bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı26
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- aristoteles'in orta yolu9
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak17
- anın görüntüsü15
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss16
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni11
- ali erbaş19
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi15
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- online olup entry girmeyen yazarlar9
--spoiler--
http://albastropos.blogcu...hdam-paketi_45702331.html
--spoiler--
Yeni açıkladıkları hali ile çok enteresan pakettir. içi boş tabi ama kabında allı pullu şeyler yazıyor.
Deniyor ki, 1,5 yıl içerisinde yeni fabrikalar açılması konusunda teşvikler olacak. Bunun nasıl olacağı da pek söylenmiyor. Özellikle ekonomi politikalarına bakılınca bu paketin şifrelerini çözmek ürkütücü.
hadi çözelim:
i-) öncelikle IMF ile anlaşmayı şart koştukları ve IMF'siz bir Türkiye düşünmediklerini görüyoruz. Bu açıdan tüm sistemleri IMF'den borç almaya odaklı. Ne IMF'den kurtulmak için bir projeleri ne de düşünceleri var. Hala IMF ile anlaşmazlıklar yüzünden 1 ayı geçkin süredir birçok şeyi askıya aldılar. Geçmişe bakacak olursak "IMF'ye ümmük sıktırtmam" deyip tarihimizin en ağır stand by anlaşmasını imzaladıklarını da unutmamak gerek.
Enteresandır, IMF çok güzel bir öneri sundu. Vergi idaresini özerkleştirme düşüncesini söyledi. Böylece daha sistematik şekilde yasalarla çizili çerçevede vergi toplama işi daha etkin kılınacak. Ama Tayyip Bey(!) yanaşmıyor. Sebebi ise basit. Bu şekilde hoşuna gitmeyen şirketleri bir telefonla incelemeye alamayacak, ayağına bağ olanları bir çelme ile yok etme şansını yitirecek ve bir de vergiyi kimilerine ceza kimilerine de vergi ödememeyi ödül olarak sunamayacak. Hatırlarsanız kısa süre önce özel bir tasarı ile bir Amerikan şirketinin de 100 milyon YTL'lik vergi borcu silinmişti... Olay tamamen duygusal.
ii-) Fabrikalar açılacakmış. Geçen 7 seneye bakalım. Bu ülkeye sıcak para geliyor diye bir söylem çıktı, iyi haltmış gibi bu söylem pazarlanıldı ve ezberden insanlar ne halt olduğunu bilmeden konuşmaya başladı. Ağabeylerim ablalarım, ülkeye gelen sıcak para yeni bir fabrika bacası tüttürmedi. Ya var olan ve kar eden işletmeler satıldı yok pahasına, ya da dünyanın en yüksek faizi ödenerek yabancılar zengin edildi. "sürdürülebilir borç stoku" diye bir kavrama bel bağladılar. Bu ne demek? Borç ödendiği sürece "ipimle kuşağım, *ikimle **şağım" mantığı... Nasıl ödediler? Limanları 49 yıl özelleştirerek yabancılara, madenleri peşkeş çektirerek, senin benim sırtıma binerek, emeklilere kan kusturarak, yabancılara toprak satılarak, iç ve dış borçlanılarak, Atatürk'ten kalma fabrikaları satarak... Peki bu mantık fabrika açar mı sizce?
Teşvik deniyor. Yaptıkları teşvikler halkın işine gelecek şeyler değil. Halk açlıktan kıvranırken ve gıda satın almak için bankalara kredi kartı yüzünden borç batağında iken başbakan, "ben kredi kartı borçlularına dürüst bakmıyorum" diyor. Neye indirim var? Beyaz eşyaya, plazmaya, ota püsüre. Halk yine aç. Bu teşvikler bu krizde halkı kurtarmak için değil, burjuvaları korumak içindir. Çünkü bu indirimlerin hiçbir alt kültürü yoktur. Ne gıdada ne de zorunlu ihtiyaçlarda vergi indirimi vardır. Halkın borç yapısı gösteriyor ki, halk geçiminden aciz. Lakin bu halkı görmezden gelen bir başbakan!
