bugün
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı14
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- birini donuzlayarak ceza vermek8
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak13
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- anın görüntüsü15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı13
- ülkeleri hükümetler değil kişiler kalkındırır8
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- patiswiss15
- akp seçmeni15
- ali erbaş19
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası13
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi10
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi18
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı9
- akrep burcu8
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi9
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
entry'ler (90)
Evine özel mobilya yaptıracaksan Galleon Design dan teklif almadan karar verme. Mimarlık firması atölyeleri var showroom yok. Bu nedenle çok kaliteli mobilyayı uygun fiyata yapabiliyorlar
`~http://www.galleon-design.com
`~http://www.galleon-design.com
bir yandan okulun bittiğine sevinip, bir yandan üniversite hayatının bitecegi için üzülüp, bir yandan iş bulabilcemmi kaygısı, bir yandan baba parası yemenin sona ermesinin üzüntüsü ve okul uzatma korkusuyla geçen senedir.
ancak Elektrik sobasıyla bütünleşildiği taktirde ısınılabilen cok elektrik tüketen alet. Fatura geldiğinde kızgınlıktan bir miktar ısınılır
nokia nın yeni nesil 6120clasic modeli. 2mp kamera 3g umts simbian vs. ince ve zarif tasarımıyla one cıkan alanların memnun kaldıgı cellphone
YACANCI ORTAKLARI SAYESiNDE TÜRKiYENiN BiR ÇOK SANAYi DALINDA ŞiRKETLERi OLAN ASLINDA YABANCILARIN YÖNETTiĞi PARAVAN ŞiRKET.
ESKi LiRAYLA 1 MiLYAR YENi LiRAYLA 1000 LiRA YA TEKABÜL EDEN MAAŞ. ÇALIŞAN 450 LiRA ALAMIYOKEN BU DA NEYiN NESi DEMEYiN BENDE BiLMiYORUM. BELKi CEM UZAN YAPAR:)
CEM UZANIN VAATLERiNDEN BiRiDiR. OLMASI MÜMKÜNDÜR BEN BiZZAT KENDiMDEN BiLiYORUM.
HAYAL OLSA DA CEm UZAN'IN FENERLiLERi UMUTLANDIRAN VAADi.
CEM UZANIN VAATLERiNDEN BiRiDiR.
HALKIN APTAL YERiNE KOYAN iMKANSIZ VAATLERDE BULUNAN PARTiDiR
(bkz: HAMiLELiK 7 AYA iNDiRiLECEK)
(bkz: ARTIK FENER DE TÜRKiYE KUPASINI ALABiLECEK)
(bkz: ARTIK KIZLAR TEKLiF EDECEK)
(bkz: iŞSiZE 1 MiLYAR MAAŞ)
VS...
(bkz: HAMiLELiK 7 AYA iNDiRiLECEK)
(bkz: ARTIK FENER DE TÜRKiYE KUPASINI ALABiLECEK)
(bkz: ARTIK KIZLAR TEKLiF EDECEK)
(bkz: iŞSiZE 1 MiLYAR MAAŞ)
VS...
TÜRK MiLLETiNiN tarihini, kültürünü, mucadelesini, inancını yansıtan ve Türkiye CUMHURiYETiNiN DÜŞMANDAN KURTULUŞ MÜCADELESiNi ANLATAN KUTSAL SAYDIĞIMIZ iSTiKLAL MARŞI YERiNE 10. YIL MARŞINI GETiRMEYE ÇALIŞANLARIN ÇABALARIDIR. ASLA BAŞARILI OLAMAYACAKTIR.
5.1 MP 3X OPTiK ZOOM A SAHiP GÜZEL BiR FOTORAF MAKiNASIDIR
Şeker hastaları için uretilmiş olan tatlandırıcı, sakkarin.
