bugün

Türkiye'deki devlet hastanelerinin toplam borcudur. bir yıl içinde 230 milyon dolardan 2,3 milyar dolara çıkan borçtur.

--spoiler--
ABD`nin Ankara Büyükelçisi David M. Satterfield, Türkiye'nin ABD'li ilaç şirketlerine borcunu ödememesi durumunda şirketlerin Türkiye'ye ilaç satmayı durdurabileceğini açıkladı.

Reuters'ın aktardığı habere göre Satterfield, Türkiye'deki devlet hastanelerinin yabancı ilaç şirketlerine borcunun bir yıl içinde 230 milyon dolardan 2,3 milyar dolara çıktığını söyledi ve şirketlerin böyle devam etmek istemeyebileceğini, bunun da Türkiye'nin çıkarına olmayacağını ekledi.
--spoiler--

https://www.cumhuriyet.co...tisi-durdurabilir-1768343
borcumuz borç, ne inkar ederiz, ne de öderiz...

( derdi bizim halil ağa )
borç alan ülkeden borç veren ülke olmadığımızı gösteren rezil durumdur.
geçen aylarda da asya bir şey bir şey bankasından borç almıştık...

tl'nin dolar ve euro karşısında değersizleşmesi yüzünden ödenmesi gittikçe zorlaşan borçtur, hatta bu yüzden ödenmemiş / ödenememiş olabilir.
Bu sorun kartopu etkisi yapabilir. Sorun sadece ilaçla sınırlı değil bence.
Para basar öderiz abartmayin.
bakın bu bir dramdır...

her ne kadar gurbetçi çomarlar "almanya'da sürünüyoruz, türkiye çok güzel" dese de,
akp'ye oy veren kitle "dünya bizi kıskanıyor" dese de, türkiye'nin tam olarak durumu bu malesef...

devlet hastaneleri ithal ettikleri ilaçların parasını ödeyemiyor, ama şehir hastanelerini yapıp işleten yandaş müteahhitlere yap işlet devret kapsamında ödemeleri tıkır tıkır yapılıyor...

sevgili arkadaşlar, ilaçta dışa bağımlı olmak demek, bir nevi esaret altında yaşamak demektir.

bir ülkenin güçlü olabilmesi için, içinde yaşayan bireylerin sağlıklı olabilmeleri şarttır.

ama ne yazık ki ilaç, tohum, aşı, tarım ve hayvancılık ürünleri gibi stratejik ürünlerde ülkemiz dışa bağımlı hale getirildi.

bu ülke atatürk döneminde çin'e aşı yolluyordu.
görsel

(bkz: atatürk döneminde çin e yerli aşı gönderilmesi/#43044248)

taa osmanlı döneminde bizzat pasteur enstitüsü ile işbirliği yapılarak kurulan bakteriyolojihane i şahane ve onun devamı olan cumhuriyet döneminde kurulan hıfzısıhha enstitüsü sayesinde türkiye cumhuriyeti 1940'lı yıllarda dünyaya aşı satan bir ülke konumundaydı...

1920'li, 30'lu yıllarda aşı gibi stratejik bir ürün imal eden ve de ihraç eden türkiye, akp döneminde 2011 yılında hıfzısıhha enstitüsünü kapattı ve aşıda ithalatçı ülke olmayı seçti...

aynı şekilde bu ülke kendi yerli ve milli ilacını üretiyordu.
1979'da üretime başlayan ssk ilaç fabrikamız "yerli ve milli ilaç üreteceğiz" diyen akp tarafından 2005 yılında kapatıldı.
görsel

"yerli ve milli ilaç üreteceğiz" diyerek, yerli ve milli ilaç üreten ilaç fabrikasını kapatan akp, aradan geçen 15 seneye rağmen hala yerli ve milli ilaç üretebilmiş değil...
(bkz: ilaç fabrikası kapatıp yerli ilaç üreteceğiz demek/#40429245)

sonuç???

sonuç işte ortada.
başlığı açan arkadaşın belirttiği gibi devlet hastaneleri abd'li ilaç şirketlerine borçlu durumda ve bu şirketler haklı olarak alacaklarını talep ediyorlar, ödenmemesi halinde de ilaç sevkiyatını durduracaklarını belirtiyorlar...

"bir devlet nasıl çöker, nasıl çökertilir" işte size özeti.

bir devleti yıkmak için illa toplar, tüfekler, uçaklar, füzeler, ordular gerekmez.
liyakatsiz insanlara devleti teslim etmek de devleti çökertir...
Yakinda iban atarlar yine.hadi bir el atın derler.sorsan ekonomi de pik yapıyoruz derler.
sankinim reyiz bu borcu emine hanımın ilaçları için yaptı (çantaları 50 şer bin dolar tamam ama pazar çantasıynan mı gezsin koskoca kadın).

hepimize bir iban verilsin, ödeyelim borcumuzu. akebeye üye olanlar ödemesin, onlar zaten vatan için çalışıyor.

hüloğğla kalın ve damarlı.
Üçüncü çeyrekte cari fazla verirsek kapatabileceğimiz borçtur. Nasıl fazla vereceğiz inanın ben de bilmiyorum.