bugün

(bkz: 100 000 000 000 euro)
yahu biz de redhack belge çıkartıyor diye seviniyorduk, şu belgelere bakınca anlaşılıyor ki cemaat>redhack
vurgunun maddi boyutu 100 milyar euro deniliyor, evet yanlış duymadınız 100 milyar euro, ve bu bir rekor, akp ye kapatma davasından tutun geziye kadar bir çok büyük katmanlı olayın sonucunu az çok doğru tahmin etmiştim, ama bu olayın sonucu nereye varacak o kadar merak ediyorum ki, eheh düşünün benim gibi bir kahin bile bu olayın nereye gideceğini kestiremiyor, hadise zaten yılın olayı ona diyecek lafım yok da umarım savcıları pasifize etmezler, çünkü polis tutanaklarla daldı durum baya riskli her an yeni gözaltılar olabilir.
(bkz: olayların arkasında vaiz lobisi var)
akp 2,20 cemaat 2,20 beraberlik 1,75 karşılıklı gol 1,55.
tayyip cemaati küçümsedi ve sonuçlarına katlanıyor. bu hamle tayyoşu bitirme hamlesidir açık ve nettir. bilindiği gibi cemaatin her kurumda yerleşik adamları bulunmaktadır askerinden savcısına polisinden doktoruna heryerde eli kolu vardır ve tayyibin artık bunu engelleyecek gücü ve kudreti kalmamıştır yakındır ki tayyibin gemicik sahibi asker kaçagı çocuklarıda içeriye alınsın maymun gözünü açtı artık bundan sonrası elinize mısırı alın ve izleyin keyifli bir oscarlık operasyon olacaktır eminim ...
kasıtlı olarak savcı değiştirildi haberi yapıldı ve sonra geri çekildi. ek savcı atanarak sağ gösterip sağ vurabilirler ve olay içinden çıkılmaz bir hal alır.
ülkenin the mentalist' e döndüğü gösteren operasyondur. tabi burada red john fetullah gülen oluyor.

her neyse eğer bu bakanlara veya yakınlarına herhangi bir ceza gelirse yargının da cemaatin elinde olduğunu anlarız. gerçi sanmıyorum bunların olacağını. bir yanlışlık yaptık deyip salıverirler hepsini. tabi karşılığında dershanelere bir bok olmaz.
87 milyar oyro! adamı s.kerler, hacı s.kerler.
tamam yaaa tanımı :
Üst düzey devlet görevlilerinin de içinde bulunduğu, bir devleti yönetebilecek kadar yüklü miktardaki paranın iç edilmesi.
yazıktır, günahtır. adam karısına 1 milyon tl'ye kıçı kırık tablo alıyor. böyle sanat sevgisinin ben taaa içine edeyim.
belki milyonlarca asgari ücretle çalışan insanların 1 yılda kazanamayacağı para bu para! ki bu adamlar ay sonunu getiremiyor..
allah bu işte parmağı olan herkesin belasını versin, cemaatiymiş, akp'siymiş pek de s.kimde değil, adalet istiyoruz çok mu?
butun bu olanlarin kendi ulkemizde oldugunu gosteren operasyon. adam seviniyor resmen uzulcegine birbirlerini yiyorlar yemesinede bu kadar kolay olmasi sinirleri bozuyor satilmamis kurum kalmamis nereye, kime guvenecek bu vatandas ? o ona trip atiyo adamlarini iceri atiyo oteki ayni sekilde burasi nasil bir ülke amk ?
görsel
(bkz: zamanlama)
iktidarın zaten dürüst olmadığı belliydi ama gülen cemaatide namussuz çıktı o kadar dinci geçiniyorsunuz eeee daha önce elinizde vardı belgeler neden hakikati gizlediniz neden doğru olanı yapıp en başta aciklamadiniz
buna göz yumduysaniz sizinde iktidardan farkınız yok cemaatciler aynı pisliksiniz.
herkesin sadece cemaate salladığı haber. Fethullah Cemaatini zerre kadar sevmem. Cemaat bu işi yapabilir mi belki. Ama ben sanmıyorum. Cemaat ve Akp nin karşılıklı çıkarları var. Bir şekilde onlar kendi aralarında anlaşırlar. Aynı yolun yolcuları çünkü.

Ama hükümetin yada erdoğanın şuan savaşta olduğu çok daha büyük bir grubu herkes unutmuşa benziyor. Cemaatten daha güçlü ve cemaatten daha tehlikeli. Bana kalırsa olayın ardında cemaat yok. Kim mi var (bkz: koç holding).

