bugün

her din kafanın mümkünse hayatında bir kez olsun gerçekleştirmesi elzem hesaplaşma.
elbette biraz cesaret gerektirir, zira mahkum olan allah'ın hükmü bitecektir. ancak sırf allah diye iltimas geçecek ve adil bir yargılama yapamayacaklarsa hiç kalkışmasınlar, en azından kendi inanç sistemlerinde bile malumdur ki "allah niyetinizi bilir". özellikle sorgulama değil ama "yargılama"; çünkü türlü sorgulamalar zaten ortada ve sonuç almadan istersen ölene kadar sorgula allah'ı, neye faydası var, kime zaman kazanacaksın? demek ki bir kez olsun ciddi bir yargılama gerek.

"töbestafurulah" hash tagını atlatabilenler soracaktır, "iyi de allah'ın nesini yargılayacağız" diye. orası kişinin varoluşu ile olan memnuniyet ilişkisine kalmış: nihayetinde "herşeyi" yarattığını iddia eden, yani "herşeyden" sorumlu bir merci, mutlaka vardır hesap vermesi gereken birtakım hadiseler. "ben herşeyden memnunum" diyenle bir işimiz yok zaten, aklı alemle ve kendiyle kurcalananlarla ilgili bir teşebbüs bu, olan bitende "sorun" görebilenlere hitap ediyoruz, "vardır bir hikmeti" kolaycılığına kaçmadan "nedir peki hikmeti" merakındakilerle derdimiz.

"nereden bulacağım peki allah'ı"... "heryerde" diye biliyorsan zor bir cevabı yok bu sorunun. senin yargılayacağın merci aslında kafanda kurduğun allah kavramı; yani "benim taptığım allah bu soruya ya da şu soruya nasıl cevap verirdi" diye tahmin yürütme oyunu. "bu beni dinsizliğe götürür" diyorsan demek ki zaten inandığına olan itimadının sağlam olmadığını seziyorsun ve kendini kandırdığını kabul ediyorsun demektir.

ve madem allah'ın birgün seni yargılayacağına gayet eminsin, o zaman senin önceden davranmanda bir adaletsizlik ve yanlışlık yok.