bugün

kadınlar gününde, kadınların eline düşmüş bahtsız küçük kolej öğrencisinin muhattap olduğu durumdur.
benzer bir söyleyişle:
(bkz: göster bakim amcana şeyini)
- ablana ingilizce bir şeyler söylesene yavrum.
+ ama anne, bu kadın abla değil teyze olmuş artık.

-----

- ablana ingilizce bir şeyler söyle çocuğum hadi.
+ anne bu abla türkçe bilmiyor mu?
- ?
+ ama nasıl olur, daha dün babama "beni bir daha ne zaman parçalıcaksın?" diye sormuştu.
- !??!!
+ anne babam bu ablayı niye parçalasın ki? çok kötü bir şey mi yapmış?
- baban değil ben parçalıcam onu yavrum. hadi sen şimdi bahçeye in, meşe odunları var orda, en ıslağını getir bana yavrucum.

(bkz: ve olaylar gelişir)
bu çağrıyı yapan kadın 50'li yaşlarındadır.

abla dediği de muhtemelen 50 ve üzeri yaşta bildiğin kokoş teyzedir. 2 gün traş olmasa amca bile olabilir o kadar diyim.

karşılıklı yaltaklanma ve hava atma seanslarında, yada halk arasındaki adıyla "gün"lerde, çocuklar en büyük hava atma aracıdır. meslekler, kazanılan paralar, okullar, bölümler, hobiler, yetenekler hep diğer komşulara hava atmak için çocuklara kazandırılır.

anne olmuş türk kadınının en psikopat ve saldırmaya hazır halde kısır yiyen hali işte bu toplantı anlarıdır. kokoş karılar abla olur, genç delikanlılar oğlan olur, okan bayülgen okan, sezen aksu sezen olur. öyle sürer gider.

bir tek güzel yanı vardır, artan yiyecekleri tırtıklamak. gerisini salla, yağlı ve gürültülü.

sözün özü, bu ablana ingilizce birşeyler söylesene lafı da, sırf çocuğunun ingilizce bildiğini kokoş teyzeye* gösterme çabasıdır. fuck.
o anda bütün öğrenilen dilin unutulduğu andır, bir anda my name is le başlayan kısa bir cümleyle durum daha da saçmalaşır, sonrasında aslında ben anlıyorum da konuşamıyorum diye savunmaya geçilerek cevaplanan ve annenin; ben yaptım benim çocuğum iştenin dışa vurma biçimidir.