bugün

Sevdiğinin bir adet fotoğrafını cüzdanında taşırsın, kitabının arasında saklarsın, çalışırken duvarına asarsın. Sonra ara ara eline alıp öpüp koklarsın.
Birde 2000 lere bak internet mahremiyeti öldürdü.
internet ve sosyal medyanın yaygın olmaması nedeniyle görebilmek için daha heyecanlı olunan zamanlarmış. Her aşk zamanına göre şekilleniyor.
Her direğin başı tutulur ve erkekler bir kızın camına kilitlenirdi. Masumane aşklar vardı o zamanlar tabi. Ben yaşamadım o zamanları ama abiler bana mektup verir kızlara götürmemi söylerlerdi. Ablalarda tebessüm eder alırdı o mektubu. Diyorum keşke o zamanlarda 20 li yaşlarda olsaymışım. ne güzeldi. Birde bize bak bu zamanlarda 20 li yaşlardayım. Ortada güven veren kız yok. Aşklar hep sahte sevgiler hep çıkar dolu.
90 ların çocuklarıyız biz.. Hani 80 lerle, 90 lar arasında kalan... Hem cep telefonunu bilen hem susam sokağını...
Ayarsızız belki biraz. Ama yine de aşkımız sağlamdı bizim.

-Arkadaşın aşkı biz ölsek de aşkımız olamazdı, içimiz yansa da haramdı lan o bize!
-Gizli saklı yerlerde öpüşmelere zorlanmazdı yüreklerimiz. Derdimiz yanında olmaktı!
-ilişkin varsa, saklardın, saklardın ki kem gözler dokunamasın ona, saklardın ki ortak olmasın kimse size, biz' deyişimiz vardı ki içimizden bir biz daha çıkardı...
-Cep telefonu ile yıpratılmayan, facebook ile laçkalaşmayan , askfm gibi saçmalıklarla pazarlanmayan sevdalarımız vardı bizim..

Bizim için aşk özeldi, çevrimiçi olduğunda yaşanılacak kadar basit değildi..
Tüketiyorsunuz kendinizi, kendinizle beraber aşkı da kirletiyorsunuz.

-Arkadaş, arkadaşın sevgilisine sarkar olmuş,
-Buluşmalar konuşmalardan öte, öpüşmelere dönüşmüş,
-Biriyle sevgili olmak, rakam olmuş. Şu kadar kişiyle oldum cümleleri karizma katar olmuş.
-Özlemler bitmiş, sevgili her an ulaşılan olmuş ki ne acı...
Özledikçe severdik biz.

Sizler sevdikçe özleyeceksiniz gerçek aşkı. Zira onu hiç yaşayamayacaksınız. Acınası hayatların, bir dokunuşta yıkılan sevdalarınızla yitip gitmeye mahkumsunuz.