bugün

sonra o doğurduğu çocuklar buldukları ilk işte çalışmaya başlar. dayak yer, aşağılanır, hor görülür. zamanla dayak atmayı, saf olmamayı, her şeyin ve herkesin bir fiyatının olduğunu öğrenirler. bir süre sonra gözde semtlerde komilik, garsonluk yapmaya başlarlar. hayata erken atıldıkları için yaşıtları kutucuk karalamaya çalışırken onlar, işin piçliklerini yalayıp yutmuşlardır bile. az biraz yetenekliyseler birkaç yıl sonra şef garson olurlar. aldıkları maaşın sektörde bir anlam ifade etmediğini, asıl paranın sarhoşların verdiği bahşişlerde olduğunu öğrenmişlerdir artık. yaptıkları bin bir türlü çakallıkla bi' süre sonra kendilerine ufak bir yer açarlar. ya da başkalarının mekanında kendilerine iyi bir yer edinirler. bir yandan ceplerini doldurmaya devam ederken, diğer yandan da turist kızları düdüklemeyi ihmal etmezler. ha yeri gelmişken, o kutucuk karalayan gençlere mi ne oldu? onlardan bir kısmı da turizm- otelcilik okuyup, bu mazlumların yanında komiklik yapmaya başlar. işte hayat böyle bir şey.
bir de işin en kötüsü allah rızkını verir diye doğurdukça doğuran kadınları doğurur.
hamile kaldığını öğrendikten sonra yapabileceği iyi birşey kalmayan ve kendini öyle taselli eden kadın.
vurkaç yapan fakir kocasını hatırladıkça bu sözü söyleyen kadındır.
cehaletinin cezasını sefalet içine doğan çocukları öder.