bugün

brad pitt'in oynadığı, yönetmenliğini robert redford'un yaptığı güzel film(1992). türkçeye "bizi ayıran nehir" olarak çevrilmiştir. şimdinin teknoloji manyağı yönetmenlerine küfür ettirir izlenince. matrixler, yüzükler, efendiler, harry'ler potterlar bombok gelmeye başlar birden.. filmin konusu hepimizin içinde bulunduğu aile hayatını ve doğayı anlatır. tutucu/otoriter bir baba ve ona başkaldıran iki erkek evlat(ki bunların ufak olanı bizim brad'dir). konusu çok fazla sürükleyici olmasa da sırf doğal güzellikler için bile izlenebilir. adından da anlaşılabileceği gibi muhteşem nehir ve balık tutma sahneleri vardır. tüm bu güzelliklerin yanında promosyon olarak brad pitt verilmiş, düşünsenize.*
craig sheffer ve brad pitt'in başrolünü oynadığı duygusal film. filmi izlerken, insanın öyle bir balık tutası gelir ki; sormayın gitsin. sonuç itibariyle arşivlik, hoş bir filmdir.
sonu acı biten, dönemin, okul, mahalle, üniversite, kasaba, ırkçılık, vs. gibi konularında gayet güzel ipuçları veren, kardeşliğin, ailenin, neden mükemmel bir mektup yazmanın gerekliliğinin, ve 'nasıl balık tutulur?'un anlatıldığı tatlı bir filmdir.
"henüz tutamadığı balığı bırakamayan" ların filmi.. olur ya hani, dinginliğin o sakin sularında herhangi bir aksiyon, gerilim, bilmece, labirent vs ye ihtiyaç duymadan, sadece izlemek istersin, sadece o nehri, sadece Montana'nın dağlarından akıtmak istersin, brad pitt paul'dur işte, paul ölünce film bitmesin istersin, film bitince nehrin sesi..

bazen. olur.. ya da olmaz.
Robert Redfort'un yönettiği 1992 yapımı filmdir. Başrolünde bir çocuk edasıyla gülümseyen brad pitt vardır. Filmi ilk kez 1996 yılında izlemiştim. Bir kez daha izleyince insan, teknolojiden arınmış, sade bir dünyayı özlüyor. Kasabada büyüyen iki kardeşin, balık tutmak, hayata tutunmaya çalışmak gibi çabaları harmanlanmış. Yirmili yaşlarda özlediği yaşama kavuşmaya çalışan Norman ve özgür bir karakter olan kardeşi paul'ün öyküsü.


--spoiler--
Yine de eksik bir şeyler var filmde. Devamını beklerken Paul'ün ölümü bir anda geçip gidiyor. Ölüm sahnesi zaten yok filmde. Ölümün aile üzerindeki etkisini gözlemleyemiyoruz. Biraz daha devam etmeliydi. Ya da ölüm gecikmeliydi.*
--spoiler--
dün itibariyle d&r'da görüp, alıp almama kararsızlığı yaşadığım, uzun zamandır almayı düşündüğüm ama; sonuçta almama kararı aldığım film.
sonuç: bigün alıcam.
bizi ayıran nehir Oscar ödüllü oyuncu ve yönetmen Robert Redford'un yaşanmış bir öyküden yola çıkarak çektiği bu film, babalar ve oğullarını konu almaktadır. Sevginin var olduğu ama duyguların açığa vurulmadığı bir ailede yetişen iki erkek kardeş, (Norman ve Paul) kendilerine farklı yollar çizme çabasındadırlar. Kuralcı bir din adamı olan babalarıyla çıktıkları balık avları onları doğaya yakınlaştırsa da, birbirlerini tam olarak anlamalarına yardımcı olmaz.

Sonunda iki genç babalarına baş kaldırır. Norman eğitimine evden uzakta bir üniversitede devam eder. Paul ise Montana'da kalır, ancak içki ve kumar dolu yıkıcı bir yaşam sürer.
Aradan geçen yıllar aile bağlarını zayıflatsa da, onların hikayesindeki ipuçları hala balık avlama sanatının gizeminde yatar.

Montana'dan büyüleyici manzaralar eşliğinde anlatılan bu şiirsel öykü, hayatın ritmini yakalamakta. Yönetmen Redford, kendi duygularının derinliğini yansıtamayan insanların hislerini bu filmde başarıyla aktarmaktadır.
life is not a work of art...
and that the moment could not last.

Hayat bir sanat eseri değildir ve bu an sonsuza dek sürmeyecek.

şeklinde bir cümle ile son bulan , Brad Pitt'in nehirde balık tutarken yaptığı mucadele ve buna babası ve abisinin tanık olduğu gerçekten unutulmaz bir sahneyi içinde barındıran bir Robert Redford filmi
"oooooo lavli montana"mızda geçen senaryosu ile harika bir coğrafya içinde çekilmiş olduğu bir kez daha anlaşılan güzel film. 1992 yapımıdır ve o zamanlar arkadaşlarla gidip izlenmiş, kızlarla "brad pitt" hayranlığı ayyuka çıkmıştır.
rabırt redfırd yönetmiştir..
başrollrini rahmetli sokullu mehmet paşa ve kıldan korkan kel ali paşanın oynadığı giriti anlatan türk asıllı amerikan filmidir.
harika nehir görüntülerinde sallanan oltalar, mükemmellik teknikleri. brad pittin çat diye belaya kurban gidip ölmesi tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, pek artistlik kaldırmayan bir şekilde işlenmiştir, beklenmediktir ama sonuna kadar gerçektir.
robert redford'un yonetmenligini yaptigi, doga ili medeniyetin dusmanliginin ortaya koyuldugu film. brad pitt'in minikligi ve genelevdeki kadinlara hareket yapmasi en tatli sahneydi bence.

http://oznurdogan.com/201...iran-nehir-maveraunnehir/
Robert Redford'un yönetmen olarak tarzını sonuna kadar yansıttığı bir film olmuş; izlerken her karede onun sanatsal stilini hissediyorsunuz. Oldukça ağır ilerleyen bir aile öyküsü olmasına rağmen her geçen dakika kendisine bağlamayı başarıyor ve filmin nasıl da bittiğini anlamıyorsunuz.