bugün

tüm galatasaraylıları kanser eden maçtı sanırım. veysele edilen şu zamana kadar hiç duymadığım küfürler yüzünden beni şoklar içerisinde bırakmıştır. bir fenerbahçeli olarak söylüyorum ki, rakibimiz dediğimiz galatasaray bu değil, olmamalı.
(bkz: 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı/#25165069)

ben demiştim maçıdır. tüyo isteyen varsa özelden gelsin.
beraberlik bahsi 3.30 veren maçtı. Burak son anda kurtardı kuponu.
küfür etmek sesimizin kısıldığı maç
ilk yarıda rakip kaleye şutumuz yok selçuk ve burak beyin oyunun hızını kesmekten başka yaptığı bir şey yok.

çok beğendiğimiz götünü kaldırdığımız selçuğu görüyoruz adamın geriye ve yanına kısa pas atmaktan başka yaptığı bir bok yok topu ayağına aldığında oyunun hızını kesmeler... ama bu türk futbolu ve futbolcusu her zaman böyledir parayı görenin götü kalkıyor...

burak yılmaz'ın nasıl bi yeteneksiz olduğunu bütün türkiye biliyor zaten..

felipe melo kusursuz bir futbol oynadı.
bruma tarık oyuna girdikten sonra oyunu hareketlendirdiler.
telles'in düzgün bir tane ortası yok chedjou semih ikilisi çok iyiydi.

yediğimiz golde selçuk bey adama adeta antrenmanda savunma yapar gibi saçma bir savunma yapıyor daha doğrusu yapamadı götünü kaldıramadı.

golüde burağa değil chedjou'ya yazın.

son olarak: selçuk ve burak ikilisi gitmeden bu takım düzelmez....
arsız ve utanmaz galatasaray taraftarının çoluk çocukla top oynayan rakibe maçın genelinde ezilerek,hala umut çiçekleri ektiği karşılaşmadır.yok toparlanırmışta,yok sneijder insiyatif almamışta,alsaydı ulan ayağını mı bağladılar.takım bok gibi işte delikanlı olun kabul edin.
ihaneti bize bir kez daha gösteren maçtır.

sözün kimlere gittiği belli, yabancı kontenjanının ta amk.
ilk 11 indeki 9 adamı 30 yaşına merdiven dayamış bir takımın yaş ortalaması 22 olan bir takıma nasıl boyun eğdiğinin resmidir.

umarım şu takımı biraz gençleştirirler artık.
o değil de 7 numaralı andy najar hacamat etti lan galatasaray'ı. ben böyle manyak bir şey görmedim moruk.
boş verin yarak kürek, boş konuşan diğer takımlıları, oyun ortada takım ortada... siz kendi kararınızı verirsiniz.

dün bu müsabakaya gittim. oyun hakkında hiç yorum yapmayacağım, her şey ortada. sadece passolig ve seyirci hakkında 2 yorumum olacak.

passolig ile başlayalım. bu işi başımıza çıkaranlara, uygulatanlara en içten dileklerimle(!) sevgilerimi(!) sunuyorum. diğer kulüplerin stadlarında olduğu gibi sistem bir türlü randımanlı çalışmıyor, kapılarda yığılma, izdiham... kartınız var, sistem tanımıyor... bir yere yönlendiriyorlar ki kartınız yeniden tanımlatılsın diye. mgidip o masanın önünde de kuytruk oluyorsunuz, tekrar geriye akabinde... sadece ben fotoğraf çekimleri yaptığım için 1500 kişi falan görmüşümdür bu durumda kalan ki varın siz düşünün o fotoğraflara bakıp kaç bin kişinin başına geldiğini...
hiç bir işe yaramayacak bir dayatma ve eziyet uygulaması olan passolig zımbırtısını da, tecrübe ettik.

gelelim o seyircilere. taraftar demiyorum dikkat ederseniz, sadece seyirci idi dün gece tribünleri dolduranlar. maalesef ultraslan grubu dışında diğer bağımsız hareket eden taraftar grupları passolig uygulamasını protesto ederek kombine yenilemesi yapmadı ve maçlara gelmiyorlar. haliyle tribünlere "para verdim oynayın amk!" kafasında, basının sistematik galatasaray yalanlarına ve yıpratmalarına inanan, twitter'da, sözlükte , internette aldığı negatif gazı yiyen, 2 pas hatasında oyunculara küfür gani kıyamet sövdüren, deplasman bile yapmamış, kötü günde tribünde olmamış, naif görünümlü ama galiz küfürlü bir grup doldurmuş passolig sayesinde! böyle tiplerden de takımı ateşleyecek, destekleyecek, beraber gürleyecek bir taraftar profili oluşmasını da beklemeyin!
keza ne bjkliler, ne trabzonlular beklemesin kendi taraftarlarından da! onların tribünlerinin hali de ortada...

futbolun ruhu ölüyor! öldürüyor akp ve kuklaları! bilginiz olsun...

ek: passolig eziyetini yazmış basın da;
http://www.radikal.com.tr...a_e_bilet_eziyeti-1213185
Üzerine o kadar da uzun yazılar yazılmaması gereken maç.
galataray taraftarını üzen maç olmuştur.
karaktersiz, çirkef ve orospu çocuklarını birkez daha bize göstermiş maç. yahu ben böyle eziklik görmedim. adam galatasaray berabere kaldı diye taşşak geçiyor, seviniyor lan. bu nasıl bi kompleks, nasıl bi kafadır?! ruh hastası mısınız olm?
Galatasaray'ın ne lig'e ne CL'e hazır olmadığını göstermiş maçtır.

