bugün

türkiye'de mümkündür.

çocuklar daha okumayı öğrenmeden, sınıfa girmeden rahat, hazır ol! emri verilir sonra öğretmen sınıfa girince ayağa kalkar toplu halde öğretmene saygı seramonisi yapılır.

biz buna kısaca saygının mantıksız şekilde uygulanması diyoruz.
aşırı disiplin meraklısı gereksiz insanların başvurduğu gereksiz yöntemdir.
daha 7 yaşında iken ona askerdeymiş gibi davranmaktır.
(bkz: burası türkiye)
23 nisan çocuk bayramında saat 09.00'da okulun bahçesinde tören yapan zihniyettir. tüm çocukların orda bulunması zorunlu tutulduğu gibi* bir ila iki saatlik süre zarfında şiirler, yazılar okutulur. tabi mikrafonu tüm kolonlara bağlayıp sesi sonuna kadar açmak gerekmektedir. zira uyuyan kalmamalı, tüm apartmanlar bu coşkuya ortak olmalıdır. yağmur çamur dinlemeden... *
egolarını tatmin etmeye çalışan bir müdürün eylemidir.
Her sabah öğrencilere sıraya geçmesi için kızarak törende ant çektirmek ve aşırı sıcakta onlara hazır ol diyerek saatlerce boş bir şey için bekletmektir.
her ilköğretim okulunun vazgeçilmezidir.
ego tatmin eder gibi bir hareket sergilenir.
asıl garip olan 20 yaşındaki adamlara rahat hazır ol çektirip yerlerde süründürmektir.
gözünün içine baka baka ana avrat sövmektir sebepsiz yere.
çocuklara yapılan ise bu büyük sikişe hazırlık amacı taşımaktadır kanımca...
kapitalizmin ilk emri : "itaat et"
sivil zihniyetin hâlâ egemenliği tam olarak alamadığının göstergesidir.
darbeci, militarist zihniyetten kalma bir saçmalıktır. o yaştaki çocukları sanki askermişçesine bir kalıba sokmak ziyadesiyle yanlıştır. aslında görüldüğü kadar basit bir hareket değildir bu olay. arka planında yatan daha derin anlamlar gizlidir. şöyle ki; herkes tek komutta aynı hareketi yapacak, farklılıklar olabilidiğince azalacak ve en sonunda kolay yönetilebilecek tek tip insanlar yaratılacak. uzun vadede baktığımızda bu tip militarist rejimlerde yetiştirilen insanların özgür düşünemediğini ve sistemin kölesi haline geldiğini görebiliyoruz. (bkz: kuzey kore)

bu tip eylemler kişinin kendi varlığından vazgeçerek, tüm kontrolü faşist bir otoriteye devretmesini simgeler. Biri komut verip Elini kaldırıyor ve bunu öğrenciler hep birlikte uyum içinde yapıyor. indiriyor ve yine aynı uyum. Yerinde dönüyor, herkes aynı anda dönüyor. Bu hareketlerin sporla alakası yok. O öğrenci artık bir birey değil, bütünün emir ve komutla hareket eden küçük bir parçası. Varlığı, o bütüne armağan edilmiş. Bir şefin tek komutuyla hareket etmeye hazır, iradesiz ve seçme hakkı olmayan biri haline gelmiş. işte faşizmin temeli de budur. itaat etmeye hazır, farklılığı olmayan ve özgür düşünemeyen bireyler yaratmak.

Almanya'da faşizmin 'ein volk, ein reich' (tek millet, tek devlet) sloganı ile kitlesel gösterilerini görmüşsünüzdür. Binlerce insan, bir gösteri alanında tek bir komutla disiplinli ve uyumlu bir şekilde aynı hareketleri yaparak varlıklarını Alman milletine ve Reich'a adamış oluyorlar. Bu gösteriler artık bir spor faaliyeti değil, bütünüyle kitlesel ve adeta dinî bir havaya büründürülmüş ritüeller haline geliyor. bunun sonucunda itaat etmemek ihanet sayılıyor.

sonuç olarak, 7 yaşındaki çocukları aptal komutlarla güya disiplin adı altında tek bir kalıba sokmak yerine, özgür düşünce ortamında hür bir şekilde yetiştirerek, farkındalıklarının farkına varmaları ve bu farklılıkların birer zenginlik olduğunın bilincine varmaları sağlanmalıdır. zaten toplumların amacı da plüralizmi korumak değil midir?
mahallede küçüklükte bize yaptırılmış, aradan yıllar sonra yeni nesil yetiştiğinde bizimde (mahallenin liseli ergen abileri olduğumuzda) çocuklara yaptırdığımız sonra oğlum biz büyüdük lan artık dediğimiz durumdur. şu anda o çocuklar liseye gidiyorsa bu sefer leyn kuş ötüyor mu diye soran takım arkdaşlarım var benim...