bugün

rakamlarla anlaşılabilecek düzeyde olan suriye deki işgal öncesi tablonun odaklanıldığı, orta doğu dönüşümünün bir parçası olan ülkeye başlatılan operasyonlar öncesi değiştirilmek istenene yönelik hamlelerdir. pek tabi refah seviyesi olarak, biçilen rolün dışına çıkılamadıysa da işgalden sonra ülkenin ne hale geldiğini net şekilde anlamak mümkündür.

2010 yılında, ilkokula kaydolma oranı yüzde 118 artmıştı ve dünya bankası raporlarına göre, ortadoğu ülkelerinin ortalama yaşam süresi 72 iken ülkede ortalama yaşam seviyesi 76 idi. yine dünya bankasına dayandırılan rakamlar ile ülkede orta dereceli okullara kaydolma oranı yüzde 72 ye yükselmişti.

kötü şansın suriye yi hakimiyeti altına alması ;

2011 in mart ayında, abd meclisi dış ilişkiler komitesi, suriye özgürlük destekleme yasasını oybirliği ile kabul ederken, suriye devletine yaptırımların arttırılarak bu ülkenin baskı altına alınması ve ülkede sözde demokratik özde teslimiyetçi politikalarla hareket eden bir hükümetin oluşturulması kararı alınmıştır.

2011 mayısında ise, abd tarafından suriye uluslararası islami bankasına yaptırımlara başlanırken, abd maliye bakanlığı, suriye nin dünya kamuoyunda yaptırımlara karşı sanayi kuruluşlarına destek verdiğini bildirip medya manipülasyonlarına hız kazandırmıştır.

2011 ağustosunda abd meclisi, suriye nin petrol kaynaklarına yatırım yapan ve geliştirilmesini sağlayan kesimlere cezai işlem uygulanacağını duyurmuştur.

2011 kasımına gelindiğinde, arap birliği denen oluşum suriye nin üyeliğini askıya aldığını kahiredeki toplantıda duyurmuştur.

bir ülkenin bekası için son derece önemli olan tarım alanındaki yıkıcı uygulamalar ise, bm temsilcisinin raporlarına şu şekilde girmiştir ;

suriye planı uygulamaya konulmadan önce 4 ile 4 . 5 ton arasında olan buğday üretimi, tarım sistemlerinin tahrip edilmesi ve öso denen taşeron terör örgütünün işçi ve çiftçi kıyımı sonucunda 2 ton dan az bir seviyeye gerilemiştir. ülkenin önemli sebze üretim merkezi humus ta sebze üretimi yüzde 60 azalırken, dara da ise yüzde 40 daha az zeytinyağı üretilebilmiştir. ülke genelindeki çiftçilerin yüzde 14 ü güvenlik zafiyeti ve yakıt sıkıntısı nedeniyle hiç ürün elde edememiştir. ayrıca dış yaptırımdan dolayı ülkede baş gösteren yem ve ilaç kıtlığı da hayvansal ve tarımsal faaliyetlere oldukça ağır bir yara vermiştir.

bunların dışında bombalanan hastaneler, okullar, sanatsal merkezler, yurtlar, sosyal tesisler vb. de cabasıdır. öso altında toplanan, dolara aç bünyelerin yaptıkları katliamlar, tecavüzler ve göçe zorlanan milyonlar. demokrasi ve özgürlük sancılıdır nihayetinde. ulusu bir arada tutma inancı taşıyan lider de katil.