bugün

yönetmenliğini çaylak yönetmen yaron zilbermanın yaptığı başrollerini philip seymour hoffman ve christopher walken ın paylaştığı 2011 yapımı drama filmi.
1, 2 sene oluyor izleyeli. Philip seymour hoffman ı tanıdığım, ağır işleyen ama vurucu film. Bana öyle gelmişti. Müzikli filmler içinde izlediklerimin en iyilerinden. Immortal beloved ı izleme bunu izle daha iyi. Müzisyenlerin çekişmesi üzerinden aslında hayata dem vurulmuş. 2.kemancı yıllar boyu 1.kemancı olmak istemiş. Hangimizin içinde böyle ukteler kalmaz? 1.kemancı ise artık ezberden, belki de yorumlu çalması gerekirken hala notalara bakıyoR. Bu da ciddilikten hayatın güzelliklerini kaçıranlara benziyor. Çellist ise hastalığı sonrası umutsuzluğa kapılan insanlardan. Viyolacı hem quartet pozisyonu ile herkese uyan, dengeli, aynı zamanda grup üyelerini birleştirici, yatıştırıcı bir insan. Hepsi içimizden birer parçalar. Philip seymour a ne kadar kızsanız da filmde bir o kadar da hak veriyorsunuz. Aslında bütün üyelere aynı anda hak veriyorsunuz. Ama hepsine hak vermek çatışmalarını engelleyemiyor. içimizdeki seslerin de öyle...
füg* çalan 4 kişilik bir ekibin en yaşlı üyesi olan çellocu (bkz: christopher walken) parkinson hastalığına yakalanır ve hastalığı ilerlelemişken son bir konser vererek emekli olmak ister. Bu durum dörtlü de değişik duygu durum değişiklerine sebep olacaktır.