30 eylul 2008 fenerbahce dinamo kiev maci

aziz yıldırım'ın maç sonrası ışıklar kapalıyken sahadaki futbolcuları dövdürdüğü haberi ajanslarımıza düşmüştür. belgelerim var elimde...

kurt hoca(!) aragones'in şampiyonlar ligi kariyerindeki(!) ilk puanını aldığı maç.

fenerbahce'nin grubun en zayıf halkası olarak gösterilen (ki kim gösterir bu halkaları hep merak etmişimdir) dynamo kyev'i evinde yenemediği mücadele. önemi mi var ki? yoo. arsenal'i yener...

maçın özetinin iki kişi arasında geçen bir diyalogta yattığı maç.

- Geçen yıl CL maçlarını izlerken en azından 10-15 defa heyecandan ayağa kalkardım, bu maç 1 kere kalktım.
+ o da tuvalete mi?

emre belözoğlu'nun topa basarak g.te geldiği komik maçtır. volkan'ın ıskaladığı toplar, maldonado'nun dönüp vurucam diye dönüp topu ıskalayarak topaç gibi dönmesi geceye ayrı bir renk katmıştır.

doğru dürüst gol pozisyonu bile göremediğimiz maç.

2007-2008 sezonun başından beri kendi evinde oynadığı tüm avrupa maçlarını kazanan fenerbahçe'nin gol atamadan berabere kaldığı maç.

hemen şöyle bir göz atalım;

en son 2006-2007 sezonunda 14 subat 2007 fenerbahce az alkmaar maci'nda kendi evinde 3-3 berabere kalan fenerbahçe;

2007-2008 sezonunda;

(bkz: 15 ağustos 2007 fenerbahçe anderlecht maçı) 1-0
(bkz: 19 eylül 2007 fenerbahçe inter milan maci) 1-0
(bkz: 7 kasım 2007 fenerbahçe psv eindhoven maçı) 2-0
(bkz: 12 aralık 2007 fenerbahçe cska moskova maçı) 3-1
(bkz: 20 şubat 2008 fenerbahçe sevilla maçı) 3-2
(bkz: 2 nisan 2008 fenerbahçe chelsea maçı) 2-1

2008-2009 sezonu;

(bkz: 30 temmuz 2008 fenerbahçe mtk budapeşte maçı) 2-0
(bkz: 27 ağustos 2008 fenerbahçe fk partizan maçı) 2-1

ramazan bayramında bayramlık ağızları sonuna kadar açtıran maçtır.

http://tehlikelibolge.blo...-dinamo-kiev-bye-bye.html adresinden yorumu okunabilecek kısır geçen maç.

gerçekten son zamanların en keyifsiz maçı olmaya aday maç. fenerbahçe ileri oynamaktan korkuyor. kontratak futbol oynama amacıyla gelmiş rakip ise ısrarla paralel pas yapıyor ve mümkün olduğunca yavaş çıkmaya çalışıyor. hal böyle olunca saçma sapan bir 90 dakika izledik. ama bir yerde yayında sesin saniyelik kesilmesiyle birlikte izleyenler tarafından şu şekilde anlaşılmış bir cümlesi var ertem şener'in:

"fener g.tten yiyor"

resmen o aradaki harfler söylenirken ses gitti ve sadece "g" ve "tten" kısmını duyduk. maçın en eğlenceli dakikası oydu.

aragones isimli morukla daha fazla yürümeyeceğini artık iyice belleklere yerleştiren maçtır.

alex'i çıkarıp burak'ı almak ne demek kardeşim?

(bkz: fener cepten yiyor)

aziz yıldırım imparatorlugunun catırdamaya başladığı maç.

arsenal maçının evlere şenlik geçeceğini göstermiştir. bir galatasaraylı olarak heyecanla 9ekliyorum.

(ara: gones" target="liste" >gones)

yerimde duramıyorum evde. kıpır kıpır oldum allahım maçı seyredemiyorum ilk yarıda bitti.. hah kurdum bilgisayarı interneti açtım izliyorum artık... ama o da ne? ben galatasaray'lıyım, maçı izleyemediğim için dört dönüyorum, sahadakiler o benim kaçırdığım dakikalara üzüldüğüm maçı oynuyorlar. ama onlar benim kadar bile heyecanlı, benim şu bilgisayarı interneti kurma hevesimin bile yarısına sahip değiller. en son uefa.com'da skorlara bakarken, msn'de 'abi naber' muhabbetlerinin içinde buluyorum kendimi.

tanım:
2. lig yükselme tadında şampiyonlar ligi mücadelesi. hey yavrum hey...

fenerbahçe harbi harbi kötüydü kiev sert futbolu ile fenerden kötüydü. fener yenemezmiydi yenerdi fark bile atardı ama bu futbolla değil geçen sene ki futbolla hani hırslı oynadığı futbol varya çoğu kişinini eleştirdiği yediremediği futbol ile oynasaydı.bu sene oynanan futbol da sakatlık vs hiçbiri bahane olamaz. oynanan futbolla bir fenerli olarak 0-0ı bile hek etmediğimizi dile getirebilicek kadar lanet ettim bugun. ne koşan takım ne iyi oynayan futbolcu hiç biri yoktu* ortada hatta maçın son saniyelerin de guiza bile kornere koştu ki bu takımın ne kadar kötü oldugunu gozler onune serdi golcu kornere adam cagarıyor var mı bu kadar utanılıcak bir durum kimse takım oturamadı su bu demesin bu takım yanlış yönetiliyo sabit bir 11 kurulmuş ve yönetilemiyor. uğur boral neden sonradan girer oyuna selçuk emre neden kadroda yer alırlar yedekler de bekleyen gecen senelerin en sağlam defanslarından önder neden ileri sürülmez kötü olan deniz bile bu kadroda iyi oynar girse. koyu bir fenerbahçe taraftarı olarak bu maçta yeter diyorum artık silkelenin de kendinize gelin demek bile gelmiyor insanın içinden.
(bkz: yuh)