GEÇMiŞiNE VE SOYUNA YAKIŞMAYACAK KiŞiLiĞE SAHiP iNSANLARIN AMACI HALKI KUTUPLAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK OLAN VE PROVAKASYON iÇiN SÖLEDiĞi CÜMLE. HERŞEYiN ÜSTÜNDE YÜCE TÜRK MiLLETi VARDIR ÇEŞiTLi KÜLTÜR FARKLILIKLARI TÜRKiYEYi TÜRKiYE YAPAN OLGULARDIR. BUNLAR AYRILIKÇI DEĞiL BÜTÜNLEŞTiRiCi OLARAK KULLANILMALIDIR. TÜRKiYENiN MUASIR MEDENiYETLER SEViYESiNE ULAŞMASINI ENGELLEMEYE YÖNELiK ÇALIŞMALARDAN BiRiDiR
CUMHUR BAŞKANI ADAYI OLMASINDAN SONRAKi SÜREÇTE ALACAĞI OLASI ÜNVAN.
Bir sınava hiç çalışmayıp sonucunda 0 beklerken notlar açıklandığında 95 almış olma durumu. Bu durum insanda önce bir şok oluşturuyor. Daha sonra ise diğer sınavlarda da denenir. Ancak diğer sınavlarda 0 alınabildiğinden o sene sınıfta kalınır. şeklinde tabir edilen durumdur
çin malı bir japon yapıştırıcısıdır. artık bu saatten sonra çin yapıştırıcısıda denebilir.
super fast
strongest bonding
single component
easy to use
super fast
strongest bonding
single component
easy to use
GÜZEL, SÜSLÜ GiYSiLERiNiZi GiYiN
7/31-32: Ey insanoğulları (kadın ve erkekler) ! Her mescide güzel, süslü giysilerinizi giyerek gidin... De ki : Allah'ın kulları için çıkardığı süsü... kim haram etti? De ki : O, Dünya hayatında inananlarındır...
7/26 : Ey Ademoğulları ! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik...
Cenâb-ı Allah; özenerek ve en güzel biçimde yarattığı kullarının çirkin, derbeder ve bayağı giyinmemesini; Tin 95/4: Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. ayeti ile vurguladığı gibi, en güzel olarak var olan insanın yaratılışına yakışır şekilde temiz ve süslü giysiler içinde mescitlere gitmelerini buyurmaktadır. Temizlik ve güzelliğe bürünme, Yüce Yaratıcı'nın istediği gibi yaşam boyunca da devam etmelidir. insanlar için yaratılan zinet (süs) örneğin pamuk, keten, ipek, yün gibi şeyleri kim haram kılabilir? Hepsi de inananlar içindir.
Kur'ân, örtünmede belli bir giysi şekli önermemiştir. Kadın veya erkeğin giysisi; Nûr 24/30-31 ayetinin örtünme için çizdiği sınırlar içinde iklime, tarihe, örfe yani halkın kabul ettiği adete uygun olarak kendisine en çok yakışanı seçmelidir. Vücudun çekici yerlerini dışarı fırlatarak dar, allı morlu giysiler ile kendini teşhir edenler, giyene yakışmadığı gibi ona sadece seks aracı olarak bakılmasına sebep olur ve insanların da beğenisini kazanamaz. Oysa kadın; mükemmel bir anne, iyi bir eş ve topluma birçok alanlarda hizmet veren bir varlık olduğunu unutmamalıdır. Halkın memnun olduğu bir giyinme şeklinden, Allah'da memnun olur. Her islâm Ülkesinin elbisesi ayrı ayrıdır ve kendi özelliklerini taşır. iran'da iran giysisi, Yemen'de Yemen giysisi kullanılır. Temiz ve güzel giyinmek, süslenmek inananlara helâldir ve Allah'ın emridir.
Çarşaf, hiçbir zaman dindarlık kıyafeti olmadığı gibi, Kur'ân' da çarşafın giyilmesi hakkında herhangi açık bir hüküm de yoktur. Yüce Yaratıcı'nın özenerek en güzel biçimde yarattığı kadınlar, çarşaf giyerek kendilerini çirkinleştirmemelidir.
