bugün

türkiye'nin dönüm tarihi...ülkenin tam bağımsızlığını istemeyen,bundan endişelenen bünyelerin yaptığı askeri darbe görüntüsündeki kıyımdır.ülkenin aydınlık geleceğini yok edildiği gündür kendileri.aradan 26 sene geçmişte olsa hala hesabı sorulamamış,sorulamaycak.ülkenin alacakaranlığa dorğu yolculuğunun başladığı andır.tabikide bunun önceside vardır.24 ocak kararlarının geçerli olması için siyasi istikrarsızlık bahane edilerek yapılmış bir darbedir.
http://www.kanalturk.com....yazar.php?yazarlar_id=232
en anlamlı yazı için ;

http://www.milliyet.com.t...6/09/12/yazar/dundar.html
faşist mi kemalist mi belli olmayan acımasız bir cuntanın karmaşadan faydalanıp diktatörlüğünü ilan ettiği, bu ülkenin gencecik, gelecek vaadeden, düşünen, ideallerine bağlı o dönem gençliğini katleden darbenin mimarlarının (bkz: asmayalım da besleyelim mi) zafer, benim gibi düşünen insanların da yas günüdür. Yok efendim o zaman gerekliymiş darbe yapmak da bilmem ne de hededehödüdü diyenlere bugünkü depolitize olmuş, magazin programları başında manyağa dönmüş, uyuşturucu bağımlılılığının arttığı, oyunu kullanmayan *gençliği örnek göstermek de sanırsam yeterli bir delil olacaktır. Herşeyin bir 12 Eylül' ü vardır, elbet bunun da rövanşı alınacaktır...
(bkz: erdal eren)
(bkz: yargılansınlar netekim) *
- pkk'yı doğuran dönemin başlangıcı.
- türban'ın ülkemize ithal edildiği dönemin başlangıcı.
- irtica yanlılarının devlet kademelerine mikrop misali yayılmalarının önünü açan tarih.

29 ekim 1923 ne kadar şanlı bir tarihse 12 eylül 1980'de o kadar karanlık bir tarihtir.

doğan bir güneş, batırılan bir güneş...
bir ülkenin yeni yeşeren dallarına indirilen balta, vurulan darbe, kapkara gün.

eğer ki, bugün, güzel ülkem, hala irtica tehdidini yaşıyorsa, hala doğu'dan gelen cenazeler batıda, doğuda, kuzeyde, güneyde, her yerde anaların, babaların yüreklerini yakıyorsa, hala, cumhuriyetin emanet edildiği gençlik, mal mal, apolitize olmuş bir şekilde koyun misali yaşayıp gidiyorsa, eğer hala,"her koyun kendi bacağından asılır" mottosu gelip yerleşmişse 70 milyonun beynine, bu o kara günün eseridir. üretmeyi unutup sadece tüketmeye odaklı bir toplum olmamız, araştırmayan, okumayan, sorgulamayan bir toplum olmamız hep o günün eseridir.

12 eylül aramızdadır hala. o zihniyet yaşamaktadır yine. 26 yıl geçmesine karşın, sistem hala ayakta ve canlı tutmaktadır onu. selam olsun tek tip birey yaratma uğraşındakilere.. başarılı oldular.

ama yok pardon, darbe gerekliydi değil mi o dönemde? ben karıştırıyorum herşeyi galiba. yoksa bu saydıklarımın hiçbiri yaşanmıyor aslında bu ülkede.

darbe oldu ve bitti kardeş kavgası. ya sonrası?

(bkz: yargılansınlar netekim)
ülkemizde şu anda da olduğu gibi üniversite gençliğinin çoğunluğu üniversiteleri kendi siyasi düşünce tarzı etrafında gruplaşma, kendi gibi düşünmeyenleri sindirme, asimile etme, yasadışı eylemlere kalkışma, katılma tarzı olaylara katılarak insanlar üstünde baskı kurmayı amaçlamakta ve rahatlıkla bu kişiler "Türkiye'de üniversitelerin bir ilim irfan yuvası olmak dışında herşeye benziyor olmasının açık sebebidir" denilebilmektedir. Maalesef ki kurunun yanında yaş da yanıyor olmakta, belli başlı bazı üniversitelerin adının çıkmışlığı yüzünden çoğu genç iş bulamamaktadır.
Bu tablo günümüzde örneklerini sıkça gördüğümüz bu olayların zararsız olanlarıdır.
1980 öncesi dönemde ise karşıt siyasi görüşler arasındaki çatışmalar, polislerin bile dahil olduğu karşılıklı meydan savaşlarına dönmüş ve yine düşünebilmesini bilmeyenlerin yüzünden çoğu insanın özgürlüğünün kısıtlanmasına, yollarda çevirilip dövülmesine, soyulmasına hatta öldürülmesine kısacası insanca yaşamak hakkının elinden alınmasına yol açar hale gelmiştir.
Suç oranı %90 lara çıkmıştır.

