bugün

entry'ler (32)

37 yaşında hiç flört etmemiş çok güzel kız

adına türlü fanteziler yazdıran kızdır.

müslüman kardeşler

israil'i kaygılandıran, iran'daki mollalardan açık destek alan biraderler birliği.

saz çalanların künye takma sevdası

(bkz: murat çobanoğlu)

recep tayyip erdoğan ın domuz gribi olması

rte: domuz gribi oldum emine
emine: öpeyim geçsin recebim
rte: dur yaklaşma emine
emine: n'oldu ki?
rte: al şu kağıda yazdıklarımı sözlükte oku, sevinmesinler ibneler yakında ayağa kalkacağım.
emine: çocuklara ibne deme recep
rte: ne diyem mesela mahmut mu diyem?

nou camp ın tuvaletine kaka yapmak

yıllardır öğrendiklerimizi yalanlayan faaliyet. avrupa'da tuvalet yoktu, avrupa'da böyle şeyler olmuyordu falan filan. kandırılmışız meğer.

(bkz: küçük 50 büyük 100)

rüyada altıncı nesli görmek

rüyayı görenlerin kimliği hakkında bilgi verilmemiş olan başlık. bayan yazar ise bir aşkın başlayacağına delalet eder, bunu bir rüya uzmanı profesör altıncı nesil söyledi. düşünsenize erkek fakir altıncı nesil yazar kız ise zengin birinci nesil yazar. ve olaylar çığrından çıkar.

(bkz: sana rüyanda biri kabarıyor)

yaban gülü gibisin
dağda kırda bayırda
seni görmem imkansız imkansız imkansız
rüyaaalarım olmasa

bir sabah uludağ sözlük ten modluk teklifi almak

(bkz: sabri sarıoğlu gibi sevinmek)

çılgın kerhane

(bkz: öss yi kazanamayınca kötü yola düşmek)

thierry henry

topu elle kesmiş olmasına rağmen gözümdeki değeri zerre sarsılmamış futbolcudur kendisi. bir dünya kupası play off maçı, son dakikalar, kıçına kadar terlemişsin, elle topu alıyorsun hakem görmüyor, rakip savunma oyuncuları ne b*k yiyorsa o esnada, elle oynandıktan sonra top gallas'a gidiyor o da tamamlıyor. yok emek çalmışmış da yok falan da feşmekan. lan bi gidin işinize hep ahlak hocası kesildiniz başımıza. ben daha çok çalıştım hak ettim bu maçı diyen adam uzatmaların sonuna kadar maçı diken üstünde bırakmaz. henry'den yeni deparlar bekliyoruz efem.

21 yüzyılda hala oturarak sıçmak

isviçreli bilim adamlarının derhal bir çare bulmaları gerekir bu ayıba. 21. yüzyılda oturarak sıçmak insanlığın en büyük problemidir. yatarken sıçmak istiyoruz, parası neyse veririz.

her seye gotuyle gulen adam

yeni bir gülme şekli keşfetmiş adam galiba. ilginç! hoşgelmiş ama gülmesin sakın ben bakamam gülen bir göte. o güler ben gülerim o güler ben gülerim ikimizde iptal oluruz sonunda.

günde en az 10 bardak çayı olan insan

keyif insanıdır. demler çayını, alır yanına, açar televizyonu ve interneti, takar bilgisayarı şarja, her taraftan radyoaktif dalgalar eserken aradan çayını yudumlar. sırtını duvara yaslarken bir ayağını yere paralel uzatır, diğer ayağını dizden yukarı doğru kırarak gel keyfin gel der içinden. keyfi gelmiştir ama yine gel, ne olursan ol gel der. kafa insandır vesselam.

uyurken yazar

hem uyuyup hem yazar, çizer, çiziktirir, karalar.

yemeğe çağıran kıza zahmet olmasın demek

daveti garantiye almak için davet üzerinde yapılan son rötuştur. her ne kadar nezakettendir dese de elin oğlu, kızı.. hazırlan geliyorum mesajı vardır içinde.

hazreti muhammed

kafirlerin bile kendisine muhammed-ül emin dediği, her şeyi yaşayarak öğreten, her alanda cihadın örneklerini sergileyen, tonlarca diktatörün, katilin, demokratın, bürokratın, zalim sistemin, kralın, imparatorun, süper gücün gelip geçtiği dünyamızda hala ilk günkü gibi sade, temiz, ahlaklı, gül kokulu yüzüyle karşımızda duran elçi.

vodafone zaten bu teknolojilerin ağa babası

cahillere ayar üstüne ayar veren, kelime dağarcığımızı genişletmemiz hususunda bize pek bi yardımcı olan, teknolojiyle bir alıp veremediğinin olmadığını söyleyerek içimizi rahatlatan misyon adamı (!) hakkı babanın tartışmaları bitiren tespitidir. biraz para kokusu var içinde ama olacak o kadar.

markar esayan

sürekli azınlıkların ezilmesi, yok edilmesi, ortadan kaldırılması, zulüme uğraması, mallarına el konulması ile ilgili yazılar yazan taraf köşe yazarı. bugünkü yazısında da etrafta kilise görememekten duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş bazı konuları aydınlatmaya ve hürriyet'e vurmaya çalışırken. hürriyet ile alıp veremediği şahsen beni ilgilendirmiyor ama kiliselerin 100 yıl önce alındığı gibi bugüne getirilmesini, sayıca hiç eksilmenelerini murad etmesi hiç de anlaşılır bir şey değil. insan biraz uluslaşma, millet olma, kurtuluş savaşı hikayeleri okur. bugün osmanlı'nın hakimiyetine karşı bağımsızlık savaşı verip sonra da ulus devlet haline gelerek osmanlı'nın çekilmesini sağlayan, camileri aynen olduğu gibi koruyan kaç millet var? biraz bu konuları araştırması lazım. fazla iyi niyetli ve aynı zamanda bir ütopyanın peşinde koşuyor sanki. dünyadaki konjüktürel gelişmeleri yok sayarak olmayan şeylerin savaşını vermesi hiç de anlaşılır durmuyor.

malum yazısı,
http://www.taraf.com.tr/makale/8310.htm

istediği alınmayınca ağlayan çocuk

eve varınca hemen annesi tarafından ilacı verilen, bir güzel haşlanan çocuktur.

(bkz: şiddete hayır)

taraf gazetesi okuyan kişi

parasını çöpe atan kişidir. bu gazeteye verdiği parayı biriktirip her ay bir kitap alsa daha yararlı bir iş yapmış olur hem de kafası karışmaz, ahmet altan'ı, mehmet altan'ı, yasemin çongar'ı ve bilimum komplocu zevatı daha iyi tanır, bunların derdinin aslında demokrasi veya müslümanlık olmadığını görür.

bir erkek olarak kızlara soruyorum

erkek milletinin kızlara soracağı sorulardır.

misal:
neden müsrifsiniz?