7/31-32: Ey insanoğulları (kadın ve erkekler) ! Her mescide güzel, süslü giysilerinizi giyerek gidin... De ki : Allah'ın kulları için çıkardığı süsü... kim haram etti? De ki : O, Dünya hayatında inananlarındır...
7/26 : Ey Ademoğulları ! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik...
Cenâb-ı Allah; özenerek ve en güzel biçimde yarattığı kullarının çirkin, derbeder ve bayağı giyinmemesini; Tin 95/4: Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. ayeti ile vurguladığı gibi, en güzel olarak var olan insanın yaratılışına yakışır şekilde temiz ve süslü giysiler içinde mescitlere gitmelerini buyurmaktadır. Temizlik ve güzelliğe bürünme, Yüce Yaratıcı'nın istediği gibi yaşam boyunca da devam etmelidir. insanlar için yaratılan zinet (süs) örneğin pamuk, keten, ipek, yün gibi şeyleri kim haram kılabilir? Hepsi de inananlar içindir.
Kur'ân, örtünmede belli bir giysi şekli önermemiştir. Kadın veya erkeğin giysisi; Nûr 24/30-31 ayetinin örtünme için çizdiği sınırlar içinde iklime, tarihe, örfe yani halkın kabul ettiği adete uygun olarak kendisine en çok yakışanı seçmelidir. Vücudun çekici yerlerini dışarı fırlatarak dar, allı morlu giysiler ile kendini teşhir edenler, giyene yakışmadığı gibi ona sadece seks aracı olarak bakılmasına sebep olur ve insanların da beğenisini kazanamaz. Oysa kadın; mükemmel bir anne, iyi bir eş ve topluma birçok alanlarda hizmet veren bir varlık olduğunu unutmamalıdır. Halkın memnun olduğu bir giyinme şeklinden, Allah'da memnun olur. Her islâm Ülkesinin elbisesi ayrı ayrıdır ve kendi özelliklerini taşır. iran'da iran giysisi, Yemen'de Yemen giysisi kullanılır. Temiz ve güzel giyinmek, süslenmek inananlara helâldir ve Allah'ın emridir.
Çarşaf, hiçbir zaman dindarlık kıyafeti olmadığı gibi, Kur'ân' da çarşafın giyilmesi hakkında herhangi açık bir hüküm de yoktur. Yüce Yaratıcı'nın özenerek en güzel biçimde yarattığı kadınlar, çarşaf giyerek kendilerini çirkinleştirmemelidir.
Kanaatimce kadının başını örtmeme ruhsatı olmasına rağmen örtmesine de, bu ruhsattan yararlanarak açmasına da, kendisinden başka kimse karar vermemeli ve müdahale etmemelidir. Demokratik Hukuk Devleti'nin gereği budur...» (Bkz. Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ilâhi Hikmette Kadın-Say:225-249)
DIŞ GiYSiLERiNi ÜZERLERiNE ALSINLAR
33/59 : Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine alsınlar. Tanınıp incitilmemeleri için bu çok daha uygun bir yoldur...
Ayet; Peygamber ailesine mensup hanımlarla, mü'minlerin kadınları, evlerinin dışına çıktıkları zaman, tanınmaları ve dolayısıyla sarkıntılıktan korunmaları için dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine örtmeleri için uyarmaktadır. Mü'minlerin kadınlarından maksat, cariye olmayan hür müslüman kadınlarıdır. islâmiyet'ten evvel Arabistanda kabile savaşları oluyordu. Savaşta esir düşen insanlar diğerlerine köle oluyor, bir eşya gibi başkalarına da satılabiliyordu. işte ayette Mü'minlerin (iman edenlerin) kadınları ifadesi cariyeler ile hür müslüman kadınları birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.
