bugün

fa premier league'de 2004-2005 sezonu son hafta maçı. kümede kalma savaşı veren southampton bu ölüm kalım maçına st mary's'de kendisine inanmış 30 bini aşkın taraftarının önünde çıkmıştı. azizler hem galip gelecek, diğer yandan da wba'nın, norwich'in ve crystal palace'ın puan kaybetmesini bekleyecekti. "üşüyoruz le tissier reyiz" diyerek geçirdiği 3. sezonun sonunda 1996 senesindeki 6-3'lük o efsane manure maçını tekrar oynamak isteyen saints taraftarının asıl hedefi "1-0 olsun bizim olsun"du tabi. şubat ayında arsenal maçında hakeme de robert pires'e yaptıklarından sonra 10 maç ceza yiyip takımı ikinci devre yalnız bırakan prutton da sahada, kendini afettirmek için son şans belki.

neyse maç başladı, daha 10. dakikada la saux'nun kullandığı kornerde o'shea topu kendi ağlarına gönderip tabelayı değiştirince adanın güneyinde bayram başlamıştı tabi, erken bayram...

gel gör ki sevinçleri 10 dakika sürmeden, darren fletcher eşitledi, harry redknapp'in bir tarafında çıban çıktı öyle olunca. ilk yarı berabere bitti. daha evvel son anlarda kümede kalmayı başarmış güneyliler ligde hiçbir iddiası olmayan man utd önünde sevinmeyi beklerken kara haberler geliyor; rakipleri wba ve palace golleri buluyor, bunlardan birkaç dakika sonra da saints ruud van nistelrooy'a engel olamayınca mancunians deplasmanda 2-1 öne geçiyordu, bunun ingiltere'de anlamı relegation demekti.

sonuçta portsmouth'u 2-0 yenen west bromwich albion kümede kalırken, charlton deplasmanında bitime 7 dakika kala yediği golle beraberliği razı olan palace dükme düşüyordu.

ve matthew le tissier sayesinde yıllardır sevgi ve saygı çerçevesinde yaklaştığımız liman ekibi southampton ise 27 yıl oynadığı en üst ligden kendilerine bayram yaşatmasını bekleyen taraftarının önünde manchester united'a 2-1 yenilerek düşüyordu.

ancak maç sonu ortaya çıkan manzara ki bu maçı hatırlamamdaki temel sebeptir, "taraftar dediğin böyle olur anasını satayım" dedirterek elalemin futbola bakış açısının bizim magandalardan ne kadar öte olduğunu gösteriyordu. saints taraftarı takımlarını göz yaşlarıyla alkışlıyordu. evet, küme düşen bir takımı 30 bin taraftarı hep birlikte alkışlıyordu ki o iki gözü iki çeşme ağlayarak takımını alkışlayan adamın görüntüsünü hiç unutmam.

man utd mi? onlar da sezonun şampiyon chelsea'yi önceki hafta old trafford'da yenildikleri maçta oyuncular sahaya çıkarken iki yana ayrılıp alkışlamışlardı, sonra ayağa düşmüştü bu hareket.

bizde önceki sezon bursaspor sakarya'da 40 puanla küme düştüğünde şehir savaş alanına dönmüştü mesela. orası ingiltere, burası türkiye. farkımız tarzımızda yea, değil mi? sevinmek için sevmedik, haske. haydi esen kalın...
yanlış hatırlamıyorsam ntv nin yayınladığı son premıer league maçıdır.
futbolun sadece kazanılmak üzerine olmadığını gösteren maçtı.

maçla ilgili detaylar için:

(bkz: southampton/#26099998)