Devlet ve halkı kurtarmak adına bir eylem kaçınılmaz hale gelmiş ve devletimizin bugünde güvenilir ve yegane kuruluşu 12 Eylül 1980 günü yönetime el koymuştur.
Darbeden 1 ay kadar sonrasında suç oranı %10 lara düşmüştür.
Çoğu insana hak ve özgürlüklerin kısıtlanması anlamına da gelse, yargısız infazların acısını hala taşıyor olsalar da, o zaman o darbe yapılmamış olsaydı belki annesi ve babası olmayacak veya şu an özgürce ben Türk'üm bile diyemeyecekler o zaman o ahmakların yüzünden kurunun yanında yanmış yaşlar olabileceklerdi.
Yöntemleri yanlış olsa da , darbe bazı kişiler yüzünden ilerki senelerde amacından saptırılmışta olsa, etkilerini acı bir şekilde bugün yaşıyor da olsak, T.S.K. anayasal hakkının gerekliliğini yaparak ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmıştır.

12 Eylül 1980 Türkiye'nin yoluna Türkiye olarak devam etmesinde ki dönüm noktalarından birisidir.

edit : Kimselerin begenmedigi yazar hincal uluc yukaridaki entryde bahsi gecen hic bir siyasi gorusu olmadigi halde kurunun yaninda yanan yaslardan nasil da guzel soz etmis buyrun bakin

sabah.com.tr/2006/11/08/yaz02-10-136.html
bundan 26 yil once bugune denk gelen tarih.kenan evren ve saz arkadaslarinin siyasi tarihimizin kara bir lekesi ihtilali yaptiklari gun.dusunen, ulke gidisati hakkinda fikirlerini dile getiren insanlarin susturuldugu gun.bu gunden sonra dogan cocuklarin gunumuzun apolitik, unutkan, dusunmeyen bos yasayan bireyler olmasini saglamis gun.su koca sozlukte bile altina bu kadar az entry girilmesi ihtilalin amacina ulastigini gozler onune sermektedir.
şanlı türk polisi için ;

http://www.ozgurluk.org/k...itaplar/kitap_iskence.pdf
"sokaktaki adam" ın 11 eylul le karıstırdıgı gundur. haber bultenınde sokak roportajı yapan muhabır, kıme gunun anlamını sorduysa, cevap; dunya tıcaret merkezı saldırısı oldugudur.
kandırılmışlardı, aynı depodan çıkmış ellerine tutuşturulan silahlarla birbirlerine vurduruluyorlardı. iki taraf da bir ucundan vatanı seviyordu. ama acıdır ki koltuk sevdalıları bu vtanseverlerin birbirlerine vurmasına bir süreliğine müsaade ediyordu. müsade ediyordu çünkü müdehale ancak memleketin binlerce genci birbirini öldürdüğü zaman meşru olacaktı.

ve bugün gelmişti artık. o kara gün. birbirine vurdurulan gençlere artık bir müdehale şarttı. hepsi yakalanacak ve aynı koğuşlra atılacaktı. aynı işkencelere maruz kalacaktı.

bir ülkücü olayı şu şekilde ifade eder:

12 eylül 1980 üstünden 26 yıl geçti.Halen ben ve diğer bazı taş medreseli ülküdaşlarım halen o yılların izlerini taşımaktadırlar..Zor yıllar, işkencelerde geçen ızdırap ve acı dolu yıllar.ülküdaşlarımı benden koparan yıllar..tam 8 canımı aldı.. o günleri unutmak mümkünmü.suçları neydi, bizim suçumuz neydi..!ülkenin en karmaşık zamanında devletine vatanına sahip çıkmaktan başka bir şey yapmadık buna mukabil mükafat olarakta zindanları doldurduk. Devlet bizim devlet dedik yutkunduk bütün eziyetlere katlandık. Şimdi mutlu larmı acaba o zaman ın paşaları..!Bunların vebali çok büyük..Evet biz bedel ödeyen bir nesiliz ve çocuklarımız da aynı bedel i ödemesin..

