bugün

ahmet kaya'!nın ölüm tarihi.
çocukluğumdaki unutamadığım nadir tarihlerden biri.

halamlardaydık, eniştemin sigarası bitmişti, uzun samsun içiyordu. akşam vakti yolladı beni bakkala. o gece içimde kötü hisler vardı çocukken dışarı çıktığım her gece gibi. insanlar ne kadar korkunç oluyordu geceleri. her yanımdan geçenin beni kaçırıp, kollarımı kesip, dilendireceğini sanıyordum. annemin bana öğrettiği bir şeydi bu. kimse kaçırmamıştı beni, bakkala girdim, bakkal amca, yanındaki arkadaşına ''iyi adamdı, allah rahmet eylesin.'' diyordu. uzun samsun'u istemeden önce gözüm yüksek sesle izlenen televizyona kaymıştı. ses olmasa da okuma yazma biliyordum zaten. çok büyüktüm ben. yazıyı okumuştum. ''ahmet kaya öldü''. ilk defa birinin ölümüne bu kadar üzülmüştüm. neden tanımadığım bir adamın ölümüne üzüldüğümü de bilmiyordum. belki de sürekli araba teyplerinde duyduğum o babacan sesin artık yaşamıyor olmasındandı. üzülmem bir şeyi değiştirmeyecekti.
ahmet kaya ölmüştü...
--spoiler--
sazın duvarda kaldı..
--spoiler--
*
Bağırsan duyamam ki
istanbul'da değilim ki
Çağırsan gelemem ki
Varna'da değilim ki
Uzaklardayım
Ben bende değilim

Mekanın cennet olsun ahmet kaya.