bugün

entry'ler (66)

aşk ı memnu

halit ziya uşak ligi.
behlül 3-0 adnan

aşk ı memnu

bihter yenge öldi mü?
nihal evde kaldı mu?
behlül kaçıp gitdi mü?
emdi yürek yırtılur.

köy düğünü

oturmaya mı geldik, hadi gençler biraz harakiri dedirtecek derecede sıkıcı olabilen durum. bazen de iyi. yada hiç gitmeyip evde kalalım.

bir abazanın günlüğü

bir abazanın günlüğü isimli kitabın 69. sayfasından alıntıdır;
-bize gidelim mi, piyano çalarım sana?
-getirip burda çalsan?
-olmaz duvar piyanosu o.

esyalarin kendi aralarindaki konusmalari

-'bi notunuz varsa ileteyim' (notebook)

devlet bahçeli

'biri 46 mı dedi? böl ikiye 23. topla 1 ile. 24. işte partimizin 24. yılı hepimize kutlu olsun'a çok benzer matematiksel hesaplarla ciddiye almaktan vazgeçtiğim adam

naber lan yaprağım

ibrahim tatlıses'in 'tabip sen elleme benim yaramı' derken yaramı kelimesinin tam ortasında vurgu yapmasıyla eş değer güçte onur kırıcı, can sıkcı bişeydir.
(birinden duyulma durumu böyle, birine hitap halinde gayet eğlenceli bir hal alabilir.)

bir erkeğe en çok yakışan şey

atletik bir tebessümden ötesi karı kız işidir.

tuncay şanlı

düşünmek istemesem de her iyi hareketinden sonra '2 dünya kupası gördü ama hala sakalı bıyığı çıkmadı' dedirten stoke city'li yedek oyuncu.

arkadaşlık sitesinde kadın olmak

tüm gün sokakta yürüyüp alamayacağı iltifatı, 10 dakika gibi kısa bir sürede toplayıp deşarj olan hatun tipi.

hollandalı kızlar

portakallar diye isimlendirilen ırk.

salaklığıyla dikkat çeken reklamlar

dünya kupasına katılamadığımızı 'ama olsun,olsun,olsun' tarzı deli saçması bi melodiyle unutturmaya çalışan d-smart reklamı.

yaran yanlış anlaşılmalar

bas gitar caldiğim bi konserde davul arkadaşa dönüp;

--'Piyano' demiştim (piyano solo girceği için)

anında şarkı bitti,noldu dedim, davulcu;

--'Finito demedin mi'.

esyalarin kendi aralarindaki konusmalari

--çekmeee (çekmece)
--yavaş kapat ayı (buzdolabı)
--salyan aktı yine hacı (televizyon)
--sen ne karışıyon muhabbete (mikser)
--küstüm (sandık)
--al gülüm ver gülüm (kasa)
--eller havaya (radyo)
--çık dışarı!!! (kapı)
--bakma bana öyle derin (ayna)
--bugün de bitti (lamba)
--beni sorarlarsa yokum (telefon)
--10'a kadar bi sayı söyle (kumanda)
--hıııııııııırrrrrrrrr (saç kurutma makinesi)
--ver ben tutarım (raf)
--banane yaaa (dış kapının dış mandalı)

yaran msn diyalogları

--slmmm,napıyosun?

((bu kadar)) yazık lan!!

yazın vazgeçilmez sohbet konusunun karpuz olması

bıçakla karpuz yararak biten muhabbet işte.ha konu dallanırsa ne yararlar bilemedim.

boyle seyler sadece filmlerde olur zannederdim

basit senaristlerin,film içerisinde herhangi bi yere sıkıştırdıkları aptal muhabbet ve nedense hepimize'zaten film ki' dedirten zırvalık.

temel reis

laz icadı.bi kere onun yediği konserve spinach,bizimki gibi vitamini sapında değil ki.

cinselliğini doyasıya yaşayan kıza veriyor demek

--bir saniye ben doktoroum çekilin bi,tipik zehirlenme vakası ne yemiş hasta?
--valla dilim varmıyor doktor bey,şöyle desek,vermiş
--bence tam tersi, vermemiş yani ve krize girmiş,cinselliğini döke saça yaşayan biri büyük ihtimalle
-- anam hemen de kendine geldi
--öyle öyle,tipik vakadır,alın götürün şimdi.

kicina 2 koyup kendini aramak

başına olacaktı diye uyartılan durum.