bugün

türkiye'nin ocak - ekim döneminde yaptığı ithalat rakamıdır.azaltılması için herkese görev düşen rakamdır.
hayra alamet olmaması,böyle devam ederse cari açığın daha da büyüyeceğini gösteren rakamlardır...
türkiye'nin artık kendi kendine yeten bir ülke olmadığının kanıtıdır. nedense tüm okul hayatı boyunca bizlere hep bu coğrafyanın dünya'da kendi milletini diğer devletlerin yardımlarına ihtiyaç duymadan doyuran bir ülke olduğu anlatılageldi. işin gerçek boyutu vahim.
ithalatın ayağa düşmesidir.
türkiye'nin artık kendi kendine yettirilmediğinin kanıtıdır.
ekonomi yönetiminin üzerinde düşünmesi gereken durum.
ekonominin yarağı yediğinin belgesidir.
faaliyetsiz söylemdir. ithalat azalsın, hatta bitsin, eyvallah, peki kendini yerli firmalara emanet eden kaç kişi memnun olmuştur. kaç tane yerli firmanın yaptığı mal bir iki yıldan fazla dayanmıştır, hangisi müşteri menuniyeti için çalışmıştır. kaçının 444 lü numarasını aradığınızda alenen sizinle daşşah geçilmemiştir.

Tecrübelerim veya yediğim kazıkları göz önüne alarak diyebilirimki yerli firmalar hala köylü kandırmaktadır. büyükşehirlerde bilakis okumuş yazmış tüketici adam yerine konulacağı, garantisi garanti, malı mal olan yabancı firmalara yönelmektedir.

(bkz: cin olmadan adam çarpmak)
(bkz: ülkesinde üretilen ürünleri kötüleyen kişi)
tüik verilerine göre, net olarak 112.8 milyar dolar olan rakamdır, dış ticaret dengesinin düşünülmesi adına, yılın ilk 10 ayındaki ihracat rakamı ise 83.2 milyar dolardır,

peki -genel olarak- en çok hangi mallar ithal edilmiştir diye sorulursa;

mineral yakıtlar, mineral yağlar ve müstahsallarının 23.9 milyar dolarlık,
Kazan: makina ve cihazlar, aletler, parçalarının 13.7 milyar dolarlık,
Elektrikli makina ve cihazlar, aksam ve parçalarının 9.7 milyar dolarlık,
demir ve çelik'in 9.1 milyar dolarlık,
Motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer malların 6.9 milyar dolarlık,
plastik ve plastikten mamul eşyaların 5.5 milyar dolarlık,
eczacılık ürünlerinin ise 3.3 milyar dolarlık,

bir paya sahip olduğu görülmektedir. özellikle nihai malların ithalat payları içerisindeki yükselen payları göze çarpmaktadır, tabi türkiye'de sanayi üretiminin ithal girdiye bağımlı olduğunu da söylemek, unutmamak gerekir,

peki bu rakam çok mu kötüdür, yüksek olması kötü olması anlamına gelmez, sürdürülebilir bir dış ticaret dengesi sağlanabiliyor mu, ona bakılması gerekir, ama elbette hatalı bir kur politikası (düşük kur gibi) orta vadede büyük sorunlara neden olacaktır.