bugün

'yarısı bende olsaydı istanbul benim olurdu' demişti alpay erdem.
çeyreği bende olsa hoşlandığım sekiz on kıza açılmış olurdum. heves ettiğim ama başlayamadığım bi kaç aktiviteye de başlardım. söylesem ayıp olur mu diyip söylemediğim içimde kalan lafları söylerdim.

allahım ondan al bana ver biraz.

yüksek olan özgüvendir. çok yüksek.
bir nihat doğan özgüveni değildir.
patolojik bir özgüvendir..

ya bu adam reklam için böyle yapıyor...

yada major şizofreni yada bipolar bozukluk gibi ciddi bir psikiyatrik hastalığı var..

bence daha çok b seçeneği..yani major şizofreni yada bipolar bozukluk hastası bu adam..birşeye inanmış ve çevresindekileri de inandırmaya çalışıyor..

bu tür hastalar,genelde günlük hayatta normaldirler..yeme,içme,giyinme gibi faaliyetlerini normal insanlar gibi sürdürürler..dışarıdan bakıldıklarında ayırt edilemezler normal insanlardan..

hastalığın aktif ve pasif dönemleri vardır...beyindeki hormonal bozukluğa bağlıdır hastalığın prognozu..

hastalığın aktif dönemlerinde hastalar bu tür gerçekdışı inanışlara girerler..

olağanüstü yeteneklere sahip olduklarına,dahi olduklarına,çok iyi müzisyen olduklarına,peygamber olduklarına,mehdi yada mesih gibi dini bir şahsiyet olduklarına yada bir önceki hayatlarında amerikan başkanı vs olduklarına inanırlar..

çevresindekileri de inandırmaya çalışırlar..

kendilerini akıllı,çevresindekileri aptal görürler..yada kendilerini real,çevrelerindekini sürreal görürler..

hiçbirzaman hatalı yada kusurlu olduklarını kabul etmezler..

bu duruma başka bir örnek de adnan oktar ve kennedi alkan verilebilir..

adnan oktar'ı zaten tanıyorsunuz..

kennedi alkan ise ilk hayatında başkan kennedy olduğunu ve suikast sonucu öldürüldüğünü bu yüzden de adını ''kennedi'' olarak değiştirdiğini söyleyen ve 90'lı yıllarda türkiye'de fenomen olup birçok programa katılan bir adamdı..

ajdar da böyle birşeydir işte..