Bu yolsuzluk olaylarından ne akp karlı çıkar ne cemaat karlı çıkar. Tek karlı çıkacak arkasında yahudi desteği olan koç holdingtir.
''polis durup dururken kimseyi gözaltına almaz, bak beni niye göz altına almıyorlar?!''

gezi parkı olayları için açıklama yapan içişleri bakanı muammer güler. oğlu gözaltına alınmadan 6 ay önce.

görsel
güldürmüştür. http://imgur.com/8s8IPZr
devletin en üst kademelerinin haberi bile olmadan başlayan operasyon. savcı talimatı vermiş, operasyon ne raporlarında varmış ne de istihbarat bilgilerinde. demek ki her şey hükumetin kontrolünde değil, gözden kaçırdıkları çok şeyler varmış. başka insanlara karşı kullandıkları silah kendilerine döndü. devletin üst kademesine hayırlı olasıca operasyon. allah bağışlasın.
cemaatin akp'ye karşı bir misillemesi olarak görenler de var. mantıken düşünüldüğünde yolsuzluk var ise kimsenin talimat vermesine de gerek yok diyeceğiz ama burası türkiye.
bence bu durumun cemaat-akp gerilimi ile alakası yok. çünkü cemaat pat diye misilleme yapacak kadar aptal değil, akp'de cemaatin kendine çengel atmasına göz yumacak kadar da güçsüz değil. şayet cemaat ''uzattığını'' düşündüğünü kolları vasıtası ile akp'ye karşı yoğun faaliyetlere başlarsa kendi kaybedecektir. çünkü son 10 yılda kontrolsüz biçimde büyüdüler. tabi bu büyümenin türkiye adına yansımaları da olacaktır. en basidinden önümüzde uzun yıllar kamu kurumları, bürokrasi her durumda cemaatin etkisinden kurtulamayacaktır.
şu durumda ne akp cemaati tasfiye edebilir ne de cemaat bütün bütün akp'ye sırt çevirebilir. bence türkiye halkına karşı güzel bir tiyatro dönüyor ama kokusu 10 yıl sonra çıkar şimdi değil.
demem o ki cemaat ile akp geriliyor diye muhalefet olmaktan kursağı kurumuş kesimler ellerini ovuşturmamalı çünkü kendilerine yaramayacağı gibi ileri ki dönemlerde kendilerini daha zor günler bekliyor. çünkü bu ''çatışma'' gibi görünen akp-cemaat anlaşmazlığında bir taraftan biri sistemi tümü ile kendine entegre edecek, sizlere değil. yani size buradan ekmek çıkmaz.
halka güvenim o kadar az ki ben bunun akepe'ye bela olacağını düşünmüyorum. hatta halk "helal olsun bak kendi partisini de temizledi adam, her şey halk için" diyecek, bak görürsünüz. Parti tüzüğü de değişebilir, yeniden aday olabilir hatta. o yüzden sakin sakin, uzaktan uzaktan izliyorum bunu.

ama şu "hani yargı akepe'nin yargısıydı, ne oldu şimdi de tanımadığınız yargıyı birden kahraman ilan ettiniz?" kısmı akıl sağlığımı zorluyor. bunun için bir şeyler yazayım ben en iyisi.

yargıya akepe'nin yargısı dediğimiz zamanlarda cemaat akepe'yi destekliyordu canım kardeşim, akepe karşıtı veya onlara bir şekilde zarar verecek hiçbir karar alınmıyordu. bunu sen de biliyorsun, birazcık düşünsen hatırlarsın benim güzel kardeşim. ne zaman cemaatle akepe'nin yolları ayrıldı o zaman yargının şekli değişti.

o cemaate de yazıklar olsun ki bildikleri şeyleri ancak kendi kuyruklarına basılınca açıkladı. hani halka, hani hakk'a hizmetti yaptıkları?

