bugün

paraları ve saltanatları bitince bitince ne halt edeceklerini düşündüğüm halkın iki yüzlü emperyalist devleti. ölmeden güç kaybedip sıkıntı çekmelerini görmek istiyorum. roma imparatorluğu nun son günlerinden kötü duruma düşeceklerine eminim. (bkz: çin amerika yı devirecek abi)
süper güç olmayı korumasının büyük bölümünü bill clinton dönemine borçlu olan devlet. o zamanlar süper bir ekonomi akışına sahipti. savaşmadan da büyük olunabilineceğinin en büyük sembollerindendi. ama şimdi sadece lanet bir emperyalizm ülkesi.

dünya nüfusunun küçük bir bölümünü oluşturmasına ramen, dünya ekonomisiniz %25'e yakınını elinde bulundurur. bu yüzden kişi başına düşün milli gelir dudak uçuklatır cinstendir.
yaklasık 65 yıl önce bastırdıgı cografya kitabiyla,türkiyenin dogusun'u ermenistan güneydogusunu kürdistan,karadenizi rum yapmis olan devlet.

hayır o degil,bastirdigi kitap bugünün politikalarını yansıtıyor hayret birşey yahu!

müttefigiz degilmi.. hıhı anladın sen onu.
karşısında durulamayacak kadar büyük ve güçlü devlet.
emperyalizmi en önce kendi içinde uygulayan ülke.
bu aralar bitmek tükenmek bilmeyen ekonomik ve siyasi krizlerle çalkalanan ülke.

öyle bir durumdadır ki; bir taraftan lakota yerlileri özgürlüğünü ilan etmiş, bir taraftan ekonomik kriz tavana vurmuştur.

kısacık tarihinde 70 sene sonra ilk defa asgari ücrete zam yapılmak zorunda kalmıştır. (saati +-7 dolar olmuştur)

doların değeri hızla düşmekte, başkanlık seçimlerinde bir kadın ve bir zenci çekişmektedir. hangisi seçilirse seçilsin amerikan tarihinde ilk olacaktır.

tabloya baktığımız zaman, global sermaye sahipleri tarafından yönetildiğini bildiğimiz kapitalist emperyalizmin gerektiğinde en büyük uşağı olan bu ülkeyi dahi gerekirse ve itaat etmezse gözden çıkarabileceği gerçeğini görmüş oluyoruz ki, bir takım çevrelerin ne duruma ve hangi güce geldiğinin göstergesidir.

dünya üzerindeki büyük tekelleşme dalgası, tekel durumundaki şirketleri ülkelerden daha güçlü haline getirmektedir. simbiyoz olarak yaşayan global sermaye sahiplerinin , emperyalist* emelleri için hiç bir engel tanımayacağının abidesi durumundadır an itibariyle.
ali şen`in tabiriyle yakında babayı alacak olan devlettir. ekonomik çöküş babında.
yerini çin alacaktır. neden? bir an öyle aklıma geldi ne biliyim lan.
özgürlüğün ülkesidir, adaletin temsilcisidir, teröristlerde bizi kurtaracak olan devlettir.
(bkz: bi siktir git cay koy)
türkiye'nin güya çok yüksek bir orandaki kesimi abd'ye karşı. ama ne ilginç, abd'nin kuklası akp %46.5 alıyor.

aziz nesin'in ruhu şad olsun.
kuzey amerika kıtasında bulunan, yaklaşık üçyüzsekiz milyon nüfusa sahip federal ülke.
(bkz: büyük şeytan)
Dünyanın en büyük terör örgütü.
sadece 1946-1975 yillari arasinda tam 215 kez askeri gücüne basvuran, ayni yıllarda insanliğa 19 kez nükleer silah kullanma tehdidini savuran, 1991'de ırak'in kuveyt'e girişini bahane ederek diger emperyalist güçleri de ardina takarak irak halkina karşi bomba yağdiran, 100 binin üzerinde insanı katletleden ve bu vahşeti iletişim kanallariyla tüm dünyaya resmen izlettiren sapık ruh.

içinde, merdiven çıkarken sakız çiğneyemeyen soytarıların bulunduğu ve bu soytarıların karşısında el pençe divan durduğumuz ülke...
yeni dünya düzenin kurucusu olduğundan kralıda olan süper güç. tarihte hiç bir dönem ne roma imparatorluğu, ne osmanlı nede başka imparatorluk ve krallıklar dünyaya bu denli ve geniş çapta hükmedememiştir. kültürüyle,finansıyla,siyasetiyle her alanda tüm dünya ellerindedir.
dünyanın en büyük ve en güçlü devletidir.

