bugün

avrupa ülkelerindeki kralcı cumhuriyetçi kavgasının aynısıdır.

bizde de padişahçı-hilafetçiler (akp)le cumhuriyetçiler(chp) kavga halindedir.

bu çağda hala kula kulluk etmek isteyenlere orhan gencebay abimiz 30 sene önce ayarı vermiştir.(kula kulluk edene yazıklar olsun )
modernliğin sadece çıplaklık olduğu öğretilmiş, hayatta dinden başka hiç bir insani değeri olmayan bu çağın insanı olmayan adamla,

insan hakları gibi, hukuk gibi ,sosyal adalet gibi insani değerleri savunan ulusal çıkarlarını düşünen, bu çağın insanının kavgasıdır.
benzerleri memleketimde 50 yıldır yapılan kavgaların bir yenisi. önceden din ve kemalizm adı altında değildi, şimdi kutuplar bu tarafta. 3-5 sene sonra da başka isimle hortlar merak etmeyin. biriniz chp'ye diğeriniz de akp'ye oy vermeye devam. en son koalisyon olur sonra da sar bandı geriye.
sonuç: iktidar ve yanlıları çok zengindir, muhalif gibi görünenlerde malı götürmüştür. vatandaş ise halen daha fakir.
son söz mahatma gandhiden gelsin: iktidar insanı kokuşturur uzak durmak gerekir.
edit:imla.
eğer bir kavga varsa ak parti savunma pozisyonundadır. bin yıllık statükoları bozulanların saldırması sonucu savunma yapmak zorunda kalmıştır.

"%95 le iktidara gelseniz biza rağmen iş yapamazsınız" diyenlerle boğuşmaktadır iktidar. yani çirkefle!
dindar olan ama akp'yi hatalarıyla gören biri ile, cumhuriyetçi ve atatürkçü olan ama chp'den hazetmeyen biri arasında geçerse kavga değil tatlı bir tartışma şeklinde geçecek durum.
muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için level atlıya atlıya bi hal olan kemalistlerle liberal demokrat akp nin kavgasıdır. kemoş - liboş çekişmesi de denebilir.
daha doğrusu türkler ile arapçı- kürtçülerin kavgası. malum birileri milli türk devletinden rahatsız.
genç türkler rahatsız
mevcudiyeti kusku götürmeyen bir kavgadir.

benim de bu konudaki gözlemlerim su sekildedir ; dünyada tek parti iktidarlari görünene göre yavas yavas bitecektir. dünya oldukca büyük bir genellemeyle, koalisyonlar dünyasi olmustur. yalniz bazi ülkelerin secim sistemleri koalisyonel yönetimlere uymamakta, o yüzden o ülkelerde koalisyon olamamaktadir. örnek : abd, fransa... bunlarin disindaki dünya üzerinde söz sahibi olan bircok ülke kac dönemdir koalisyonla yönetilmektedir. buna en önemli örnek almanya´dir, almanya´da koalisyon artik bir gelenek haline gelmis gibidir.

bunlari söyledikten sonra türkiye´yle ilgili görüsüme gecelim. türkiye de tek parti iktidarlari, iktidar olunduktan kisa bir dönem sonra, diktatörlesmeye, tek adam hükümeti olmaya baslamaktdir. her konuda karar veren kisi neredeyse teke inmektedir. tv´ler o kisinin show alani sekline dönmektedir. biz böyle seylere almanya´da falan alisik degiliz. haberler bile "protokol siralamasina göre" verilmektedir. mesela basbakan´in karisinin giydigi bir döpiyes, tv´lerdeki haber siralamasinda 30 kisinin öldügü bir trafik kazasindan daha öne gecebilmektedir. bunlar hep tek adam diktatoryasina done olarak gösterilebilecek tespitlerdir.

