bugün

aklımda kalan en önemli detay zidanenin, materazziye attığı kafa.
Zidane'nin Materazziye attığı kafayla akıllarda kalan bir Dünya Kupasıydı.
Shakira- bamboo
Kanal 1
Akbank reklamları

ile hatırlayacağım Miroslav klose hayranlığından dolayı almanya’yı desteklediğim, finalde ise büyük bir skandala sahne olan dünya kupasıdır.
En sikko amblemi olan wc turnuvasıdır.cocacolanın verdiği bardaklar hala duruyor kupa şeklinde 500 ml+ .
kanal 1'den yayınlandığı için çoğu kimsenin doğru düzgün hatırlamadığı turnuvadır. ama çok keyifli maçlar oynandı. zaten son heyecanlı olan turnuvaydı. ondan sonra ispanya pas oyunları, var'lar falan. iyice boku çıktı.

düşünün o zaman kanal 1 ödeyip almış yayın haklarını. futbolun daha temiz olduğu yıllar. şampiyonlar liginin mavi logolu stardan yayınlandığı yıllar.
kanal 1 den yayınlanmıştır.
grosso muydu neydi. almanya'ya 119. dakikada gol atmıştı yarı finalde.
penaltılara kalan final maçında ise son penaltıyı gole çevirip, italyayı dünya şampiyonu yaptı. shakira'nın klibi bile onun penaltı golü ile başlar.

işin ilginç tarafı bu adamın adını net hatırlayan yoktur pek. 1994' finalinde italya'da baggio penaltıyı kaçırdı . ve onu kaçırdığı o penaltı ile tüm dünya hatırlar. üzerine reklam filmi bile çevirdi.
ama grosso'yu hatırlayan yok italyanlar dışında. illa kaçırması mı lazımdı hatırlanması için. ama galiba hayat hep kötü anları hatırlatıyor. mesela baros kadıköy'de o golü atsa biz gs'liler onu çoktan unutmuştuk. ama adam şu an kalbimizde;
(bkz: milan baros un 90artı4 te direkten dönen topu)
Kanal 1'den yayınlanmıştır.
(bkz: marco materazzi)
(bkz: zinedine zidane)
(bkz: kafa atmak)
bunları akla getirir.
şimdiye kadar izlediğim en iyi şampiyonaydı ( türkiyenin katılmadığı şampiyonalar arasında).
türkiyenin avrupa şampiyonu yunanistan ve güçlü danimarka'yı sadece 1-2 puanla geçip shevchenko'lu ukraynın 1-2 puanla gerisinde kaldığı bir eleme grubu vardı. ersun yanal'ın kovulma pahasına hakan şükür'ü oynatmadığı dönemler.

sonra fatih terim geldi. isviçre'ye play-off'ta 2-0 yenildik. kadıköy rövanşında milli marşı bağıra çağıra söyleyen alpay penaltı yaptırdı, oldu 1-0. sonra 3-1 yaptık, isviçre gol attı, hat-trick yapan tuncay'la 4-2 bitti, deplasman golüyle isviçre tur atladı. sonra terim'den emirler, tekme tokat, kavga, ceza... üzücü bir maçtı.

bu trajediden aylar sonra fenerbahçe, galatasaray'ı 4-0 yendi. en mutlu olduğum maçtı... formalar, hava, goller... şampiyonluğa sevinirken önce kupa finalinde beşiktaş'a kaybedildi, peşine de denizli... milan maçlarını saymıyorum bile! bari dünya kupası güzel geçsin.

ben ingiltere'yi destekliyordum. crouch, gerrard, terry, lampard, rooney, ferdinand... ama favorim beckhamdı. hatta o da giyiyor diye antalyanın kavurucu sıcağında uzun kollu giyerdim maçlarda. ama ingiltere, portekiz'e ç.finalde elendi. simuniç diye bir hırvatın 3 sarı kart gördüğü maçı da hatırlarım. mac sonrası pasaparola izlediğim o turnuvanın finali de efsaneydi. zidane panenka penaltısıyla gol attı, peşine materazzi 1-1 yaptı. o kafaya şahit oldum ve kariyeri klas hareketlerle dolu biri kariyerine böyle veda etti. şikeyle sallanan italya kazandı.

