bugün

tanrı eğer doğru olanı seviyorsa
neden doğrunun yanında değil
eğer iyiliği istiyorsa neden iyi düşünenler hep kaybediyor?
eğer tanrı buralarda biryerlerde ise neden kendiisne inananlara haksızlık ediyor
eğer tanrı varsa neden görmüyor bazı şeyleri
tanrı nerde? tanrı ben miyim?
diyor ki ruhumdan üfledim sana o halde tanrı benim.
her daim senleyim ne yapsan görmekteyim
o halde benm tanrılarım benim küçük hücrelerim.
bir virüste bile nakavt olan, yenilen.
tanrı değil miydi her zaman en güçlü olan herşeyin üstesinden gelen?
değil miydi doğrunun yanında olan.
madem tanrı benim hücrelerim
ufacık bir virüse bile nasıl yenilirim ?
eğer tanrı bensem, bu başarısızlık kimin?
eğer benimse bu başarısızlık peki tanrı kim?
tanrı nerdeyse neden duymaz ki beni?
neden izin verir kaybetmeme?
neden izin verir kötülüklere?
bak bakalım tanrı kimin yanında?
güçlünün mü güçsüzün mü?
eğer adil bi tanrı olsaydı yer yuzunde,
olmazdı bugün afrikada açlar
filistinde ölen müslümnlar
eğer iyiler kazansaydı bugun, olmazdı bugun yahudiler en zengin.
eğer tanrı olsaydı seven insanların yanında
olmazdı bugün platonik seven insanlar
ve eğer olsaydı tanrı olmazdı bugün iranda ölenler
olmazdı bugün pakistanda asılanlar
şimdi soruyorum ben ne yaptım
eğer tek hatamsa yalan atmak bir defa
çektim cezasını
öldüm belki de her dakika
ama eğer sana inandıysam yeter bu kadar.
bi farkım olmalı herkesten, inanıyorsam iyi olduğum için
inanmiyorsam kötü şanslı olduğum için.
ama bir fırsat yarat bana mutluluğum için.
sana yalvardım belki de
belki bir dilekçe idi bu yazdığım.
ama sadece dışavurumdu hepsi
sadece bir takım isteklerdi
tıpkı noel babadan oyuncak dileyen cocuklar gibi
mutluluk diledim senden
umuyorum birgün bacamdan aşağı kurdalelerle sarılı mutluluk paketleri ile ineceksin evime
yılbaşı o kadar geç ki tanrım benim için
bu kadar uzun bir dua
belki bir isyan belki bir dilek, belki de bir red.
nolursa olsun.
sensin ya en güçlü herşeyi bilen
herşeyimi bilirsin sen de inceden
mutluluk kapımı aralaman yeter benim için.
bana kalan sadece o kapıyı açmak, o gücüde kendimde buluyorum
ey tanrım bu kadar dilekle yatağıma uzanıyorum.
benm yanımda olmanı diliyorum, umutla, ümitle.
ümit ve umut aynı anlamda.

bu kadar yazıcaklarım, mektup gibi oldu biraz da aslında, en başında sayın tanrı diye başlamalıydım belki de . bilmiyorum.ama bu dileklerimin hatta dileğimin olmasını arz ediyorum.

amin.
içinde sadece dilek, istek, isyan barındırmak zorunda olmadan, tıpkı bir dosta yazar gibi yazılan, yazılmaya çalışılan mektup çeşidi. Tek dikkat edilmesi gereken, her yazının tamamının duyulduğu göz önüne alınırsa "haddi aşmamak" meselesi olabilir. Bir de "Tanrı'yla Sohbetler" versiyon 6 ila 7'ye dönüşmemesi iyi olabilir * * * * *
anlamsızdır. dua ederiz ancak.
hiç gerek olmayan eylemdir.

metne bakıldıgında ise mektuptan daha çok dilekçe örneği gibi duruyor.
(bkz: tanrıya mail atmak)
mektup yazıp, tanrı'nın adresine yollamaktır.

tanrı'nın evi: müslüman inanışına göre ''allah'ın evi'' denen kabe-beytullah'tır.

yahudiler için tanrı'ya en yakın yer kudüs'teki ağlama duvarıdır.

hristiyanlar isa'yı tanrı'nın oğlu ya da kendisi olarak nitelerler. yani onların tanrı'sı allah değildir.
tanrı'nın adresi kabe veya ağlama duvarı da değildir.

''tanrı'nın evi'' dedikleri kiliselerdir.

bir müslüman tanrı'sına mektup yazar, göndermek isterse, adres olarak ''beytullah'' yazmalıdır.
7. kata gönderilmesi gereken mektuptur. *
tanrı anlayışına göre değişen mektuplardır. ben mesela yazmaya niyetleniyorum sonra diyorum o biliyor ne gerek var yahu.
(bkz: iadeli taahhütlü çarpılmak)
hayat boyunca tüm yaşadıklarımızın yazıldığı mektuptur. acı, güzel, doğru yanlış, öldüğümüzde teslim edeceğimiz bir ruhtur.
çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler mesajını iletmektir.**
mektuba son verirken seni her zaman cok seven ben
boş iştir. ciddi ciddi bir gece yazdığım fakat mektup bittikten sonra nereye postalayacağım konusunda bir yere varamadığım için içimde hep ukte bırakmış olan bir durumdur.
sevgili tanrı şeklinde başlayıp devam edecek mektup yazma işidir.
ptt'yi zora sokacak uygulamadır.
tanrıya telefon açıp sadece onun sesini duymak istemekle aynı derecede şizofrenik durum.
işin dinsel boyutunu günahını sevabını bir kenara bırakırsak gayet mantıklı olabilecek bir harekettir.
Neden derseniz insanlara hep duymadığın görmediğin birşeye itimat etme denir. Kulağımla duyduğumuma inanıcam sanamı gibisinden sözler vardır. Bu sebeple direk iletişim kurmayı istemek doğaldır. ilk başta dediğim gibi işin dini tarafını kenara bırakalım gayet samimi ve içten bir harekettir.
Beyin terk bir canlının feryatları allaha mektupmuş.