çarpıcı bir nokta:
Diyelim ki fabrikalar açıldı. Bu mantıkta hiçbir faydası olmayacağı gibi zararı olacaktır. Nasıl mı? Zaten var olan fabrikalar, "kapasite kullanım oranı" olarak çok düşük seviyede çalışıyor. Bu ne demek? Bir fabrika misalen 100 birim ürün üretebilecekken bunun altında ürün üretiyor demek. Sanmayın ki 80-90 birim mal üretiyor. Bilindiği üzere ücretsiz izinler, 15 günde 1-2 gün çalışmalar ile dayanmaya çalışıyorlar. Üstelik kapananlar da cabası. Yeni fabrikaların açılması demek istihdam yaratmak değil, gereksiz ve zararlı rekabet yaratıp herkesi batırmak demek... Yapılması gereken fabrika açmak değil, kapasite kullanım oranını arttırmaya yönelik önlemler almak demektir.
Üreticilerin rekabet şansını arttırması için, ihracat yapması için ya yeni teknoloji üretmesi ya da maliyetleri düşürmesi gerekir. Bu iktisadın ilk dersinde öğrenilen ilk kuraldır. iktisat biliminde dillere sakız olan arz ve talep kavramları hep bu kuralı işler hale getirmek üzere parametreler olarak ele alınır. Ama bu anlamda hiçbir gelişme yok.
Üstelik 7 senelik sürece bakılırsa görülecektir ki küçük sermayeli ve orta sermayeli işletmeler hep batmış veya zarar etmiştir. Ellerindeki sermaye stoku erimiştir. Bu bilinçli politikalar sonucu gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında tekelleşme devlet eliyle desteklenmiştir. Tekelci rekabeti önlemek amacı ile hiçbir önlem alınmadığı gibi tekelci işletmelerin gelişi modernlikmiş gibi lanse edilmiş ve desteklenmiştir. Dev işletmeler insanlara üretme şansı bırakmamıştır. Tüm dünyada rekabetin eziciliğini önlemeye yönelik önlemler alınırken bizde tam aksi durum söz konusu.
12.06.2009
21:40
http://albastropos.blogcu...hdam-paketi_45702331.html
http://albastropos.blogcu...hdam-paketi_45702331.html
--spoiler--
Yeni açıkladıkları hali ile çok enteresan pakettir. içi boş tabi ama kabında allı pullu şeyler yazıyor.
Deniyor ki, 1,5 yıl içerisinde yeni fabrikalar açılması konusunda teşvikler olacak. Bunun nasıl olacağı da pek söylenmiyor. Özellikle ekonomi politikalarına bakılınca bu paketin şifrelerini çözmek ürkütücü.
hadi çözelim:
i-) öncelikle IMF ile anlaşmayı şart koştukları ve IMF'siz bir Türkiye düşünmediklerini görüyoruz. Bu açıdan tüm sistemleri IMF'den borç almaya odaklı. Ne IMF'den kurtulmak için bir projeleri ne de düşünceleri var. Hala IMF ile anlaşmazlıklar yüzünden 1 ayı geçkin süredir birçok şeyi askıya aldılar. Geçmişe bakacak olursak "IMF'ye ümmük sıktırtmam" deyip tarihimizin en ağır stand by anlaşmasını imzaladıklarını da unutmamak gerek.
Enteresandır, IMF çok güzel bir öneri sundu. Vergi idaresini özerkleştirme düşüncesini söyledi. Böylece daha sistematik şekilde yasalarla çizili çerçevede vergi toplama işi daha etkin kılınacak. Ama Tayyip Bey(!) yanaşmıyor. Sebebi ise basit. Bu şekilde hoşuna gitmeyen şirketleri bir telefonla incelemeye alamayacak, ayağına bağ olanları bir çelme ile yok etme şansını yitirecek ve bir de vergiyi kimilerine ceza kimilerine de vergi ödememeyi ödül olarak sunamayacak. Hatırlarsanız kısa süre önce özel bir tasarı ile bir Amerikan şirketinin de 100 milyon YTL'lik vergi borcu silinmişti... Olay tamamen duygusal.
