bugün

'Onlar ellerini önlerinde kavuşturup başlarını bükenlerin geleneğinden geliyor, biz yumruklarını sıkıp kaldıranların,

Onlar sırıtanların çocukları, biz kahkaha atanların,

Onlar Recep ivedik, biz Yılmaz Güney,

Onlar etek öpmüş, biz 'paçaları aşağıya almışız',

Onların çocukları babalarının göbekleriyle övünecek, bizim çocuklar babalarının kalbiyle…

Onlar böyleyken, biz böyleyiz işte… Bu kavga bitmez!

Onlar talimatla bayrak kaldıranlar… itaat edenler…

Onlar beslenemedikleri için boyu benden kısa olanlar… en son Japonya'da metroda böyle hissetmiştim… ama onlarınki genetikti, bizimkisi yetersizlik…

Onlar istanbul'da denizi yılda bir kez görenler...

Onlar birbiri ile konuşmayanlar... Onlar yanlarında bir adet gazete bile getirmeyenler...

Evet hiçbirinin kolunun altında bir gazete yok... Bir adet bile...

Onlar telefona, internete bakmayanlar... Twitter vimitter filan bilmeyenler... 'Selfie' çekmeyenler...'

Özet geçelim: Onlar cahil, az beslenmiş, kısa boylu ve koyunlar.

Tabii bir de parayla iradesi satın alınmışlar' ,

Akp'nin kutuplaştırıcı söyleminden en çok şikâyet eden, hatta şimdilerde seçimlerden birinci çıkacağına kesin gözüyle bakılan Başbakan'ın nedense bir iç savaş çıkarma peşinde olduğunu savlayan 'sosyalist' zihinler 'Onlar, Biz'e karşı… Bu kavga bitmez!' sanrılarıyla yaşayadursunlar.

Şimdi bu nefret dolu 'Onlar, Biz'e karşı' yazısının araya sevgi pıtırcığı cümleler serpiştirilmişi Ahmet Hakan referansıyla, Cüneyt Özdemir gibilerce baş köşelerde ağırlanıyor.

sevgili eğitimli-seçkin-uzun boylu-üst sınıf çapulcu duayenlerimiz, sosyalist görünümlü faşistlerimiz kapanışı 'Eğer iktidar yüzde 40'ın üzerinde oy alırsa, onunla demokrasi dışı yollarla mücadele edilir' ile yapıyor.

şimdi sahiden kutuplaşan kim? kutuplaştıran kim? kutuplaştırılan kim?