dinamo kiev bence bu grubun süpriz takımıdır. ben gruptan çıkmasını bekliyorum. bu yüzden fenerbahçe porto maçı ve deplasmandaki kiev maçından en az 4 puan çıkarmalıdır. uefa artık hedef olmalıdır. fenerbahçe de ciddi bir mantalite eksiği de baş göstermiş ve anlaşılmaz bir oyun oynamaya başlamıştır fenerbahçe. ayrıca disiplinsiz ya da formsuz oyuncuların içinde göze batan guiza, alex ve semih dışında sayılabilecek oyuncu yoktur. bu sezona yazık olmak üzere..

roberto carlos'un edu'nun kafasına attığı taç atışıyla yaran maç.

spikerin gereksiz heyecanı ile pozisyonların örtüşmediği maçtır. roberto carlos'un ara ara gelen bindirmelerinde, spiker öyle bir bagirdi ki; radyodan dinleyen biri olsa kaleci ile karsı karsıya kaldı sanır.

biliyorum kimse bana : "ne olur gel, lütfen melancım bu maçı izle" demedi. ama sportif ruhtan anlayan arkadaşlar bana hak verecektir; böyle maçlar kaçmaz. lakin ne rezalet bir karşılaşma idi ya? herhalde maçtan önce iki takım birbiri ile anlaşsa, paralar verilse, bir maç böyle tamamlanamazdı.

fenerbahçe için maçın en iyisi -demeye dilim varmasa da- maldonado idi. şimdi bazı arkadaşlar çok koştu, çok çalıştı ve azimliydi diye guiza diyebilirler lakin adam önce kendi işi olan golcülükten çok çok uzaktı...

ilk heyecanlandıran şut denemesinin 74. dakikada selçuk'tan gelmesi zaten maçın kalitesinin ortaya koyuyordu.

yazımı spikerin muhteşem vecizesi ile bitirmek istiyorum;

aziz yıldırım takımdan gol beklemiyor; galibiyet bekliyor.

başka söze gerek yok...

fenerbahçe kadrosunun, saha içindeki dağılımının ve oyun stratejisinin ne kadar yanlış olduğunu görmemizi sağlayan maç olmuştur. bu maçın ve bundan sonraki maçların fenerbahçe için kısır geçeceğinin en büyük göstergelerinden birisi daha doğrusu ikisi; maldonado ve selçuk'tur. hücum olarak üstün bir rol sergilemen gereken maçta, takım içinde sadece edu ve lugano' gibi oyuncuların 90 dakika boyunca işine yarayan adamları oyunda tutmak ''ben gol atmak istemiyorum'' demenin saha içindeki anlatımıdır. kazım ile uğur boral iyi bir seçenek olsa dahi kanatlarda ileri-geri yapmaktan başka bir işe yaramamaktalar. guiza it gibi koşturuyor tamam ama 3-4 haftadan beri verim alamadığın alex'i hiç bir şekilde besleyemeyen maldonado ve selçuk'u maç boyu oyunda tutmak ne demek oluyor ? 6 defansla kiev karşısına çıkmış gibi oynadı fenerbahçe bugün. 3 orta saha ve 1 forvetle de gol atamadı tabi. yanlış yapıyosun aragones. ispanya milli takımı ile fenerbahçe aynı düzeyde değil. ona göre politikalar izlemelisin.

(bkz: şut yok orta yok gol yok ne var len it)

Fenerbahçeliler kızmasın bir gsli olarak takımları hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Şimdi aziz başkan gerçekten helal olsun tesisleştirdin, forma satışlarını ticari işleri çok iyi yürüttün ve Fenerbahçe'yi Türkiye'nin maddi açıdan en güçlü takımı yaptın. Helal olsun gerçekten helal olsun müthiş bir ustalıkla hallettin. Diğer branşlarda da liderliği hedefledin helal olsun.
Ama kardeşim bu kadar parana rağmen bu nedir?
Seni maddi anlamda bu kadar destekleyen taraftara rağmen bu kadro nedir? Anelkayı,Kezmanı Türkiye'ye getirdin bir gsli olarak ben bile gurur duydum. Stadını izledim "işte Türkler yapıyor" dedim ama bu nedir?
Xabi Alonso dendi, bekledim fenerin alacak gücü var dedim gelen 34lük Josico oldu.
Avrupada fenere lazım olan hızlı bire birde etkili forvetler vardı . Kalou,Baros gibi.Alır dedim almadı. Gitti ispanya gol kralı diye şişirilen Guizayı aldı.
Fenerlileri de kahretti takımı da mahvetti. Futboldan anlarım demeye devam et aziz yıldırım.

roberto carlosun yasina basina bakmadan sacma sapan triplere girdigi mac olmustur. koskoca adamsin ne o agiz-yüz ya, yakisiyor mu hic?

aziz yıldırım'ın takımından gol atmadan galip gelmesini beklediği karşılaşmadır...
(bkz: aziz başkan takımdan gol değil galibiyet bekliyor)