bugün

son dönemde biri ali ismail korkmaz davası almış başını gidiyor.

19 yaşında çocukmuş. katil devlet hesap verecekmiş! unutmayacaklarmış ve unuttturmayacaklarmış. klasik solcu jargonu. ha birde olayın iyice duygusal boyutundan edebiyat yapanlar var ki, işte duygu sömürüsü dedikleri budur. birde bize derler çok sömürü yapıyorsunuz diye. kendilerine gelince her şey mübah bize gelince na mübah. sol zihniyet böyle bir şey.

sonuna kadar katılıyorum kimse düşüncelerinden dolayı ölmesin hele de sokak ortasında dövülerek asla ölmesin. üzücüdür net. aksi düşünülemez.

ali ismail korkmaz üzerine manzumeler düzenler, o gösteride şehid olan polis için tek kelime etmişler midir? asla. aksine polisin anasına avradına söven söveneydi. hatta kafalarına çatıdan su ısıtma sistemleri atanlar vardı!

biraz samimiyet be kardeşim. o can değil miydi? daha doğmamış çocuğu yetim kaldı.

bu olay üzerinden kin ve nefret tohumları ekmekte ne oluyor. hani sol guruh insancıldı?

genç bir insanın dövülerek öldürülmesi hepimiz üzdü. lakin bu şahsın sosyal medyada paylaştığı şeyler var ki akıl alır gibi değil. bütün müslümanlara akıl almaz hakaretler var. hepsine aptaldır diyor mesela.

hasbel kader ülkede devrim yapsa başa geçse bir tane müslüman bırakmayacak bir kine sahip gibi duruyor. olayın bu yönüne de bakmak lazım.

keşke gitmeseydi, keşke o olaylara karışmasaydı. keşke iyi niyetlerle başlayan o olaylar vandallığa dökülmeseydi.

malum kanalın, keşke bir kaç ölüm olsa şurada diyen muhabirini unutmamak lazım. gençleri sokağa vandallığa çağıran siyasetçileri unutmamak lazım bu olayı değerlendirirken.

ali ismail in katilleri kimse bulunsun. cezası neyse çeksin. ölümü ve öldürenleri asla savunmuyorum. zira ben müslümanım ve hakikati söylemek zorundayım. ölmesini savunmak vicdan ölçüleriyle bağdaşmaz.

lakin ali ismail korkmaz ın ölümüne sebeb olan diğer etkenlerde göz ardı edilmesin. gencecik çocukları direniş ayağı sokaklara dökenler de yargılansın.

daha geçen bu milletin başının belası olmuş bir partide üst düzey görevli bir kadın gençler sokağa çıksın diyordu.

o da bu dava kapsamında yargılansın mesela.

ölüm üzerinde duygu sömürüsü yapanlar, intikam alacağız deyip savaş çığırtkanlığı yapanlar da yargılansın. gayet güzel olmaz mı?

olası ölümlerin önüne geçmiş oluruz bu sayede. yani gençleri sonu olmaz maceralara sürükleyenler de yargılanmalı.

anlayacağınız önce bataklık kurutulmalı. net.
(bkz: ali ismail korkmaz üzerinden duygu sömürüsü yapmak)
hangi açıyla bakarsak bakalım katledilmesini meşru kılacak tek bir sebep bulamıyorum.

gezi sürecini başından sonuna kadar anlmak lazım önce. daha sonra sosyolojik olarak bu gezi hareketini incelemek lazım tüm yönleriyle.

ali ismail ve arkadaşları neden sokaktaydı?

neydi insanların itiraz edip sokağa döküldüğü bu şey?

haklı ya da haksız bu insanlar neden öfkeliydi?

halkın bu olaylara bakış açısı neydi?

medya neye yönledirdi gezi sürecini?

siyasiler neden anlaşma zemini hazırlayamadı?

ali ismail'in davasına farklı bi açıdan bakmak için öncelikle bu sorular çerçevesinde gezi sürecine farklı açılardan bakmak lazım.
adama siktir lan derler.
O çocuğun eline taş ve molotof verip sokağa salanlar asıl yargılanması gerekenlerdir. Darbe yapacağız. Hükümeti düşüreceğiz. Siz de daha özgür olacaksınız diyerek cahil kesimi kandıranlar şimdi perde arkasında viskisini yudumlayarak olayların büyümesi için ektikleri nefret tohumlarının büyümesini seyretmekte.
(bkz: gezi parkı olaylarının başlama nedenleri)
göt kıllarının sandık muhabbetinden farkı olmayan bir söylem. araya vandal, polis gibi kelimeler sıkıştırılır. sonra da arınç gibi ilk üç gün ben de destekledim ayağına yatılır. olan bitenin farkına varın keşkeler için artık çok geç.
Saçma sapan bir bakış açısıdır! Neymiş efendim, "öldürenler kimse bulunsun cezasını çeksin imiş'" Neymiş "öldürülen polisin ardından küfürler edilmiş, bu çocuğun arkasından methiyeler düzülmüş müş!"... Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça...

1. Mustafa Sarı hiçbir zaman unutulmamış, her zaman ölen genç çocuklarla birlikte anılmıştır! Biliyoruz ki, Mustafa Sarı'nın katili, Mustafa Sarı'yı halkın peşine koşturan devlettir!

2. Biz de böyledir kardeşim... Ölen kişinin ardından methiyeler düzülür, şiirler okunur, şarkılar söylenir. Ölen kişiler hatırlanmalıdır ve evet, bazı mahlukatlara inat unutturulmamalıdır. Çünkü Ali ismail Korkmaz, Mustafa Sarı, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım sadece ölen kişileri değil, yapılan zulümleri, kısıtlanan özgürlükleri, mücadeleyi hatırlatır.

3. Dönüp dolaşıp bu olayı bile islam düşmanlığına bağlayabilmek de büyük bir trollük gerektirir tabi ki!

4. Darbe girişimini diline dolayanların, ciddi halde bir hukuk ve siyaset bilimi dersine sokmak gerekir. Demokratik bir ülkede hükümeti düşürmenin yolları nelerdir? Bu yolların arasında, anayasaya aykırı davranışlar karşısında sokağa dökülmek ve bu yolla hükümeti istifaya zorlamak var mıdır yok mudur bir öğretmek gerekir. Ama yok, illa yüce büyük RTE'nin dediği gibi, demokrasi sandıktır. Sandık kadar taş düşsün kafanıza ne diyelim artık.

5. Bir bataklığın olduğu doğrudur ve bu bataklık kurutulmalıdır. Bunun yolu da bataklığa dönüşmüş olan beyinlere yoğun bir şekilde insan hakları, hukuk ve demokrasi kavramlarını eğip bükmeden doktrinde anlatıldığı gibi zerk etmektir.
aptalca bir bakış açısıdır.

bi insan ölmememli, ama müslümana hakaret varsa ölmeli diyen ibişlerin bakış açısıdır. siz solcuların samimiyetine laf ediyosunuz öyle mi? o ölen polisin arkasından ana avrat küftemişiz öyle mi? kanıt? yok! ali ismail müslümanlara laf etmiş öyle mi? kanıt? yok!

siz önce kendi samimiyetinize bakın. sonra benle konuşursunuz.
şaşırtmayan bir bakış açısıdır .
fazlasını beklemek , devenin yumurta yapmasını beklemekten daha zordur .

biride , " o çocuğu eline taş ve molotof verenin " gibi bir cümle kullanmış .
keşke taş ve molotof kullanan herkese aynı cesareti gösterseler !