bugün

allah (cc) ın yaratmış olduğu dünyayı allah ın emirleriyle kanunlarıyla yönetme biçimidir. olması gerekendir. ve bir gün elbet olacaktır. halk dilindeki adı şeriattır.
"Gerçekten Biz, içinde bir hidayet, bir nur bulunan Tevrat'ı indirdik. Kendilerini Allah'a teslim etmiş peygamberler, yahudilere onunla hükmederlerdi. Bir de Allah dostları ve ilim adamları da Allah'ın kitabını muhafaza etmekle görevli olmaları ve üzerine şahit olmaları dolayısıyla onunla hüküm verirlerdi. Artık insanlardan korkmayın, Benden korkun ve Benim ayetlerimi birkaç paraya değişmeyin! Ey hakimler, her kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, onlar hep kafirlerdir." (maide/44)

işte o vurucu cümle : "her kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, onlar hep kafirlerdir" bunun üzerine söylenebilecek veya bir bahane üretilebilecek bir şey yoktur kısa öz ve netttir.

tüm yaratılan insanları birinci derecede ilgilendiren bir konudur. en büyük sorudur, eğer allah'a inanıyorsak inandığımızın allah'ın yasaları nerede? aristonun allah'a inandığı gibi mi inanıyoruz? "allah dünyayı yarattı ve yarattığından haya etti, beğenmedi ve ilgilenmez oldu, yarattı ve kendi haline bıraktı" allah ilgilenmiyor bu tür şeylerle, insanların nasıl yönetileceği, ne yiyecekleri, para'yı nereden kazanacaklarını ve ne şekilde kanacaklarına bakmıyor allah. düğünlerimize, nişanlarımıza hayat anlayışımıza karışmayan müdahale etmeyen bir allah. allah sadece cami'de, ya da ramazan'da oruç tuttuğumuzda var, kurban bayramın da kurban keserken var allah bunun dışında diğer tüm hareket ve davranışlarımıza müdahale etmiyor allah. serbest bıraktı bizi. bir çoğumuz böyle bir allah'a inanıyoruz.
sonuç olarak inandığımız gibi yönetiliyoruz, yöneticileri seçenlerde biziz. bize süslü cümlelerle geliyorlar, parti yönetimlerinden, yapmayı iddia ettikleri şeyleri sıralıyorlar size. hepsinin kendine özgü kendii tanıtma taktikleri var. hepsi birer bayrak açmış, hepsinin ellerinde bayraklar var! bağırıyorlar! hepsi kendi yöntemiyle slogan atıyor, hepsinin çağırma şekli aynı! "mutluluk bizde" "aşk bizde" "özgürlük bizde" vs. vs ama hepsinin sloganı var.

bir sürü bayrak var dedik; kimin elinde kominizm bayrağı, kiminde abd, kiminde parti, kiminde insan hakları, aşk, sevgi, mutluluk çeşit çeşit bayrak. din bayrağı sallayanlar en önde, ellerinde islam bayrağı salladıklarını iddia ediyorlar, bayrağa aldanıp gidersen ya bir tarikat ocağına düşersin, ya cemaat yurduna. ya da kendini bir anda suriye'de alevileri "allah" diye kesen bir militan, tepene baktığında üzerinede allah kelamı olan bir bayrak taşıdığını görürsün ve elindeki bıçakla ve yüreğindeki huşu ile adamın boğazını yine "allah" diye kesersin. ya bir parti koluna düşersin, yada ülkü ocağına. bi bakarsın şeyh'in peygamberle el sıkıştığını söylemeye başlar. dedim ya çeşit çeşit bayrak var hepsini sayamayacağım, sonra yazıların uzun diye kızıyorsunuz. ama bunca pislik ve irin kısaca anlatılabilir mi, hangi birini yazacağız?
inandıklarını iddia ettikleri allah yerine para, siyaset, ideoloji, patron, şeyh, ata, dede, gelenek, görenek, töre, cinsellik, moda çeşitli idoller sayamayacağımız yani "allah dışında kalan her şey" tüm bunları ilahlaştıran rab edinen, peygamberleri rab edinen, inandığı allah'ın yanına küçük tanrılar inşa eden! kısaca hakkı gizleyen, allah'ın dininden gerçek islamdan faydalanmasının onüne barajlar inşaa eden, inananları allahsız bırakan, inanmayanları allah'sız ilan eden tüm cenahlar! evet, dedim ya bayrak çok.

yöneticilerin insanlara ne ile hükmettiklerine bakalım?

"yoksa onlar cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kimmiş Allah'tan daha güzel hüküm verecek? Fakat bunu inancı kesin bir kavim anlar." (maide/50)

seçimlerini allah'ın kur'an-ı kerimde gösterdiği şekilde seçenler, allah'ın yasalarını hayatlarında yasa olarak isteyenler başka hüküm verici aramaz.

(bkz: şeytanın krallığı)
(bkz: nasıl bir allah a inanıyoruz)
(bkz: cehenneme doğru uzanan halay konvoyu)
hasretini çektiğimiz ülküdür.