bugün

ergenekonda yapılan basit usul hatalarını dillerine pelesenk edip asrın davasına gölge düsürmek isteyen yazarların çiçek taksiye dönen darbe girişimcilerinin yargılanma sürecini görmezden gelmeleri ile artık tiyatroya dönüsen yargı sistemidir. Bu ülkeyi yıllarca muz cumhuriyeti mantığı ile yönetip, makam, mevkii ve ihaleleri bu mantıkla gizli mahfillerde paylasanların son refleksleridir. Türkiye Cumhuriyeti batılı anlamda bir devlet oldugunda vasıfsız eleman olarak bile is bulamyacak olan kitlenin son sarıldıgı daldır.
(bkz: anayasa mahkemesi)
(bkz: 367 kararı)
(bkz: e-muhtıra)
(bkz: sabih kanadoğlu)
ayrıca deniz seki'yi serbest bırakan türk yargısıdır.
deniz feneri'ne dokunmayan yargıdır. ayrıca telefonları dinlen yargıdır.
Yargının içindeki bölünmede, istanbul barosunun, yargıçlar ve savcılar birliğinin * tarafında olanlar; 3-4 yıl önce ordunun darbe hazırlığı toplantılarına, brifinglerine avukat, hakim, savcı olarak toplu biçimde, cüppeleriyle gittiler. Şimdi onların acısını çekiyoruz. Onları o toplantılara davet edenler Ergenekon davasından hapiste, bunlar ise rejim çöküyor, bu kış şeriat gelecek, bu kış bölücülük gelecek filan diyerek insanları korkutmayı ve içerdekileri de kurtarmayı deniyorlar. Aslında çöken, elitist, otoriter devlet modeli ve onun yargısıdır. Kurulan ise hukuk devletine daha uygun, daha demokratik bir yapı olma potansiyelini taşıyor.

işin politik çerçevesi için okunabilecek yazı: http://www.izmirizmir.net...ari/yazi.php?yazi_no=1155

yargıdaki bölünmenin neresinde durmak, hangi tarafı tutmak konusunda kafası karışanlar için okunacak en objektif yazı için ise bakınız: http://taraf.com.tr/makale/8486.htm
güncel Önemli Başlıklar