Ayetin indiği dönemlerde Arap evlerinin içinde tuvalet yoktu. Bu ihtiyacı gidermek için hür kadınlar dışarıya çıktıklarında, o devirde devlet koruması ve otoritesi olmadığından, bazı ahlâksız serserilerin saldırısına ve cinsel tacizine uğramaktaydılar. Sarkıntılık edenler, cariye sanmıştık diye kendilerini savunuyorlardı. Olay Peygamber Efendimize anlatılmış, ayet de bunun üzerine inmiştir. Hür müslüman kadınların cariyelerden ayırt edilebilmesi için, dış elbise (cilbâb) giymeleri önerilmektedir. Cilbâb, vücudun bütün bölümünü kaplayan geniş bir örtüdür. Baş kapanacak veya saçın bir teli bile görünmeyecek diye bir kayıt yoktur.
Dışarı çıkarken cilbâb giyilmesini öneren ayet, hür müslüman kadınları ile cariyeleri ayırmak için geçici bir gerekçeye dayandığından, hükmü de geçicidir. Bugün cariyelik diye bir sınıf yoktur. Bütün insanlar hürdür, devlet otoritesi tamdır, her mensubunu koruyacak şekilde yapılanmıştır. Çağımızda, müslüman kadınlar dış elbise almaya lûzum görmeden dışarıya çıkabilmektedirler. Şu halde ayetteki gerekçe kalktığı için hükmü de geçersizdir. Nitekim Ülkemizde uygulama da böyle olmuştur. Cilbâb giyilmeden Nûr 31 ayetinin öngördüğü bir giysi ile dışarıya çıkma, islâmiyet'e uygun bir örtünme tarzıdır.
YAŞLI HANIMLAR ÖRTÜNMENiN DIŞINDA
24/60 : Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlâttan kesilen kadınların, kasden süslerini (zinetlerini) göstermeye çalışmadan, örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, kendileri için daha hayırlıdır...
Kur'an; çocuk yapma ümidi kalmayan yaşlı hanımları, örtünmenin dışında tutmaktadır. Ancak iffetlerini korumaları, dikkat çekici, tahrik edici giyinmemeleri, vücut teşhirciliği yapmamakta titiz davranmaları, kendileri için daha hayırlı olacağı vurgulanmaktadır.
Hacca giden bazı yaşlı hanımlarımız; daha önceleri normal giyindikleri halde, hac dönüşlerindeki aşırı örtünmelerinin nedeninin, bu ayeti bilmediklerinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Ayette görüldüğü gibi, çocuk yapma ümidi kalmayan hanımların örtünme yükümlülükleri kalmamaktadır.
NiÇiN AŞIRI ÖRTÜNME UYGULANDI?
42/21: Yoksa onların bir takım ortakları var da, dinen Allah'ın izin vermediği şeyleri kendileri için yasallaştırıyorlar mı?...
39/3 : Dikkat edin! Halis din, yalnız ve yalnız Allah'ındır...
Din, yalnız ve yalnız Allah'a mahsustur. Peygamberlere de ancak tebliğ görevi verilmiştir. insanlar için gerekli ilâhî hükümler Kur'ân-ı Kerîm ile belirlenmiştir. Kitap'ta yer almayan, izin verilmeyen bir takım uydurulmuş şeyleri diledikleri gibi din yapanlar, Allah'a ortak koşan zalimlerden başkası değildir.
Kur'ân ve Sünnet'te aşırı örtünme olmadığı halde, niçin islâm Ülkeleri'nde kadın, çarşaftan peçeye kadar, türlü bezlerle kapatılmıştır? Bunun nedenleri araştırıldığında, islâm Din'i ile hiç bağdaşmadığı, hastalığın tamamen toplumun yapısında olduğu anlaşılır. Arap ülkelerindeki çok evlilik ve cariye sisteminin neticesinde, aile yuvasındaki evin hanımları, kocalarını birçok eş ve cariyelerle paylaşmak mecburiyetinde kalmışlar, kadınların haklı isyan ve kıskançlıklarını önleyebilmek için Din gereğidir. uydurmasıyla, onları aşırı örtünmeye tabi tutarak eve kapamışlardır.