karşısında durulması güçtür.
hollywood'un anlattıgının aksine, tv basında bira içip beyzbol seyreden obez insanların cogunlukta oldugu ülkedir.
vaad ettiği demokrasiyi bir türlü göremediğimiz ülke.buna rağmen başka ülkelere de demokrasi getirmeye çalışıyor.
tarihteki ilk açık imparatorluğu kurmuş ülke.
açık imparatorlukla ne demek istiyorum?

tarihte tek bir milad belirlenecek olsaydı eğer, bence o milad soğuk savaş olurdu; soğuk savaştan önce ve sonra diye. çünkü soğuk savaş, tarihteki hemen her kavramın dönüşüme uğradığı yeni bir çağın habercisidir: psikolojik savaşın sistematikleştirilmesi, elektronik/bilgisayar çağının gerçek anlamda doğuşu, teknolojinin muazzam gelişimi, toplumların bilimsel ve psikolojik olarak tam kontrol ile yönetilmesi, atom silahlarının gölgesinde bir dünyanın ortaya çıkışı ve son kapalı imparatorluğun yıkılması soğuk savaşın sonuçlarıdır.

sovyetler bence son kapalı imparatorluktu. hititler, makedonlar, persler, romalılar, avrupalılar ve osmanlıların uygulayageldiği, değişik adlar ile tarih boyunca var olmuş standart imparatorluk modelinin çağımızdaki son örneğiydi. bunları tümü, aynı kapalı imparatorluk modelinin birer örneğidir. kapalı imparatorluk ile demek istediğim şudur: gerçek ve savunulan sınırları ile iç yapısı gerçek bir denetimin egemenliğindeki, hukuki ve siyasal olarak belli standartlar ile yönetilen ve kültürel bir dayatmacılığı olan imparatorluktur. bu imparatorlukların sınırları gerçektir. içindeki her bir birey, bir şekilde bir hukukun bağlayıcılığı altındadır. bu imparatorluk, topraklarında tam kontrol ve mutlak otoriteyi sağlamaya çalışır. yeni işgal ettiği bir bölgede de bu politikalarını sürdürür, imparatorluğun kültürel, ekonomik ve askeri ideallerini bu bölgeye de uygular ve bu yeni alanı da imparatorluğun gerçek bir parçası haline getirmeye çalışır. örnek olaraksa, ingiltere'den afrika'ya kadar hamamları, hukuku ve lejyonları ile standart olan roma, yerel halkı asimile ederek dilini ve dinini benimseten avrupa imparatorlukları veya aynı siyasal sistemi ve ekonomiyi tüm bir asya'ya dayatan sovyetler verilebilir. bu imparatorluk yapısı kapalıdır, içerisi bir imparatorluk yapısı olarak homojen ve savunulan bir alanken dışarısı, yeni işgal için açık ve işgal edildiğinde de asimile edilecek yabancı bir bölgedir.

abd'yi açık imparatorluk olarak tanımlamama gelince. aslında açık imparatorluk modeli farkında olunmadan daha önce bir süre uygulandı. avrupalıların sömürge kolonileri birer köle ve hammadde kaynağı olarak değerlendirilmekte iken, asimile edilmelerinden önce, bir süre bir açık imparatorluğun cılız alevleri idiler. önceleri yalnızca silah ile denetlenen ve kaynak olarak sömürülen bu alanlar, zamanla imparatorluğun bir parçası haline getirildiler ve bu imparatorluklar yeniden kapalı hale geldi. abd ise farklı ve daha zekice bir planı uyguluyor. kapalı imparatorlukların sorunu gerçek anlamda hiçbir tampon bölgeleri olmamasıydı, iç ve dıştan ibarettiler. mutlak barış veya kontrolün mümkün olmadığını, tarih boyunca birçok kez görmüş bulunuyoruz, bu bir hayaldir. her zaman çatışmalar ve savaşlar olacaktır. kapalı bir imparatorluk, bu gerçeği göz ardı eden katı bir yapılanma oluşturur. içeride tam bir sukün ortamı oluşturmaya çalışırken dışarıda da tam bir zafer peşindedir. sonuçta, ya içeride patlak verecek bir ayaklanmaya karşı aslında savunmasızdır, ya da dışarıdaki tehlike bir şekilde onun düzenli savaş makinasının başa çıkamayacağı bir kaos getirecektir. bunun yanında, abd ise bir halkalar sistemi oluşturmuşa benziyor, katı bir yapılanmaya gitmiyor. bu halkalara kabaca bakacak olursak merkezde haritadaki abd var, bu açık imparatorluğun kabaca başkenti. bir sonraki halka, abd'nin her alanda işbirliğine dahil ettiği anglosakson sadık müttefik devletler. bir dış halka abd'nin etkisi altında olan ama onunla fazla benzeşmeyen ülkeler, türkiye, almanya, yunanistan gibi. sonraki halkalar belirsizleşiyor, abd'nin silah verdiği taliban veya kuzey ırak'taki kürtler gibi yerel örgütlenmeler, önem kazanacak herhangi bir küçük ülke, yerel medya vs. sonuçta bu halkalar dağılarak ve karmaşıklaşarak tüm dünyayı kapsıyor. (aslında her halka da kendi içinde bir kademeler bütünü; örneğin abd'nin kendi içinde sosyal bir adalet yok, siyahlar hala ikinci sınıf, türkiye için yunanistan o an gözden çıkarılabilir, kullanılan taliban gerektiğinde imha edilebilir ve bir yenisi kurulabilir; sonuçta hiçbir halka homojen ve katı değil)