2010 ve 2014'a oranla favorilerin erkenden elenmediği turnuvadır.
Çok belirgin özelliği olmasa da gayet keyifli idi. 2010 ve 2014 turnuvalarına on basar. Kaliteli futbol oynandı. italya duygusal, Fransa Zidane'liydi.
babama turnuva başlar başlamaz topunu aldırmış idim. o topun şekli havası başka hiçbir turnuvada yoktu.
nasıl sağlamsa hala duruyor amk.
güzel bi turnuvaydı.
efsane bir seneydi.

coca cola şişelerinde ps3 ve nokia 6630 fotoları vardı. yani işte 5 kişiye ps3 50 kişiye nokia 6630 veriyorlar gibi bir kampanya.

zidane ın damga vurduğu kupadır. aynı zamanda brezilya'nın fransa'ya kaybedip erken eve dönmesi akıllarda kalandır. italyanların pek de iyi top oynamadan kazanması ise asıl can sıkandır.
Zidanenin müthiş kafa golüne tanıklık ettiğim maç.
finali son derece heyecanlı geçmiş olan dünya kupası. şifreli yayın yüzünden evde izleyemeyip kahvehanelerde izlemiştim. 4 yılda yapılan bir şeyden insanları mahrum bırakmak ne saçma bir iştir. neyseki bu durum o kupa ile sınırlı kaldı.
fransa'nın çılgınca futbolunu brezilya'yı eleyerek taçlandırdığı ama italya'ya boyun büktüğü şampiyona. efsanelerin efsanesi zidane bir kafa ile kariyeri noktalamıştı hey gidi hey.
italya'nın bilinen güçlü defansı yanında ofansif futbolu da çok iyi oynadığı ve 4. kez kupayı kazandığı turnuvadır. takımda gol atmayan neredeyse kalmamıştır. Maviler finalde Fransayı normal süresi ve uzatmaları 1-1 biten maçta penaltılar sonucu 5-3 yenmiştir.
Altın ayakkabıyı 5 golle klose, altın topu zidane , en iyi genç oyuncu ödülünü ise podolski almıştır.
http://galeri.uludagsozlu...a-d%c3%bcnya-kupas%c4%b1/
2006 FIFA Dünya Kupası (veya 2006 Dünya Kupası), dört yılda bir tekrarlanan uluslararası futbol şampiyonası turnuvası olan Fifa Dünya Kupası'nın 18'inci ayağıdır. 9 Haziran ila 9 Temmuz 2006 tarihleri arasında; ev sahipliği hakkını Temmuz 2000'de kazanan Almanya'da yapılmıştır ve italya kazanmıştır.

Takımlar 6 kıtadan 198 milli futbol federasyonunu temsilen, Kasım 2003'de elemelere başlamasıyla katılım göstermiştir. 32 takım bu elemeler sonrasında turnuva finaline hak kazanmıştır.

Şampiyonayı italya; 4'üncü kez şampiyon olarak kazanmıştır. Finalde Fransa karşısında normal süresi 1-1 biten maç sonunda penaltı atışlarında 5-3 yenmiştir. Ev sahibi Almanya ise Portekiz'i 3-1 yenerek 3'üncü olmuştur.

2006 Dünya Kupası televizyon tarihinde en fazla izlenilen gösteri olmuş, turnuva süresince 30 milyar tekil olmayan izleyici tarafından izlenilmiştir.

(http://tr.wikipedia.org/w...FA_D%C3%BCnya_Kupas%C4%B1)
2010 güney afrika dünya kupası'nı gördükten sonra, hala gelmiş geçmiş en zevksiz dünya kupası turnuvası mıdır? orası tartışılır.
gelmiş geçmiş en zevksiz dünya kupalarından biri olmuştur. zidane'ın materazzi'ye kafayı gömçürmesine şahit olan turnuvadır. italya'nın kazanmış olduğu turnuvadır.
avustrulya vs hırvatistan maçı hala unutlmazdı. hırvatistan ın futbolcusu * bir maçta 2 kere kırmızı görerek bir ilke imza atmıştır.
philipp lahm'ın 5. dakikada kosta rika'ya çaktığı golle başlayan dünya kupasıdır.

9 haziran 2006'da oynanan bu maçı dün gibi hatırlıyorum. dünü hatırlamıyorum aslında ama bu maçı hatırlıyorum. 11-12 yaşlarındaydım, hoşlandığım kızın doğum günü 9 haziran'dı. ben de bu maçtan 8 gün önce kutlamıştım doğum günümü. yeni aldığımız televizyonun 2 metre uzağında bağdaş kurmuş, teyzemle anneme "susun lan iki dakka!" diyerek, pırıltılı, ışıltılı stadın ve kupanın almanya'da olmasının mutluluğuyla adeta orgazm oluyordum. maç güzel başladı. sonra lahm hala unutamadığım şiir gibi bir gol çakıverdi. daima özendiğim pulemjot kalashnikova hafızasından bir parça aldım, 4 sene olduğu halde o golü unutmadım lan. evet evet, 10 sene sonra da olsa "lahm 2006 dünya kupasının ilk maçında 5. dakikada kosta rika'ya ne gömdüydü" diyerek anlatabileceğim bu golü.

velhasıl kelam, şöyle bir golle başlamıştır,

http://www.youtube.com/watch?v=Z0eCFZdasE8