Çok evlilik. islâmiyetin geldiği dönemlerde Arap toplumunda çok evlilik hat safhada yaygındı. Herşeyin güç ile ölçüldüğü o devirde kadına değer verilmez, ikinci sınıf insan muamelesi yapılırdı. Bir erkeğin 10-15 eşi olabilir, boşadım sözü ile de kadın her an kapı dışarı konabilirdi.
islâmiyet; aile yapısını ıslah etmek için, önce evliliği dört hanımla sınırlamış ve bunun için de ağır şartlar getirmişti. En uygun ve adil olanın tek eşlilik olduğu belirtiliyordu, çok eşle evlenme alışkanlıklarının terk edilerek, tek eşle yetinilmesi zamana bırakılıyordu. Peygamber Efendimizin vefatından sonra birden fazla evlilik bırakılacağı yerde, erkek nefislerinde taht kuran çok eşlilik, Dinî hüküm olarak genelleştirildi. Yeni eşlerin gelmesiyle mağdur olan birinci eşlerin isyanı, aşırı örtünme ve eve kapatmakla önlenilmeye çalışıldı.
Cariye sistemi. islâmiyetten önce Arap toplumunda, kabileler arası savaşta esir alınan köleler ve cariyeler bulunmaktaydı. Onların hürriyeti yoktu, perişan bir durumdaydılar, muhtelif işlerde çalıştırılır, mal gibi de satılırdı. Kız ve kadınlardan oluşan cariyeler sahibinin bütün arzularını, bu arada cinsel isteklerini de yerine getirmek mecburiyetinde idiler.
islâmiyetin geldiği zamanlarda, Arap toplumuna kölelik ve cariyelik iyice yerleşmişti. Bunu yasaklamak mümkün değildi. Kur'ân; bu zavallı insanlara yapılan zulmü ortadan kaldırmak için, özendirici teşvikler yaparak köleliğin yavaş yavaş terk edilmesi gereğinin mesajını, birçok ayetlerle verdi. Nûr 24/33 : ...Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın... Her türlü zulmün karşısında olan islâmiyet, zaman içinde bu haksızlığın giderilmesini istiyordu. Hz. Peygamberimizden sonra kölelik tamamen kaldırılacağı yerde, Emevî ve Abbasiler zamanında islâmı yayma savaşları ile ele geçirilen binlerce insan köle ve cariye haline getirildi.
Pazarlardan satın alınan cariyelerin, efendileri (sahipleri) ile cinsel ilişkide bulunmaları, evin nikâhlı hanımında büyük sıkıntılara neden olmaktaydı. Kadın yuvasını terk ederek baba evine gittiği gibi, cinsel intikam istekleri de önlenemez hale gelirdi. işte Kur'ân ve Sünnet'te bulunmayan bu aşırı örtünme ve eve kapama, kadının cinsel intikam hislerini önlemeyi amaçlayan bir tedbir olarak, islâm ülkelerinde asırlarca uygulanmıştır.
Kimler aşırı örtünmeyi yaygınlaştırdı? Dünya nimetlerine, bilhassa kadınlara aşırı düşkün, ilim ve imandan yoksun devlet adamları, parayı tanrı edinen zenginler ile sözde din adamları; aralarında tam bir işbirliği yaparak, kendi kötü nefisleri istikametinde kadını aşırı kapatmışlar ve insan haklarına aykırı birçok uydurma hükümler oluşturarak onları eve hapsetmişlerdir. Bilhassa din adamlarının(?) davranış ve faaliyetleri çok üzücüdür. Kur'ân'daki bazı ayetler bilerek yanlış yorumlanmış veya çarpıtılmıştır. Kadınların giyim-kuşamı ile ilgili birçok uydurma hadis üretilerek, kadının tüm vücudu hatta sesi bile zinet kabul edilmiştir. Ayrıca kişisel yorum ve fetvalar ile, kadın ile ilgili Kur'ân ayetlerine aykırı birçok hükümler de oluşturulmuştur.
