bugün

tek bir veriye bakıp (ab bütçesi https://tr.wikipedia.org/...%C4%9Fi_B%C3%BCt%C3%A7esi) çok rahat yargıya varıyoruz.
o veri de şu.
almanya, ingiltere, fransa, hollanda ve italya'nın başını çektiği ülkelerin ab'yi fonlaması ab'den aldıkları desteklerden daha fazla.
buna bakarak diyorlar ki almanlar çalışıyor yunanlar alemlerde.
biz de çıkalım ab'den.
doğru ama kısmen doğru!
***
ortak para birimine geçilince ab devletleri kendine has para politikası belirleyemez oldu.
güçlü euro politikası izlendi.
bu en çok hangi ülkelere yaradı?

01.01.2010 tarihinden bir makale http://www.dw.com/tr/euro-yunanistana-a%C4%9F%C4%B1r-geldi/a-5075387 bakın ne diyor?
--- alıntı ---
Son yıllardaki gelişmeye göre bu ülkelerin paralarını yüksek oranda devalüe etmeleri gerekirdi. italyan parasının %40, ispanyol parasının da %30 oranında dış değer kaybetmesi gerekiyordu. Yunanistan ve Portekiz’in paraları da üç yıl öncesine göre %30 ila %40 oranında ucuzlamış olmalıydı. Ama para birimi aynı olduğu için döviz kurlarıyla oynamak, örneğin Yunan eurosunu Alman eurosuna göre devalüe etmek mümkün değil.
--- alıntı ---

euro değer kazandıkça ihrcatı artırmak isteyen ve rekabetçi avantaj elde etmek isteyen ülkelerin seçenekleri kısıtlıydı.
1 verimlilik artışı sağlamaları
2 işçi ücretlerini düşük tutmaları

parasal birliğin ilk yıllarında nispeten az gelişmiş ülkeler hibe ve fonlarla daha rekabetçi hale geldiler. Bu süreçte ülke büyüdükçe işçi ücretlerini artırdılar. zamanla işçi ücretlerindeki artış verimlilik artışının önüne geçti. bunu da ülke içi ekonomik krizler ve işsizlik izledi. tipik "maaşa zam işe son" durumunun yıllara yaygın bir şekilde gerçekleşmesi yaşandı.

19.09.2013 tarihli habere [http://www.bbc.com/turkce.../09/130919_fransa_almanya] bakalım.
--- alıntı ---
Almanya'da seçimlere birkaç gün kala, Fransız ekonomi bakanı, rekabette eşitlik sağlanması için Almanya'da ücretlerin yükseltilmesi çağrısında bulundu.

Sosyal Ekonomi Bakanı Benoit Hamon, Almanya'yı, ücretleri yapay bir şekilde düşük tutarak Avrupa'ya karşı haksız avantaj elde etmekle suçladı.

istatistikler, Fransız mallarının fiyatının yüksek olması nedeniyle, son yıllarda Fransa'nın Almanya'ya ihracatının bu ülkeden yaptığı ithalata oranla azaldığını gösteriyor.

Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nun rekabet gücü verilerine göre, Fransa 23. sıraya düştü. 2005'te ise 11. sırada yer alıyordu. Almanya ise 6. sıradan 4'üncülüğe yükseldi.

(tüm bunlara almanya ne cevap verdi?)
Merkel ise rekabet gücünü artırması için Fransa'yı ücretleri düşürmeye çağırdı.
--- alıntı ---

arap yağı bol buldu mu kıçına başına sürermişdiye sözümüz var ya işte ab'ye üye akdeniz ülkelerinin durumu tam da bu oldu. almanya ise işçi ücretlerini nispeten düşük tutarak ve yüksek verimlilik artışıyla rekabette öne geçti. ab üyesi ülkeler böylece pazar haline geldi.

almanya daha fazla ihracat yapıp daha az ithalat yaptı.
eğitim seviyesi yüksek nüfusu/yetişmiş işgücü sayesinde katma değeri yüksek ürünler sattı. hammadde aldı.
evet vatandaşlarına bol keseden maaş dağıtmadı ama ülke olarak daha güçlü konuma geldi. şirketleri piyasayı daha fazla domine etti. gelirde süreklilik sağladı. fon birikimleri ile çevre ülkelerin karlı şirketlerini alma fırsatı elde etti.

kabaca bir örnek alman otomobil firmaları daha da güçlenirken volvo çin firması geely'e satıldı.

sözün özü;
balık tutanlar/ayağını yorganına göre uzatanlar her zaman kazandı
balık verilenler / verilmesini bekleyenler uzun vadede kaybetti.