bugün

mehmet şevki eygi nin muhteşem makalesinde geçen oteldir.

buyrun;

Gösterişli ve Davullu Umre Seyahatleri


Bilindiği gibi umre farz değil, nafile bir ibadettir. Zamanımızda (herkes için söylemiyorum) bir kısım Müslümanlar umreyi turistik bir seyahate çevirmişlerdir.

islam'da ibadetlerin makbul olması (Allah tarafından kabul edilmesi) için ihlas şarttır.

Bir kimse yüzde 99 Allah rızası için namaz kılsa, yüzde bir de halk takdir etsin, bu adam namaz kılıyor, ne dindar kişiymiş desinler niyetini beslese onun bu niyeti sahih olmaz, kabule karin olmaz. Çünkü ihlas kesir kabul etmez, ya yüzde yüz olur, ya olmaz.

Eskiden hacca gitmek, umre yapmak çok zordu. Develerle, yelkenli gemilerle aylarca yolculuk yapmak gerekiyordu. Karada eşkıya, denizde korsanlar vardı.

Bu devirde uçağa biniyorsun, birkaç saat sonra Cidde'desin. Mekke lüks otellerle dolu. Paran varsa bir süit kiralıyorsun, sultanlar gibi yaşıyorsun.

islam'da farzları açıkta yapmakta bir sakınca yoktur ama nafile ibadetleri halktan gizlemek gerekir. Ta ki niyete ve ihlasa ziyan gelmesin.

"Efendim ben bir ay önce dördüncü umremden döndüm..."

"Ben umredeyken... Heh heh heh..."

"Altı yıldızlı Şakşuka otelinin on beşinci katında Kâbe'ye tepeden bakan odamda çayımı içerken... Hah hoh hih..."

Sesi titrer, gözleri yaşarır... "Medine hurmaları parmak büyüklüğünde idi ve gayet lezzetliydi..."

Umreye kimler gitmiyor ki... Şarkıcılar, türkücüler, mankenler...

Namaz kılmıyor, umreye gidiyor.

Oruç tutmuyor, umreye gidiyor.

Tesettür mesettür yok, umre yolcusu.

"Beşinci umremde şöyle bir hadise olmuştu..."

Tam hatırlamıyorum, yedinci umrem miydi, sekizinci umrem miydi, Mekke'de şiddetli yağmur yağmıştı..."

Lüks otellere avuçla paralar ödenir...

Turistik umre seferleriyle övünülür, gurur kibir...

"Umreden yeni geldim..."

"iki hafta sonra umreye gideceğim..."

"Ben umredeyken..." (Nakarat)

Bizim beyler, hanımlar lüks umre seferleri yaparken memleketteki açlar, sefiller, yetimler, işsizler, ezilenler ağlar inler...

islam aleminde bir yığın facia cereyan eder.

Somali'deki aç çocuklar sapır sapır dökülür ölür.

Türkiye'de ve nice islam ülkesinde din ve Şeriat elden gitmiş.

Şirk, küfür, günah-ı kebair, fısk, fücur, nifak, şikak, isyan, tuğyan, fitne, fesat ayyuka çıkmış.

Halkın ve gençliğin bir kısmının imanı gitmiş.

Bizimkiler lüks, konforlu, masraflı (israflı), gösterişli, debdebeli, şaşaalı, ihtişamlı umrelere giderler.

Hiç hayâ ve edeb sahibi bir Müslüman Kâbe-i Muazzamaya tepeden bakar mı?

Teheccüd kılan bir Müslüman önce perdeleri kapatır, ışığı sonra yakar.

Nafile oruç tutan ihlaslı bir Müslüman, oruçlu olduğunu kimseye bildirmemek için gerekirse orucunu bozar, sonra kaza eder.

Zekat dışında nafile sadaka veren ihlaslı Müslümanın sol eli, sadaka veren sağ elinden haberdar olmaz.

imkanı, serveti, parası olan Müslümanın, miskin Müslümanlara yardım etmesi farzdır.

Kırkta bir zekat vermekle vazife bitmiyor. Miskin kardeşlerin açsa, sürünüyorsa, ağlıyorsa, kıvranıyorsa gerekirse malının yarısını, daha fazlasını vereceksin.

Allah her şeyi biliyor. Kullarının amellerini kirâmen kâtibîn meleklerine yazdırıyor.

Farz ibadetleri ihmal edip de nafilelere ağırlık vermek dengesizlik değil midir?

Ey Zengin oğlu Zengin!.. Senin lüks bir umre seyahati masrafınla kaç Somalili çocuğun karnı doyabilir biliyor musun?

Gurur, kibir, gösteriş, lüks, israf, övünme seni Cehenneme götürür, iyi bil.

Müslümanlar açlıktan ölürken, senin lüks otellerin üst katlarında keyif sürmen reva mıdır?

"Ben umredeyken..." Bırak bu edebiyatı!

Perdeleri kapat, teheccüde öyle kalk.

Nafile ibadetler açıkça yapılmaz, gösterilmez, davul çalarak ilan edilmez.

ihlâs ihlâs ihlâs...



http://www.habervaktim.co...llu_umre_seyahatleri.html