bütün bu sistemi kapalı imparatorluklardan ayıran şeyler de aslında böylece ortaya çıkıyor. abd, işgal ettiği yerlere kendi bayrağını dikmiyor (örneğin ırak), orayı kendi öz toprakları gibi bellemiyor ve gerektiğinde gözden çıkarılabilir. tüm dünyayı tek bir bayrak, dil veya din altında birleştirmek gibi bir derdi yok. kaosun ve çatışmanın her daim dünyada var olacağının farkında. buna son verip mutlak barış getirmenin imkansız bir hayal olduğunun da farkında. onun yaptığı, bu kaos ve çatışmayı kendi hakimiyetine almak. iç halkaları mümkün olduğunca korumak, beslemek ve tutarlı hale getirmek için, (gerektiğinde bazen iç halkalarda da olmak üzere - örn. 11 eylül) dışarıdaki halkalarda sürekli bir çatışma ve kargaşa yaratıyor. bu sayede gerek yerel gerekse küresel oyuncuların dahil olduğu bu dünya çapındaki satranç oyununda kuralları, tahtadaki renkleri ve taşları kendisi belirliyor. önleyici savaş dediği şey aslında bu ve gerçek adı aslında sürekli savaş. kendi planlayıp uyguladığı bu küresel, düşük yoğunluklu savaş ve kargaşa politikası ile kendi kontrolü dışında büyük bir çatışmanın patlak vermesine mani oluyor. bütün bu işi yaparken gerektiğinde ordusunu, küresel şirketlerini, gerektiğinde düşünce kuruluşlarını ya da ekonomik gücünü kullanıyor. ve bu kademeli imparatorluk sistemi ile tüm dünyayı heterojen bir yapı ile yönetmeyi başarıyor. bir örnek vermek gerekirse, halkanın merkezi büyük bir ormanın göbeğinde bir boş alan. ve bu ormana bir yıldırım düşüp bir yangın çıkarması kaçınılmaz. merkezi korumak için yaptıkları, merkezin çevresinde sürekli ama düşük yoğunlukta bir budama yapmak. sonuçta başardıkları bu merkezde ve onun yakınında bir vaha yaratırken etrafındaki tüm ormanı budanmış, yer yer yanmış bir çalılığa çevrimek. işte açık imparatorluktan kastım bu. tüm çevreyi şahane, asla yanmayacak bir ormana çevirmek gibi bir dertleri yok. bunun imkansız olduğunu biliyorlar çünkü.

neticede abd, tarihteki siyasal evrimin soğuk savaşla birlikte ulaştığı yepyeni bir noktanın bugünkü temsilcisi. "ordo ab chao" anlayışının gerçekleşmiş hali. bir yüzyıl içinde uygarlık sisteminin bu derece değişebilmiş olması ise ayrı bir hayret ve inceleme konusu.

not: açık ve kapalı imparatorluk kavramları tamamen benim uydurduğum şeylerdir. başka bir terminoloji halihazırda zaten mevcut olabilir.
amerika'lı komedyen Chris Rock'un deyimiyle;
"Amerika,sizin üniversite harcınızı ödeyen fakat sizi taciz eden bir amca gibidir."
(bkz: utanmaz parçalar bütünü)
Amerika.... gidersen ya vezir ya da rezil olursun.
çok tuhaf ülke çok tuhaf. insanların hatta dünyadaki nerdeyse bütün insanların nefret ettiği bir ülke. ve yine ne hazindir ki o nefret edenlerin parayı bulunca , bulmadan hatta ilk gittikleri gitmek istedikleri ülke.
kapitalizmin sembolü, oligarşinin ve emperyalizmin yuvasıdır.orta doğuyu kanla yıkayarak demokrasi getirmeye amaçlayan ve bu uğurda milyonlarca ocağı söndüren katillerin, emek hırsızlarının, şerefsizlerin yönettiği ülke.

(bkz: kısa çöp uzun çöpten hakkına alacak)
sadece 2. dünya savaşındaki hahramanlıklarını! anlatan binlerce film yapmış devlet. lan bizim binlerce savaşımız var adam gibi bir tane çekemedik ona yanıyorum.