bugün

nah yok. 58 yaşındayım, hovardalıktan, puştluk ve hayınlıktan bıktığım için 3. karıyı alıyorum bu yaza.

100'e kadar ölmem ben, siz ölün amk.
yalnız yaşamak gibi bir düşüncesi olan insan için pek de fena sayılmayacak bir yaşa kadar yaşamaktır.

45 yaşına kadar kendinizle doyurucu bir birlikteliğiniz olabilir. iyi değerlendirilmiş bir otuz yaş sonrası için konuşursak*..
yani bize kalan 15 yılı kendimizle doğru düzgün değerlendirecek olursak, bu 15 yıl aslında geride bıraktığımız 30 yıldan daha kıymetli olabilir. aslında ne yaparsak yapalım hayatımız öyle veya böyle biraz da boşuna yaşanmış gibidir. bu kaderi aşmak için sadece okumak ve öğrenmekle yetinemeyiz, bize ait bir şeyler de söyleyebilmeliyiz veya bilinenin bir de bizcesini, bizim dilimizden, gözümüzden, dünyamızdan ifadesini... belki bu bizi yatıştırabilir.

kısacası pek de anlamı olmayan ömrün ilk yarısı bizi sorgulamaya, ağırlıklarımızdan kurtulmaya sevk etmiyorsa ömrün sonrasının da öncesinden pek farkı kalmaz. öyle ki başkalarının tek bir senesi, belki de yaşamış oldukları tek bir ay dahi pek çok kişinin ömrünün bütününden daha anlamlı ve doludur.

bu böyledir. önemli olan yıllar değil, yılların ne şekilde geçtiğidir.
3 senem dağa var dedirtir.