bugün

1990 ve daha üstü doğumluların aşırı verimsiz olmalarıdır. internet gençliğinin harman olduğu bu jenarasyon genelde apaçi olmaktadır. ne bir kitap okuma ne bir sosyal söylem... öküz gelip öküz gidecek bir nesille karşı karşıyayız anlayacağınız.
akıllara, "68 kuşağından ne hayır gördün ki 90'lılardan hayır bekliyorsun?" sorusunu getirir.
ne kadarı kendi suçları, ne kadarı şansızlıklarından kaynaklandığını bilemediğim nesildir. bunlar acaba günü gelip eski toprak olduklarında torunlarına facebook anılarını mı anlatacaklar, merak etmekteyim.
çok da sikler ya o torunlar facebook anılarını.
geçiş jenerasyonu özelliği "taşıdığımızdan" olsa gerek, tırtızdır.

bizden öncekilerde ne bir televizyon ne bir internet, ne çat çut mesaj yazılabilecek telefonlar vardı. iletişim geliştikçe bir şeylerin değeri azaldı, sanata ve bilgiye ulaşım kolaylaştıkça kıymetsizleşti.
hatta sevgili kavramının içine sıçan nesil de yine biz doksanlı nesli. işi seni seviyorum dan benimle çıkar mısın a getiren mal nesil de biziz, kabul ediyorum.

yine de savaşmıyor değilim.
(bkz: bu dahil bütün genellemeler yanlıştır)
(bkz: sözlükte kişisel bilgi vermek)
tek suçlusu içlerinde ki emo ruhu değil anne-babalardır da.
algı problemi olan nesildir.*
tabikide doksanların ilerleyen dönemleri giderek bilişim çağına kurban gitmiştir .
fakat doksan yılında doğmama rağmen benden önce doğmuş fakat
kitle iletişim aracı görünce kafayı üşüten ve geçmişi unutan bir çok insanda görmüşümdür .
bu konu doğduğun yıl olduğu gibi ve birazda bilince bağlıdır .
bizde özlüyoruz sokakta koşturan çocukları. ama çağın şartları ve alınan eğitimin
yalan yanlış medyasal eğitim olması giderek zorlaştırıyor bu durumu .
ancak sen doğan çocuğun eline ikinci gün laptop verip , tv karşısına oturtursan ,
hangi yılda doğmuşsan doğ , yeni bir yitik yetiştirmeye adaysındır .
pek çok kişi tarafından dile getirilen iddiadır. bu görüşe sahip olunmasında ki en büyük faktör, gün geçtikçe ilerleyen toplumsal dejenerasyonun genç nüfus üzerinde ki etkisi denilebilir.
aslında dikkati bakıldığında 90'lı jenarasyon da tırıt, öncesi de tırıt. çünkü ortalama bir devlet okuluna ya da bir anadolu lisesine baktığınızda öğretmenler üst düzey yetiştirilmiş insanlar değildir. dolayısıyla bu öğretmenlerden yetişen bir öğrenciden sosyal söylem de pek beklenmez ki çatır atır ssöyleyeni de vardır.

kitap da okumuyorlar öküz yaşıyorlar derseniz haklısınızdır. fakat onlara sürekli, kitap oku bak biz de okuyoruz tv kötüdür bak biz de izlemiyoruz, diyen bir babaları veya anneleri var mıdır?

fakat, derseniz ki önceki nesil süperdir, ona katılmam. çünkü dikkat ettiyseniz kıbrıs'ın yerini bilemeyenler de 90'lı değildi. karısını döve döve öldüren nesil de 90'lı nesil değildir. gece gündüz dizi izleyen insanlarımız var onlar veya
evlilik programlarını bir numara yapanlar veya bakanlarımızı tanımayan adamlarımız da 90'lı değildir.

ayrıca 90'lı jenarasyonun öğrencilik hayatı sürekli test çözmekle geçmiştir. onların memleket meselelerinden önce daha büyük sorunları vardır. bir okul kazanmak onlar için devlet büyüklerinin birbirine laf sokmalarından daha önemlidir.
bunun bir nedeni de eğitimin yetersizliğidir.. kültür özendirilerek aşılanır, "siz de bir şey bilmiyorsunuz" diyerek değil.. japonya gibi ülkelerde bu teknik uygulanır. bilgisayarları teknolojileri o kadar gelişmiş olmasına rağmen o ülkelerde kültür özendirilir çocuklara. bizde ise bilgisayar oyunları vs..
(bkz: jenarasyon)
(bkz: böyle bir şey yok ama olabilir de)
-anne beni niye bir sene önce doğurmadın?
-ne alaka kızım şimdi?
-ee biz jenarasyon olarak çok tırtmışız ya. * *