bugün

Uyandıktan sonra şaşılan rüyalardır.

Bazen masalımsıdırlar, bazen kabus...

Rüyaların zaten genellikle saçma olmasından hareketle yadırganmamalıdırlar.
pek uykum yoktu dün gece. uyku hapı olarak bir charles bukowski kitabı kaptım. kısa bir hikayesini okuduktan sonra artık uyumakta zorluk çekmeyeceğimi hissederek karanlığa gömüldüm.sevgilinin titreyen göğüsleriymiş gibi yumuldum yastığa.
bukowski beni bir barda bekliyordu. kendisinin işlettiği bir barda. benden söz edilmişti kendisine muhtemelen.o yüzden ona karşı akıllı,zeki, güçlü biri olarak görünmek istiyordum. muhtemelen o da biraz tedirgindi benim gerçekten anlatıldığım gibi biri olma ihtimalime karşı.(ona üstün vasıfları olan biri olarak anlatılmıştım ama ben bunun böyle olmadığını biliyordum).

içeri girdim bir bira söyledim.sonra bukowski geldi. yanımdaki taburede oturdu bir süre.muhtemelen bira bardağını kaldırırıken ellerimin titrediğini hissetmişti.yanılmış olmayı umuyordum ama benim bir hıyar olduğumu hissetmiş olduğunu da hissediyordum.çok sivri dilliydi. ağzından çıkan kelimeler yüzümde şaklayan kırbaç etkisi yaratıyordu.bana onunla kapışmanın , götümün yemeyeceği bir durum olduğunu hissettirdi.korktuğumu da hissetmişti.son olarak benim kendimi ifade etmekten aciz , konuşmayı bile bilmeyen biri olduğumu söyledi.ve haklıydı. haklı olması çaresizliğimden kaynaklanan sinirimi iki kat artıyordu.ben sinirlendikçe de kelimeler boğazımda düğümleniyordu.gözlerimin ağını ortaya çıkararak ona en büyük düşmanımmış gibi bakmaktan başka birşey yapamıyordum.ona karşı kelimelerle savunamıyordum kendimi.

ya küfür edecektim ya da orayı terk edip gidecektim. küfür etmenin acizlik belirtisi olduğunu söyleyen hasan üsteğmen aklıma geldiğnden küfür etmedim. bira bardağını fırlatıp attım. montumu almaya davrandım. bukowski geldi yanıma.gönlümü almaya çalışmasıyla benim triplerim arttı(hoşuma gitmesine, beni ikna etmesi için devam etmesini istememe rağmen).bir kız gibi naz yapıyordum.bunu hep yapardım zaten.duygu sömürüsü.istismar.

hiç te öyle olmasını istemediğim halde kendisine "boşuna uğraşma burdan gidiyorum" dedim. o da bana
-"dur sana listeyi gösterecem daha" dedi.
+(kalmak için naz yapan,mantıklı bir sebep bulup ta kalmış gibi davranmaya hazır ben)"ne listesi" diye sordum.
-(kelimesi kelimesine hatırladım uyandığımda)"dikine alabileceğin siklerin listesi ahahahaa"
+(beyne oksijen girişinin tükendiği o anlarda yüzüme ciddi sinirli bir tavır takınarak ters ters bakmayı akıl edebildim sadece, tek kelime söyleyemedim. belki orospu çocuğu denilebilirdi ama o acizlik göstergesiydi)
-"şaka şaka " dedi ilk cümlesinin hemen ardından."dikine sikebileceğin götlerin listesi" diyerek devam etti.

o ara beynime bir miktar oksijen girmesi sonucu düşünebilme yetimi kazandım tekrar.beni böyle kelimeleriyle madara eden birine karşı yerle bir olan gururumu yerden kaldıramasam da onun gururunu da yerlere sermek için bir şeyler yapmalıydım. bunu kelimelerimle yapacak biri olmaktan çok uzaktım.konuştukça muhattabımı ve çevredekileri daha çok eğlendirecek,onların gözünde yerin dibini daha çok arşınlayacak bir soytarı konumuna düşeceğimi bildiğimden(neyseki beynimde bir miktar oksijen var) laf ebeliğinin(daha çok laf ebesi olmayı denemenin, çünkü ya öylesindir ya değilsindir çalışarak olamz) bana bir faydası olmadığını anladım. küfür de edemezdim acizlikti çünkü. ya şiddet? kavga? aslında o da acizlikti. ama yine de rakibime acı verebilirdim. rencide edebilirdim , küçük düşürebilirdim. çok korkuyor olmama rağmen, benim için daha da kötüye gidecek bir sonuç doğuracağını hissetmeme rağmen, deyim yerindeyse üç buçuk atarak, kendime pek te güvenmeyerek gururumu kurtarmak için kafayı geçirdim pis buruşmuş suratına.
Kare 82 parça yemek takımımın kırıldığını görmüştüm. Uf çok fenaydı.
rüyalanmışsın.
dün gece tolgshow programına seyirci olarak gitmiştim rüyamda. tam gösteri bitince yukarıda tolga çevik'in program bitiminde çıktığı terasa çıktım. ulan o kadar karanlık ve kaygan ki düştüm düşücem. neyse biraz cebelleştikten sonra düştüm ama yer bildiğin çimlikti. anlamadığım iki şeyi düşündüm sabah kalktığımda, ulan programa seyirci olarak gidiyorsun ne diye terasa çıkıyorsun hayır amacım neydi, bir de yerler neden çim? stüdyo olum orası. bugün de sabah ilk kalktığımda yatakta oturup bunları düşündükten sonra finalde işe geldim.