12 eylül Türk Tarihinde bir kara leke olarak anılacak.

Bu zulüm ve eziyetlerin mutlak ama mutlakta hesabı sorulacak ama tarih önünde ama mahşerde.

Unutmak ihanettir

Yusufiyeli Cengiz Akyıldız
denizin doğumgünü. acaba hangisi? sadık'ın oğlu deniz olmasın?
1980 darbesinin yapıldığı gündür. bu gündür...
ne kadar komünist varsa hepsinin taksime dolustuğu gün. tabi ülkücüler de peşlerinden...
türkiye'de sebep olduğu yıkım en az 11 eylülün dünyada sebep olduğu yıkım kadar olan,1980'deki ihtilanin gerçekleştiği gün.
"cunta"... tam anlamıyla...demokrasiye uzanan uzun, keskin ve dikenli bi kılıç...binlerce insan-ortak özellikleri muhalif olmaları- bu kılıçtan geçirildi...ve onlarla birlikte yoksulların umutları da...işte o andan itibaren 24 ocak kararlarıyla ülke tam kapitalist sisteme eklemleşmeye başladı ve birçok kitlenin hakları silah gölgesi altında budandı...varoşlar fettuhlahçılara kaldı...darbeyi yapanlarsa mutluluk içinde resimleri yaptı..mitinglere ellerinde kuran-ı kerimle çıkarak dini de iyi kullanmışlardı..
birçok sağcı ve solcunun cezaevini boyladığı dönemdir. ancak solcuların sızlandığı bir konu da vardır : " cezaevlerinde ilk başlarda solcular yoğunluktaydı, fakat sonra birçok solcu çıktı ve yerini ülkücüler doldurdu ve biz azınlıkta kaldık, bunlar niye söylenilmiyor, biz de ezildik ... "
(bkz: eve dönüş)
(bkz: kenan evren ve saz arkadaslari)
bu günün sabahında büyük bir çoğunluk müslüman olmuştur.
(bkz: made in usa)
amerika tarafından başlatılan kargaşanın gene amerika tarafından durdurulmasının tarihi. ha tabi "ulen madem başlatacaklardı neden durdursunlar?" diyebilecek naif bünyeler çıkacaktır elbet, o yüzden bi açıklama yapalım: bak sevgili kardeşim, en önemli neden, amerika'nın türkiyede pazar bulması için ülkede ciddi bir karışıklığa ihtiyaç vardı, çünkü bu karışıklık olmadan ülkemin pazarına öyle rahat rahat giremeyecekti. bu yüzden ilk başta, çobanlar birbiriyle kavga ederken koyunları birer birer götürmek lazımdı. tabi öncelikle, kendilerine kul köle olacak bi adam bulmalılardı ki ülkeyi kolayca versin ellerine(harbiyeli olacak tabii ki de). mal mülk düşkünü, kendi çıkarı için kimseye acımayacak, en büyük hayali güneye manyak manzaralı bir yalıya yerleşip, cıbıldak turistleri kesip, bazen de onların resmini yapmak olan bir adam... netekim buldular da. sonrası malum hikaye; birbirini b.k yoluna doğramış bir nesil ve şimdiki tikkyler, düşünme özürlüler vesaire...

sonrası mı? tl nin değeri düştü, krizler patlak verdi, millet fakirleşti, dolar saltanatını kurdu, uçurum arttı, hayatından memnun olanların sayısı azaldı. sönen onca ocak da cabası...
yakin tarihimizde yasanmis bir yuz karasi olarak hatirlanmasi gerekirken, malesef ki bir takim bilincsiz, duyarsiz, ozenti * gencligin * * "12 eylul ne bilmiyorum, 11 eylulle bi alakasi mi var?" diye utanmadan televizyona konusabildikleri irkindan cinsinden utandiran olay.
(bkz: yuh diye sovesim var!!)