senin ve bizim atladığımız nokta bu. adı geçen operasyon nasıl akepenin iç yüzünü gösterdiyse cemaatin de iç yüzünü gösterdi. hatta asıl tehlikenin cemaatin bizzat kendisi olduğunu anlamış bulunmaktayız...
yolsuzlukla mücadele eden hükümete artı puan olarak dönecek olan operasyondur.
cemaatin, dersane ve tasfiyelere karşı ''yeter bea'' diyerek çıkarıp masaya vurmasıdır.
şimdi konuya nereden başlayacağımı bilemiyorum. öncelikle "kahraman polisimizin" düzenlediği ülkedeki ihale ve rüşvet yolsuzluklarıyla mücadele harekatıdır. hmm.. peki polisimiz bu yolsuzlukların daha önceden yapıldığını bilmiyor muydu? elbette ki biliyordu. peki ne oldu da şimdi müdahale etme gereği duydu? anlatayım:
her zaman demiştik "fethullah gülen cemaati devletin her kademesi özellikle de polis teşkilatı'nda yapılanıyor, dikkatli olun!" fakat dikkatli olunmadı ve cemaat polisi ele geçirdi. cemaat - ak parti birliği ile beraber teşkilat rte'nin ordusu gibi hareket etmeye başladı. araları bozulunca da asıl sahibinin emrine dönen polis, gözdağını hiç gecikmeden verdi. bazı akp'li arkadaşlar çıkıp "park olaylarında 'tayyip'in polisi' demiştiniz, bakın ne olduu yeaaa" diyorlar. evet, tayyip'in polisi denmiştir, fakat o adamların cemaat üyesi olduğu biliniyordu. yani şimdi çıkıp da "oo teşkilat süper" diyecek değiliz, kime hizmet ettiklerini biliyoruz çünkü.
peki tüm bu olaylar salt cemaat - akp geriliminden mi ibaret? tabiki hayır. asıl güç sahibi olan küresel güçlerdir. yani başta abd olmak üzere 'düzen'in güçleri olaylara müdahale etmiştir. akp de cemaat de küresel aktörlerdir (belki de figüran demeliydim). rte cemaate saldırınca çıkarları zedelenen bu güçler akp'nin kulağını çekmiştir.
ülkemiz açısından değinmemiz gereken diğer bir önemli konu da vardır bu olaylarda; o da 3. kişilerin tutumunun nasıl olması gerektiğidir. yani ak parti veya cemaat üyesi olmayanlar, özellikle tbmm'deki muhalefet partileri (chp, mhp)...
bugüne kadar yolsuzlukları her fırsatta dile getiren ana muhalefetin eline güzel koz geçti, bunu iyi kullanmalılar. fakat hem chp hem mhp için söylüyorum; yolsuzlukların üzerine gitmeliler fakat giderken bilinçsizce davranıp cemaatin kucağına düşmemelidirler. yani sormaları gereken soru her zaman şu olmalıdır:
-ülkemizde gerçekleşen ve her fırsatta dile getirdiğimiz daha nice yolsuzlukların cezalandırılmasını dileriz. fakat meraklanmadan edemiyoruz; ne oldu da yıllardır üç maymunu oynayan devlet kademeleri bu bozuklukları düzeltmek için harekete geçti? türkiye'nin tam bağımsızlığına leke sürülmesine neden olacak şekilde birileri tetiğe mi bastı?
ilk başta 87 milyar euro diye bir rakam söylendi şimdi de 100 milyar euro deniyor, vay arkadaş bizim cebimizde 50 tl yok!

ek: "flaş flaş kanal d haber, adı verilmeyen bir bakanın 1,5 milyon dolar rüşvet alırken görüntüsü olduğunu duyurdu."

https://twitter.com/dhain...status/412996744616493056

daha neler göreceğiz bakalım?

ek - 2: bakanın fatih belediye başkanı mustafa demir olduğu öne sürülüyormuş.
akp'yi alışılmış söylemlerinden uzaklaştırmayacak operasyondur. söylemler aynı kalacak fakat düşman değişecektir.

Aşağıdaki alıntıyı yarın geri dönmek üzere buraya bırakıyorum. Yarın yedirmeyizci akboylar sosyal medya üzerinden malum cemaatin israil işbirlikçisi, ABD ajanı vs vs olduğunu söylemeye başladıklarında aklımızın bir köşesinde bulunsun. Birileri iktidarda kalabilmek için devam olarak bir düşmana ihtiyaç duyuyor. Biri eskidiğinde ise yeni düşmanlar yaratılıyor. Bu yöntem uğruna kısa süre önce iktidar ile iç içe olan bu örgüt bir anda yıllardır iktidarı devirmeye çalışıyormuş gibi anılmaya başlanıyor ve bu yönde telkinler o kadar sık tekrarlanıyor ki zamanla hepimiz etkileniyoruz.

"şu anda, yani 1984 yılında (gerçekten yıllardan 1984 ise tabii) Okyanusya Avrasya'yla savaşmaktaydı ve Doğuasya'yla bağlaşma içindeydi. Bu üç devletin daha önceleri farklı bir saflaşma içinde oldukları ne resmi ağızlarca ne de birilerince doğrulanmıştı. Aslına bakılırsa, Winston'ın çok iyi bildiği gibi, Okyanusya daha dört yıl önce Doğuasya'ya savaş açıp Avrasya'yla bağlaşmaya girmişti. Ne ki, bu, belleği yeterince denetim altında olmadığı için aklında tutabildiği gizli bir bilgiydi. Bağlaşmalarda resmi olarak bir değişiklik yoktu. Okyanusya Avrasya'yla savaştaydı: Demek, Okyanusya Avrasya'yla hep savaşta olmuştu. O andaki düşman her zaman mutlak kötülüğün temsilcisi olmuştu, o yüzden onunla geçmişte de, gelecekte de herhangi bir anlaşma söz konusu olamazdı." George Orwell - 1984

Son olarak, ne kadar medyanın bizi öyle ya da böyle etkilemek için bir araç olarak kullanıldığının farkında da olsak bir şekilde etkilendiğimizi göstermek için bir örnek vereyim. Yıllar önce Bülent Ecevit'e yazar kasa atan esnafı yaşı tutan herkes hatırlıyordur heralde? Bugün bir vatandaş TBMM önünde kendini yaktı.
Büyük bir savaş başladı diyebiliriz. Bunlar sadece devede kulak diyebiliriz. Sürpriz bakanlar da çıkarsa şaşırmamak gerekli diye düşünüyorum.