bugün

fransizca bilen bir guruhun serzenişi. bilmek cok da önemliymis gibi bunu haykirarak söylemeye calisirlar cok garip.
sozluk adina konusuluyorsa fransizca bilen bir guruhun degil de fransizca bilen bir yazarin sersenisidir diyebiliriz ancak.
degagez vous, je connais la langue francaise.
baska bir dilde bir calisma yapildiginda niye illa ben biliyorum havasi olarak algilanmaya calisilir anlamis degilim. bu kadar basligin icinde hicbir baslik goze batmiyor da bizim sozluge bilgi acisindan kattigimiz emegimiz batiyor?

enteresandir, bazilari sozluge geyik icin girmeye calisirken, yani sozluge birsey katmaktansa sozlukten birseyler almaya calisan bunca yazar varken, burda yazdigimizin baskasinin isine yarayacagini dusunmek mi sizin deyiminizle :"iyi bok yemek" , oluyor.

bu tur soylemler tam tersi benim gibi tematik yazarlari daha da cesaretlendiriyor. siz istediginiz kadar hakaretsi tavirlara devam edin.
(bkz: ohannesburg)
fransızca bilen birine ihtiyaç olan durumlarda, aralardan kopup gelen bireyin ağzından dökülmesi muhtemel cümle. *
bu durum neden insanları rahatsız eder anlamış değilim. isteyen bilsin, bilen kullansın, belli etsin. sana ne?
(bkz: acilin ben doktorum)
(bkz: okan bayulgen)
(bkz: kıskançlık)
(bkz: maalesef burada yüzme bilmen gerekiyordu)
(bkz: ölmeden önce son cümleler)
oya aydoğan makinada bu olayı çok iyi yansıtmıştır.
fransız ca ya, fransız kalmamış insan haykırışıdır..
anlaşılmayan bir fransız turistle konuşma anında söylenebilecek sözdür.