O Allah'ın belası Burak Yılmaz a aldığım kombineden ödenen paranın tek kuruşunu helal etmiyorum, Melo ve Sneijder a ise savaştıkları için bir o kadar helal olsun. Ha şu koduğum selçuk malına da hakkımı helal etmiyorum. Yabancı sınırlaması nedeni ile koyunun olmadığı yerde abdurrahman çelebi oldular ya ben onların a.q.
Galatasaray icin 2014-2015 CL gurubu ilk maçı. Son iki yıla bakarsak gelişme var. Bu sefer mağlubiyetle başlamadık. Bu guruptan rahat çıkarız. Mustafa Denizli'nin de dediği gibi bu 1 puan bizim ilk ve Anderlecht'in son puanı olur.
galatasaray ın ş. ligine geçen seneden daha iyi bir başlagıç yaptığı karşılaşma olmuştur.
ilersine bakırır...
ruhsuzların küsküyü yediği maç. ya böyle selçuk, burak kardeş. başarı endeksli bir taraftar grubuna sahip takımda hemen kalayı yersin. oysaki Beşiktaş'ta olsaydınız, koymuşum başarısına, bu ne ruhsuzluk lan diye 2 sene önce yiyecektiniz küsküyü. yine 'başarı için her yol mübahtır' düsturundaki kulübünüze dua edin.
görsel
kısa kısa tespit etmek gerekirse:

-teknik taktik esasen oturmaya yakın. az bi zaman daha lazım.

-bu takımın bekleri tarık ve balta. çok net bir biçimde.

-11'in stabilize edilmesi gerek. artık galatasaray'ın 11'ini ezbere sayabilmeliyiz.

-takımın maçı 90.dakikaya kadar sürdürebilmesi, düşmemesi ve o dakikada bile bu kadar kalabalık gelmesi prandelli'nin yanlış yolda olmadığının delilidir fizik olarak.

-prandelli'nin selçuk'tan önceki ve selçuk'tan sonraki dakikaları defalarca izlemesi lazım. bir de selçuk'suz çıktığımız birkaç maçı izlemeli.

-bu takımın gerçek kaptanı sneijder veya melo'dur.

-dün akşam galatasaray'ın sonuna kadar götürdüğü mücadeleyi ancak fenerbahçe ve belki beşiktaş verebilirdi. kalanlar ilk yarıdan üçlük olurlardı. demek ki galatasaray kalan 15 takıma bariz üstün ve dünkü oyununu geliştirmesi halinde şampiyonluğun 3 gerçek ortağından biridir. gerisini aralarındaki maçlar belirler. lige hazır değil tezi gerçekçi değil.

sonuç:

galatasaray lig için çok iyi bir kadro kurmuş. avrupa'yı ötekilerin yıllardır yaptığı gibi ne koparsak kar mantığına getirmiş bu sene. fazla sallamamış. açıkçası buna da saygı duyuyorum.
herkes de duymak durumunda. zira türkiye avrupa'da da başarı olmayıversin demiş bir kere. bu sadece yabancı sınırıyla falan alakalı bir şey değil. bu muhabbetlerin de eskidiği ve bıktırdığı kanaatindeyim.

gelgelelim her şeyden öte fikret orman'ın avrupa başarısı amaçlayacak ciddiyet ve vizyonda olduğunu düşünmüyorum. aziz yıldırım'ınsa enerjisini tekrar içeri girmemek için harcadığını düşünüyorum. yoksa daha önceden anelka'lı, alex'li kadro kuran adamın bu sene avrupa'da kariyeri bitmiş birini getirip, transfer işte size... diyeceğini düşünmüyorum. yoksa aziz yıldırım gerçekten avrupa başarısını önemsemiş, beşiktaş'a göre de çok başarılı bir fenerbahçe'yi kendi döneminde yaratmıştır.

kısacası türkiye içindeki kan davalarından kapatmış avrupa konusunu. galatasaray da dünya yatırım yaptık, taraftarı bile stada getiremeyeceksek lige konsantre olalım demiş.

sonuçta her işin bir maliyeti var. 35 yaşındaki drogba bile kalmak için 5 milyon eu isteyip, ligde yatacaksa, yemişim öyle avrupa'yı.
kötü bile oynasa galatasaray'ın grubu 0(sıfır) puanla bitirmeyeceğini garanti altına aldığı maçtır.
neymiş anderlecht takımı çocuk çolukmuş da, işte bebeleri yenememişiz de felan filan.