(Bkz. Prof. Dr. Zekeriya Beyaz-islâm ve Giyim Kuşam-Say:230-240)
Allah katında erkek ile hiçbir farkı olmayan kadın, aşırı örtünme ve eve kapatılmakla ikinci sınıf insan durumuna düşürüldü. Oysa ne Kur'ân'da ve ne de Sünnet'te böyle hükümler bulunmamaktadır. Bunlar Hz. Peygamberimizden sonraki zamanlarda yapılan saptırmaların bir ürünüdür. Bazı islâm Ülkeleri; nüfusunun yarısını teşkil eden kadını cemiyet hayatına sokmadığı için, onun büyük gücünden faydalanamamış, her alanda geri kalarak da gelişememiştir.
DIŞ GiYSiLERiNi ÜZERLERiNE ALSINLAR
33/59 : Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine alsınlar. Tanınıp incitilmemeleri için bu çok daha uygun bir yoldur...
Ayet; Peygamber ailesine mensup hanımlarla, mü'minlerin kadınları, evlerinin dışına çıktıkları zaman, tanınmaları ve dolayısıyla sarkıntılıktan korunmaları için dış giysilerini (cilbâb) üzerlerine örtmeleri için uyarmaktadır. Mü'minlerin kadınlarından maksat, cariye olmayan hür müslüman kadınlarıdır. islâmiyet'ten evvel Arabistanda kabile savaşları oluyordu. Savaşta esir düşen insanlar diğerlerine köle oluyor, bir eşya gibi başkalarına da satılabiliyordu. işte ayette Mü'minlerin (iman edenlerin) kadınları ifadesi cariyeler ile hür müslüman kadınları birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.
Ayetin indiği dönemlerde Arap evlerinin içinde tuvalet yoktu. Bu ihtiyacı gidermek için hür kadınlar dışarıya çıktıklarında, o devirde devlet koruması ve otoritesi olmadığından, bazı ahlâksız serserilerin saldırısına ve cinsel tacizine uğramaktaydılar. Sarkıntılık edenler, cariye sanmıştık diye kendilerini savunuyorlardı. Olay Peygamber Efendimize anlatılmış, ayet de bunun üzerine inmiştir. Hür müslüman kadınların cariyelerden ayırt edilebilmesi için, dış elbise (cilbâb) giymeleri önerilmektedir. Cilbâb, vücudun bütün bölümünü kaplayan geniş bir örtüdür. Baş kapanacak veya saçın bir teli bile görünmeyecek diye bir kayıt yoktur.
Dışarı çıkarken cilbâb giyilmesini öneren ayet, hür müslüman kadınları ile cariyeleri ayırmak için geçici bir gerekçeye dayandığından, hükmü de geçicidir. Bugün cariyelik diye bir sınıf yoktur. Bütün insanlar hürdür, devlet otoritesi tamdır, her mensubunu koruyacak şekilde yapılanmıştır. Çağımızda, müslüman kadınlar dış elbise almaya lûzum görmeden dışarıya çıkabilmektedirler. Şu halde ayetteki gerekçe kalktığı için hükmü de geçersizdir. Nitekim Ülkemizde uygulama da böyle olmuştur. Cilbâb giyilmeden Nûr 31 ayetinin öngördüğü bir giysi ile dışarıya çıkma, islâmiyet'e uygun bir örtünme tarzıdır.
YAŞLI HANIMLAR ÖRTÜNMENiN DIŞINDA
24/60 : Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlâttan kesilen kadınların, kasden süslerini (zinetlerini) göstermeye çalışmadan, örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, kendileri için daha hayırlıdır...
Kur'an; çocuk yapma ümidi kalmayan yaşlı hanımları, örtünmenin dışında tutmaktadır. Ancak iffetlerini korumaları, dikkat çekici, tahrik edici giyinmemeleri, vücut teşhirciliği yapmamakta titiz davranmaları, kendileri için daha hayırlı olacağı vurgulanmaktadır.
