir yandanda bu videoyu çekmişler. ibretlik !

http://www.youtube.com/watch?v=5Gue5ktS4I4

edit: daha oyunun başlarındayım dead space oynayıp, gerim gerim gerilirken bunu tam olarak deneyemedim ve o yüzden ne diyeceğimi bilemedim.
"gece kulaklıkla oynandığı zaman" klişelerine girmeden şu kadarını söyliyeyim; dolabın içine saklandığım bir bölümde, yanımda beni izlemekte olan arkadaş şunu fısıldadı kulağıma(sanki yaratık duyacakmış gibi); "hareket etme ızdırabını sikerim".

sürekli saklanma çabası yüzünden, oyunu kapattıktan sonra bile, evin içinde götüm götüm gezinme hissiyatı yaratan ızdırabını siktiğimin oyunu.
adventuregamers'tan 5 üzerinden 4,5, gamespot 10 üzerinden 9 vermiş. kahramanımız daniel'in fazla korkunca beyin amcıklaması geçirmesini görmek için bile oynanır.

(bkz: paint the man cut the lines)
bu gece itibariyle oynamaya başladığım oyundur. evet gerçekten de geriyor insanı.
-da böyle nerden nereye girdiğim belli değil lan. mumları yakmaya da kıyamıyorum bitecek diye bazen. bi yolu yordamı yok mu ya.
her gün 1 saatten fazla oynamaya tırstığım için bir buçuk haftada bitirdiğim terletmekten kilo verdiren * korku dolu oyundur. adamlar 900 küsür mb la bu kadar korkutabiliyorsa bu serinin devamı gelmemeli hacı. herşey iyi güzel de finalin bu kadar tırt olacağını bilseydim oyuna başlamadan hiç çekmezdim lan o kadar korkuyu falan. aldatılmış hissediyorum kendimi bu kadar kork, terle, ordan oraya koştur dur kaçacak delik ara sonra hayal kırıklığı. *

özet: ölmeden önce mutlaka oynayın.
bu akşam bitirdiğim oyundur.
oyuna "ne gerilcem lan, aha mallara bak korkmuşlar yok artık mına koyim" edalarıyla başlayıp, her gece 03.00 sularında oyuna kapkaranlık bir odada başlamamın da etkisiyle gayette götünden ter getirten bir oyundur. 5 kişinin sanal ofis uygulaması ile ürettiği bir oyundan çok daha fazlası amnesia.

yalnız tek ve aslında çok büyük bir eksisi var. finali. oyun 9 final 3puan. bu kadar uçurum olmamalıydı, en azından finalde en baba korkuyu yaşamalıydık. neyse, devamını bekliyoruz..
playerlarına korkulu anlar yaşatan bazende güldüren oyundur.

yardıran : http://www.youtube.com/wa...p;feature=player_embedded
gece vakti odaya gir, ışığı kapat sesi aç, oyna. Ev bizimki gibi ormanın içindeyse dışardan gelen seslerde cabası.
14 yaşındaki kuzenimin 2-3 dakika civarı oynayabildiği oyun. "bu ne yaa, her yer karanlık yeaa, nesi korkunç bunun yea" diye söylenirken arkasına dönüp hayaletle burun buruna gelince salondakilerin yanına kaçıp götten nefes almanın en nadide örneklerini sergiledi kendisi.

edit: korku oyunu demek de haksızlık olur. dead space korku oyunudur. amnesia daha çok mazoşizm.
abimle beraber oynadığımız ve komik diyaloglar yaşadığımız oyun
abim- ahanda geliyor!
ben- saklan lan çabuk çabuk!
a-olm gizlendik ama geliyor
b- bişi olmaz. öyle çok uzun süre bakma görebilir bizi
a- olm saklandık ama s*kecek bizi bu ipne

b- ahahahahaahahaha

a- bağırma lan, duyacak şimdi!
10 dakika oynadıktan sonra korkudan kapattığım oyun. bir de o kamera hiç sabit durmaz mı ne amnesiaymış arkadaş!
ağzı yüzü dağılmış bir mahlukattan kaça kaça bitirmeye çalışılan tam bir paranoyak oyunu ama baya da bir zevkli oluyor *
oyunu izlerken yattığım yerde zıpladım. bir korku oyunu bunu yapabiliyorsa başarılıdır.
suya girilmemesi gereken yere gelinene kadar 'bu ne yea hep aynı geyik, ne klişe' gibi kelimeler sarfedebileceğiniz oyun.
benim için oyun asıl orada başladı. sudaki kutuların üzerinden inip diğer kutuya koşarken görünmeyen, sadece sudaki izlerden nereye gittiği anlaşılan bir yaratığın suya bakarak ve seslerle de size doğru koştuğunu görüyorsunuz. eğer yanınızdayken suya atlarsanız sizi yiyor, kutuların üstünde ceset parçaları var onları suya atıp kendi kendilerine parçalanışlarını izlemek gerçekten gerici.
ekranın ortasında çıkan el biraz amatörce olmuş kanımca, ama hikayesi güzel ve belli bir yerden sonra sarıyor, arkadaşla cafede tam 7 saat harcadık bu oyuna, abartmıyorum evet 7 saat. en sonunda oyun da girdi hesap da.
Oyunun custom storysini oynayıp daha bi tırstığım oyundur. Oyun çok korkunç. Grafikler fena değil 2 saat başından kalkmadığımı hatırlıyorum. Ekran kırmızı olunca bende hatlar kopuyo tabi.
piyasada var olan en korkunç ve en sıradışı oyunlardan biri.

oyunun en güzel yanı ise, custom story barındırması. yani oyunun orjinal hikayesini bitirip, daha da oynamak isteyen birisi, çeşitli sitelerden bunlara yapılmış modları indirebilir.

şunu diyebilirim, custom storylerin bazıları, oyunun orjinal hikayesini çiğneyip çiğneyip tüküreecek derecede korkunçtur. yaklaşılmaması gerektir.
birazdan oynamaya başlayacağım oyundur.