öncelikle utanmazlara young boys diyor ve burayı hızlıca geçiyorum.

ulan amına kodumun piçleri, 19-20 yaşındakiler bizde çocuk çoluk hiç mi avrupa futbolu izlemiyorsunuz yoksa işinize mi gelmiyor!

rooney zamanında gencecikken birilerine 3 tane koydu, hali hazırda willshere ortalığın amına koyuyor, manchester united de adnan, city de weis, lukaku, david alaba, babacar, Joel Campbell, daha da dünya kadar var ama şimdi hepsini burada saymayayım.

valla galatasaray ne soktuysa zamanında bazıları bir türlü çıkartamıyor amk!!!
yazılacak çok şey var bu maçla ilgili ama ne futbol adına, ne taraftarlık adına ne de insanlık adına neredeyse hiç bir şey koyamadığımız böylesi bir maçta çok fazla şey hakkında yazmanın anlamı varmış gibi gelmiyor bana. sadece bir iki şeyden bahsetmek istiyorum.

hani diyoruz ya, helal olsun anderlechte, 17-18 yaşındaki ergenlerden takım kurmuş, bize futbol dersi verdi diye... şimdi takımları değiştiriyorum gözümde. anderlechtin topçularını galatasaraya naklediyorum. isimleri ahmet, mehmet, burak, selçuk olacak şekilde... iki üç maç bocaladıklarını, iki üç sene doğru dürüst kupa alamadıklarını hayal ediyorum. hatta şimdi baktım da, bu anderlecht geçen sene bir beraberlikle, yani bir puanla kapatmış grubunu. ilk üç maçta sıfır gol atıp on gol yemişler. grupta da psg, benfica ve olimpiakos var. çalınacak ıslıkları, yuhalamaları, edilecek küfürleri hayal ediyorum. öyle bir ortamda 17-18 yaşındaki topçuları hayal ediyorum. hele bir de o seyirci önünde. hele bir de bizim spor gazetelerinin, magazincilerin haberleri...

anderlechte hayran kalıyoruz da, anderlecht gibi bir takımımızın olabilmesi için onun taraftarı gibi bir taraftarımızın olması lazım. belçika gibi bir ülke olmamız lazım her şeyden önce. insanların sadece milyon dolarlar kazandığı zaman değil, insan olduğu için insan yerine konulduğu... insanların profesyonelliğe, emeğe saygı duydukları... birilerinin iki top tepti, ya da iki şarkı söyledi diye kral ilan edilmedikleri, iki yanlış yaptı diye de yerin dibine sokulmadığı...

ben futbolu çok farklı bir şey olarak görmüştüm. 99 depremini hatırlıyorum. milletçe nasıl da yaralanmıştık. herkesin bir akrabası ya ölü, ya kayıp, ya kazazede... sonra kriz gelmişti, ekonomik kriz. nasıl da bir ekmeğe muhtaç düşmüştük. ama işte o dönemlerde hep bize bir teselli verdi, dün kendi taraftarı tarafından ıslıklanan takım. o takım sayesinde kim bilir nice esnaf, bir geceliğine de olsa bankaya olan borcunu, ertesi gün kapıya dayanacak olan alacaklısını unuttu? kim bilir kaç tane memur, önündeki haftayı beş kuruşsuz geçireceği halde çoluğu çocuğuyla bir zaferi kutladı günlerce? işte o günden beri bu takım benim için bir gurur kaynağıdır. kazandığı kupa için değil, bilerek veya bilmeyerek; isteyerek veya istemeyerek benim, bizim, bizim milletin bir derdini hafiflettiği, bir acısını ufak da olsa dindirdiği için... o yüzden ben bu takıma, bizi eğlendirmek için sahneye çıkmış palyaço muamelesi yapmam, yapamam... o yüzden de bazı oyuncuları kötü oynuyor diye, yönetim ahmaklık yapıp o futbolculara ödül verir gibi hak ettiklerinden çok daha fazla vermiş diye, teknik direktörü yanlış adamları seçti, yanlış taktik uyguladı diye daha avrupadaki ilk maçında ıslıklamam. ıslıklayamam.

demek ki bu ülkedeki her güzel şey gibi, sonunda galatasaray da bitmiş. takım olmadığı için, topçuları iyi olmadığı için falan da değil. taraftarı bittiği için bitmiş. maalesef biz kendimizi ne kadar kandırırsak kandıralım; şu anda galatasaray dediğimiz şey 11i yeşil sahada, 7si yedek kulübesinde 18 hokkabazıyla on binlerce seyircisini eğlendirmeye çalışan, eğlendiremediğinde de ıslıklanan bir sirk gösterisi olmuş. bu tutum değişmediği müddetçe de öyle kalacak.
fenerlilerin bu maç oynanırken küçük ağayı izlediği maç .
20 yaşında bebelerin sadece galatasaray a değil koskoca ülkeye futbol dersi verdiği karşılaşma.
Sonrasında dehşet bir hezimetler silsilesi yaşadığımızı hatırlıyorum. Kainat hazretleri bir daha yaşatmasın.
Aslında severdim ama o dönem yaşananlardan sonra arsenal ve dortmund ile biraz soğuk aramız.