ii-) Fabrikalar açılacakmış. Geçen 7 seneye bakalım. Bu ülkeye sıcak para geliyor diye bir söylem çıktı, iyi haltmış gibi bu söylem pazarlanıldı ve ezberden insanlar ne halt olduğunu bilmeden konuşmaya başladı. Ağabeylerim ablalarım, ülkeye gelen sıcak para yeni bir fabrika bacası tüttürmedi. Ya var olan ve kar eden işletmeler satıldı yok pahasına, ya da dünyanın en yüksek faizi ödenerek yabancılar zengin edildi. "sürdürülebilir borç stoku" diye bir kavrama bel bağladılar. Bu ne demek? Borç ödendiği sürece "ipimle kuşağım, *ikimle **şağım" mantığı... Nasıl ödediler? Limanları 49 yıl özelleştirerek yabancılara, madenleri peşkeş çektirerek, senin benim sırtıma binerek, emeklilere kan kusturarak, yabancılara toprak satılarak, iç ve dış borçlanılarak, Atatürk'ten kalma fabrikaları satarak... Peki bu mantık fabrika açar mı sizce?
Teşvik deniyor. Yaptıkları teşvikler halkın işine gelecek şeyler değil. Halk açlıktan kıvranırken ve gıda satın almak için bankalara kredi kartı yüzünden borç batağında iken başbakan, "ben kredi kartı borçlularına dürüst bakmıyorum" diyor. Neye indirim var? Beyaz eşyaya, plazmaya, ota püsüre. Halk yine aç. Bu teşvikler bu krizde halkı kurtarmak için değil, burjuvaları korumak içindir. Çünkü bu indirimlerin hiçbir alt kültürü yoktur. Ne gıdada ne de zorunlu ihtiyaçlarda vergi indirimi vardır. Halkın borç yapısı gösteriyor ki, halk geçiminden aciz. Lakin bu halkı görmezden gelen bir başbakan!
çarpıcı bir nokta:
Diyelim ki fabrikalar açıldı. Bu mantıkta hiçbir faydası olmayacağı gibi zararı olacaktır. Nasıl mı? Zaten var olan fabrikalar, "kapasite kullanım oranı" olarak çok düşük seviyede çalışıyor. Bu ne demek? Bir fabrika misalen 100 birim ürün üretebilecekken bunun altında ürün üretiyor demek. Sanmayın ki 80-90 birim mal üretiyor. Bilindiği üzere ücretsiz izinler, 15 günde 1-2 gün çalışmalar ile dayanmaya çalışıyorlar. Üstelik kapananlar da cabası. Yeni fabrikaların açılması demek istihdam yaratmak değil, gereksiz ve zararlı rekabet yaratıp herkesi batırmak demek... Yapılması gereken fabrika açmak değil, kapasite kullanım oranını arttırmaya yönelik önlemler almak demektir.
Üreticilerin rekabet şansını arttırması için, ihracat yapması için ya yeni teknoloji üretmesi ya da maliyetleri düşürmesi gerekir. Bu iktisadın ilk dersinde öğrenilen ilk kuraldır. iktisat biliminde dillere sakız olan arz ve talep kavramları hep bu kuralı işler hale getirmek üzere parametreler olarak ele alınır. Ama bu anlamda hiçbir gelişme yok.
Üstelik 7 senelik sürece bakılırsa görülecektir ki küçük sermayeli ve orta sermayeli işletmeler hep batmış veya zarar etmiştir. Ellerindeki sermaye stoku erimiştir. Bu bilinçli politikalar sonucu gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında tekelleşme devlet eliyle desteklenmiştir. Tekelci rekabeti önlemek amacı ile hiçbir önlem alınmadığı gibi tekelci işletmelerin gelişi modernlikmiş gibi lanse edilmiş ve desteklenmiştir. Dev işletmeler insanlara üretme şansı bırakmamıştır. Tüm dünyada rekabetin eziciliğini önlemeye yönelik önlemler alınırken bizde tam aksi durum söz konusu.
12.06.2009
21:40
http://albastropos.blogcu...hdam-paketi_45702331.html
iş verenin ve işçinin memnun olduğu, olayla alakası olmayan ve doğan medyasının gazına gelenlerin memnun olmadığı paket.
güncel Önemli Başlıklar