bugün

insan yaşamında çevrenin etkisi büyük rol oynar. Genlerimizi ve davranışlarımızı tetikleyen etmenlerden biridir. Bulunduğumuz çevre koşullarının yanında insanın kendi davranışları da önemli bir etkendir. Kişi, edindiği alışkanlıklar sayesinde vücudunun isteklerini yerine getirmek zorunda kalır. Burada kurban edilen vücutlarımızdır.

Diyelim ki, kışın hiç atkı takmayan birisiniz ve bir gün geliyor atkı takmanız gerektiğini hissediyorsunuz. Atkı, soğuk havalarda boğazımız sıcak tutmaya yaradığı için vucüt bu sıcaklığa alışıyor. Ertesi gün atkının size sıkıcı geldiğini düşünüp giymiyorsunuz. Böyle bir durumda ne hissedersiniz? Kesinlikle boynunuz donacaktır.

Kışın 3 veya 4 günde bir banyo yapan biri olduğunuzu farzedin. Etrafınızdaki insanların iki gün geçmeden banyo yaptıklarını duyuyorsunuz ve acaba ben pislik içinde mi yaşıyorum gibi bir öz eleştiride bulunuyorsunuz. Öz eleştiride bulunmakla kalmayıp bu durumu uygulamaya sokuyorsunuz. Bir süre böyle gidiyor ve ileride farkediyorsunuz ki eskiden 4 günde bir kokmaya başlarken şimdilerde iki günde bir kokmaya başlıyorsunuz. Sebebi açık, vücut iki günde bir yıkanmaya alıştırılmıştır.

Yine kış mevsiminden bir örnek verelim. Kimi insanlar hasta olmamak ve üşümemek için çok kalın giyinirler. Fakat farkında olmadıkları bir şey vardır ki, o da kalın giyindikçe vücut terler. Kışın terleyen vücut, hastalığı davet eden en önemli faktördür. Ne çok kalın ne de çok ince giyinen insanlar hasta olmak konusunda oldukça güvenli bir mesafede dururlar. Vücut ne üşür ne de terler. Bu yüzden, çok kalın giyinen ve kendine aşırı dikkat etmeye çalışan kişiler daha büyük olasılıklarla solunum yolu hastalıklarına yakalanır.

Belkide vücudumuzu gerçek anlamda kurban ettiğimiz en önemli alışkanlık steril ortamlarda bulunma kaygısıdır. Mikrop ile tanışmamış insanların bağışıklık sistemi daha zayıftır. Genç yaşlarda mikroba alışamayan kişiler orta yaş üzeri dönemde oldukça ağır hastalıklar karşısında çaresiz kalmaktadır. Bebeklik çağında boğmaca veya zaatüre hastalığına yakalanıp bunları atlatan kişiler ileriki yaşamlarında solunum yolu hastalıklarına fazla yakalanmazlar. bunun gibi bir çok örnek bağışıklık sisteminin önemini göstermektedir. Tanımadığınız düşman, size en fazla zararı verecek olandır.

Nihayetinde, vücutlarımızı edindiğimiz alışkanlıklar yönetmektedir. Vücut, bu alışkanlıklar doğrultusunda kendini ayarlamakta ve siz onu yöneteceğinize o sizi yönetmektedir.
30+yıl sigara alışkanlığı sonucu bacakları kesilmiş vucutlar. içmeyin şu zıkkımı. gerçekten üzülüyorum. bizim insanımız bu kadar.......her içilen sigara yavaş yavaş intihardır...lütfen.