liberalizm türkiye acisindan internasyonel baglamda degil nasyonel baglamda türkiye´ye daha bir acik ve saffafca getirilmelidir. türkiye´kaynaklarini internasyonalitel güclere henüz acmamalidir, ama acmistir. acmamalidir, cünkü türkiye´nin bu kaynaklari degerlendirecek bir endüstrisi henüz kurulmamis,kurulan da henüz emekleme asamasindadir, bu asamadaki bir devletin kaynaklarini internasyonel güclere sundun mu, ülkenin tasinir ve tasinmaz kaynaklarini , kendinden cok daha güclü devletlere altin tepsiyle sunmus olursun. akp mesela bu büyük hataya düsmüstür.

bir devleti basarili yönetmenin iki secenegi vardir. bunlarin kolay olani-ki akp nin de yaptigidir bu- o an dünyaya egemen olan holdingleri ülkene sokar, herseyi onlarin ana sermayesiyle yaptirirsin,ki böylece ülkendeki bir kisim insana is ve as imkani saglamis olursun. o insanlarin kazanclarini vergilendirerek, kendin de önemli kazanclar elde edersin, ama suyun basinda oturan adam olmana ragmen bidon yapamadigin icin, suyu bidon yapanlara teslim etmus olur ve az miktarda suyla yetinmek durumunda kalirsin.

bunun tersi de atatürk´ün ve mesela cin in yaptigidir. endüstrin ne kadar yetersiz de olsa, suyun basinda oturuyor olmana ve bidonun da olmamasina ragmen suyu, o an orada olan kap kacaga doldurur, suyun büyük miktarinin sen de kalmasini saglarsin. gün gelir ileride bidon da yaparsin. ama bidon yapana kadar beklemek tabii toplumun biraz aci cekmesine sebep olacaktir. iste akp nin "memleketi pazarlamaktan kasti" budur. endüstrisi olanlara kaynaklarini actigin zaman, türklerin calistigi fabrikalarda onlarin mamülleri üretilmeye baslanacak, o türk isciler tabii ki para kazanacak, ama paranin büyük bir bölümü o mamülü üreten firmaya, ve sonunda da o firmanin bagli oldugu ülkeye akacaktir.

sen de bol miktarda demir filizi vardir, bu, endüstrilesmenin ana kaynagidir. akp´ye su yaptiklarindan dolayi oy verdin, ve sana kismen iyi de geldi bu durum. ama unutma ki, bu, ana kaynaklarin büyük kismini dis güclere "hediye" ettigin icin oldu. ama su görüs de yanlis degildir "ben bu adamlari buraya sokmasam biz o isi nasilsa yapmayacagiz, yerimizde sayacagiz, en azindan kaynagin cogunu onlara aktardik ama, bize de bir yarari oldu" diye de düsünebilirsin. bizim de dedigimiz, o yapmayacagini söyledigin isi kendin yapsan, kaynaklarin da senin elinde kalsa, sen simdiye kadar kalkindigindan cok daha acayip kalkinacak, o ab´ye falan hic ihtiyac duymayacak, adamlarin seni kapilarinda süründürmelerine izin vermeyeceksin.

iste böyle...isin aslinda büyük bir kismi psikolojiktir. sen kendini güclü hissettigin zaman güclü olur, kaynaklarina bekcilik edersin. kendini zayif hissettigin zaman da "benden bi numara olmaz, bari al sen kullan " dersin... biraz basitce formüle ettim, ama türkiye´nin su anki konumunu bir sürü batili ülkenin profesörü bile böyle görüyor. audi´nin bir yemeginde bir ismi ben de sakli adam "bizim isimiz ne güzel di mi, demisti. bir sürü hammaddeyi türkiye´den aliyoruz, fabrikalarimiz da ucuza arabalari türklere yaptiriyoruz, sonra da o arabalari pahali pahali götürüp türkiye´de satiyoruz, bir de ödül falan aliyoruz." demisti (yani tam böyle söylemedi, ama icinde kesinlikle bu anlam vardi - ki gercegi tamamen yansitan bir tespittir bu)... iste budur, türkiye´nin durumu. türkiye miyavlayan bir aslandir, eger birgün kükreyebileceginin bilincine varmazsa, onu daha coook miyavlatirlar....üstelik arada bir kuyruguna bile basip, aci aci miyavlatirlar.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar