bugün

Af, hak ettiği halde bir şeyi almamak sahibine bağışlamak demektiri.Allahü teala affedicidir.af edenleri sever.Kur'an-ı Kerim de mealen buyruluyor ki;(Affet, marufu emret ve cahillerden yüz çevir![Araf 199]
iş kendini affetmeye geldiğinde sezen aksu çok güzel demiş:
kendini seçemiyorsun
bırakıp kaçamıyorsun
duruma göre degişkenlik arz eden insana ait olan bir duygudur, size karşı yapılanı hazmetmekle alakalıdır.
diye bişey yoktur. yapabilirsen unutursun sadece. benim gibi fil hafızalılar unutmaz da, sadece gitgide etrafa yabancılaşır, çevresinden uzaklaşır, yalnızlaşır.
bir türlü başaramadığım.
büyük bir erdemdir.
büyüklüktendir derler ama megaloman olmaya gerek yok.
kabiliyettir. simarikliligin farkina varilmasi beklenilen durumdur. cok zaman varilmaz, post-modern durusla yelken acilir dileyenden oteye. titanikten geriye kalanlar gibi hisseden kendini bilmezlerin kozudur, genelde de simarirlar * selamlar (diyesi gelir insanin * )
seni senden başka kimse affedemez. kendini affedebilen affetmiştir ki en zorudur.
Karşıda ki insanın hatalarını anladığını an yanlışlarını düzeltmesi sonucu affedilmesidir.
''kadınlar yapılanları affedebilir ama asla unutmazlar''.
çoğu zaman boşvermek yada unutmak ile karıştırılan durum.

ancak affetmek büyük risk almaktır, kendinden birşeyler vermek, kendinden vazgeçmektir.

sizin için değerli bir insanın ciddi bir hata yapıp sizin gözünüzdeki değerini oldukça düşürmesi birçok konuda güveninizi sarsmasını müteakiben. hiçbirşey olmamış gibi değil herşeyin farkında olarak karşınızdakine bir şans daha verip onu eski yerine koymaktır affetmek. zordur gerçekten zordur.
asla işe yaramayandır.
affetmek zorunda olmaktır.

kimse affetmek zorunda olmadığı birini affetmez.
Bazen başkalarını affetmek yeterli olurken, kendinizi affetmeniz bile yeterli olmaz kimi zaman.
asil bir olgudur, büyüklüktür, insan bu büyüklüğü önce kendine yapmalıdır...
eğer affetmek bizim için iyiyse, asil bir duyguysa neden daha çok yapmıyoruz? bize engel olan iki neden var. 1.si sorumluluk: acı çektiğimiz sürece suçlayacak birisini ararız. eğer o piçi bağışlayacak olursanız o kadar acıyla tek başınıza nasıl başa çıkacaksınız? 2.si de kimlik. beni tüketen bu öfke bu kızgınlık bu şiddet olmadan, ben kim olurum ki?
kendini kandırmaktır.
yapıldığı takdirde insanı özgürleştiren, ancak söylenildiği gibi kolayca pratiğe dökülemeyen eylem.
içselleştirmek için, sonunu bilmediğiniz bir süreçten geçmeniz gerekir ki gerçekten de insan ihtiyarladığını hisseder; ta ki kendi tarafından affedilmenin verdiği tazelenmeyi yaşayana kadar.
çoğumuzun yapamadığı,yapmaya cesaret edemediği eylem.hak edeni sonuna kadar affediceksin hak etmeyene ise en başından s**tr ediceksin.
insan, bağışlayarak yener yanlışı. insanın acısını insan alır. iyilik, böyle kolay yenilmez... *
büyük intikamdır. karşınızdaki insana büyük bir vicdani sorumluluk yükler. affeden affetmiş ve rahatlamıştır. oysa affedilen her daim bunun ezikliği ile yaşayacaktır. "senin de bir açığın olsa keşke bende seni affetsem" diye düşünerek açık arayabilir, bu arayış çoğu zaman hem affedeni hem affedileni fazlasıyla yorar. bilindiği üzere gerçekten büyüklüktür affetmek, çünkü affedilen kişi affedenin karşısında küçülmeye mahkumdur.
birini affetmek, en büyük intikamdır.
gel beni yeniden vur demektir.
kişinin saflığının veya kendini kandırmasının değil, büyüklüğünün bir getirisi olan affetmek insanın kendi içinde halledeceği bir durumdur, ki çoğu zaman karşı tarafın özür dilemesi sadece "sözde" affetme sürecini kısaltır. bir insanı *** ondan vazgeçemeyeceğini düşünerek bağışlayıp da tekrar hayatına buyur etmek, affetme affedersen bir daha yapar düşüncesini bir nevi destekler; ama karşı tarafın illa da haberinin olması gerekmeyen affedilmiş olmak affeden insanın sadece sırtındaki yükü azaltır. o kendi kendine hala affedilmediğini düşünüp, zaman zaman "orada burada karşılaşırsam ne yaparım" düşüncesine gark olurken (tam tersine umurunda da olmayabilir tabi), onu sıradan insan sınıfına koydurur.