elif şafak'ın baba ve piç romanında geçen bir söz. adı sadece alkolik karikatürist olarak geçen bir karakterin sözleri:

"bu ülkede az biraz da olsa demokrasi varsa, bunu şu elimdeki alkol şişesine borçluyuz. ne sosyal reformlar ne siyasi yapılanmalar. hatta kurtuluş savaşı bile değil. türkiye'yi diğer bütün müslüman ülkelerden ayıran işte bu şişedir. bu bira var ya bu bira özgürlüğün ve gelişmiş sivil toplumun simgesi."

bana göre bilinçaltında alkolü böyle algılayan çok insan var türkiye'de.
alkolün iman adına yasaklanmasını isteyenlerin hakim olduğu bir ülkede kaçınılmaz algıdır.
şimdi bir genç evinde bazı problemler yaşıyor ve içmeye gidiyor. içip rahatlıyor, o an özgürlüğüe kavuşuyor. daha sonra alkolün etkisi geçince, tekrar aynı yere dönüyor. sorunlar devam ediyor. ben canım sıkkınken, kendimi özgür hissetmiyorken bolca alkol kullandım. 1000 mg antibiyotiğin üzerine, bardaklarca votka içip kendimi özgür ve rezilde hissettim. herşeyin etkisi geçtikten sonra, tekrar kaldığım yerden sıkıntılarımla devam ettim. özgür olduğumu da zannetmiyorum. zannetti ne zannetti peki ? alkol içince etkisi hiç geçmeyecek, ömür boyu özgür mü olacağını zannetti ?
ayıldığında ellerdeki kelepçelere anlam katacak eylemler yaptırabilen özgürlüktür...