bugün

yeşilleri çekip sedyeye sırt üstü uzandıktan sonra ameliyathaneye doğru sürüşe çıkarılmışken hastane koridorundaki eşe dosta el sallamak. gülümseyen gözlerle tabii. tebessüm eden bir suratla. adetten.
o an ki korku ile ne yaptığını bilmeyen kişinin yapacağı eylemdir. eline koluna hakim olamaz, salak salak güler.
ilk başta kafamda komedi unsuru olarak canlandırdığım sonra hüzünlü bir olaymış gibi aklıma gelen olaydır.
gidip de dönmemek vardır. son bir bye bye.
ondan sonra mavi ekran. belli mi olur, kader.
aslında gitmek istememektir. sallanan eli tutup o sedyeden kurtarmaktır.
kimi zaman şakayla karışık olsa da, hakkınızı helal edinlere kadar varabilen olay.

zira annem öyle bir şey yapmıştı ki, tamam her şey var hayatta ama, ağzından dökülen dualar arasında, masada kalırsam, kardeşin sana emanet deyip hıçkıra hıçkıra ağlaması gibi bir şey azdır.