Hacca giden bazı yaşlı hanımlarımız; daha önceleri normal giyindikleri halde, hac dönüşlerindeki aşırı örtünmelerinin nedeninin, bu ayeti bilmediklerinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Ayette görüldüğü gibi, çocuk yapma ümidi kalmayan hanımların örtünme yükümlülükleri kalmamaktadır.
NiÇiN AŞIRI ÖRTÜNME UYGULANDI?
42/21: Yoksa onların bir takım ortakları var da, dinen Allah'ın izin vermediği şeyleri kendileri için yasallaştırıyorlar mı?...
39/3 : Dikkat edin! Halis din, yalnız ve yalnız Allah'ındır...
Din, yalnız ve yalnız Allah'a mahsustur. Peygamberlere de ancak tebliğ görevi verilmiştir. insanlar için gerekli ilâhî hükümler Kur'ân-ı Kerîm ile belirlenmiştir. Kitap'ta yer almayan, izin verilmeyen bir takım uydurulmuş şeyleri diledikleri gibi din yapanlar, Allah'a ortak koşan zalimlerden başkası değildir.
Kur'ân ve Sünnet'te aşırı örtünme olmadığı halde, niçin islâm Ülkeleri'nde kadın, çarşaftan peçeye kadar, türlü bezlerle kapatılmıştır? Bunun nedenleri araştırıldığında, islâm Din'i ile hiç bağdaşmadığı, hastalığın tamamen toplumun yapısında olduğu anlaşılır. Arap ülkelerindeki çok evlilik ve cariye sisteminin neticesinde, aile yuvasındaki evin hanımları, kocalarını birçok eş ve cariyelerle paylaşmak mecburiyetinde kalmışlar, kadınların haklı isyan ve kıskançlıklarını önleyebilmek için Din gereğidir. uydurmasıyla, onları aşırı örtünmeye tabi tutarak eve kapamışlardır.
Çok evlilik. islâmiyetin geldiği dönemlerde Arap toplumunda çok evlilik hat safhada yaygındı. Herşeyin güç ile ölçüldüğü o devirde kadına değer verilmez, ikinci sınıf insan muamelesi yapılırdı. Bir erkeğin 10-15 eşi olabilir, boşadım sözü ile de kadın her an kapı dışarı konabilirdi.
islâmiyet; aile yapısını ıslah etmek için, önce evliliği dört hanımla sınırlamış ve bunun için de ağır şartlar getirmişti. En uygun ve adil olanın tek eşlilik olduğu belirtiliyordu, çok eşle evlenme alışkanlıklarının terk edilerek, tek eşle yetinilmesi zamana bırakılıyordu. Peygamber Efendimizin vefatından sonra birden fazla evlilik bırakılacağı yerde, erkek nefislerinde taht kuran çok eşlilik, Dinî hüküm olarak genelleştirildi. Yeni eşlerin gelmesiyle mağdur olan birinci eşlerin isyanı, aşırı örtünme ve eve kapatmakla önlenilmeye çalışıldı.
Cariye sistemi. islâmiyetten önce Arap toplumunda, kabileler arası savaşta esir alınan köleler ve cariyeler bulunmaktaydı. Onların hürriyeti yoktu, perişan bir durumdaydılar, muhtelif işlerde çalıştırılır, mal gibi de satılırdı. Kız ve kadınlardan oluşan cariyeler sahibinin bütün arzularını, bu arada cinsel isteklerini de yerine getirmek mecburiyetinde idiler.
islâmiyetin geldiği zamanlarda, Arap toplumuna kölelik ve cariyelik iyice yerleşmişti. Bunu yasaklamak mümkün değildi. Kur'ân; bu zavallı insanlara yapılan zulmü ortadan kaldırmak için, özendirici teşvikler yaparak köleliğin yavaş yavaş terk edilmesi gereğinin mesajını, birçok ayetlerle verdi. Nûr 24/33 : ...Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın... Her türlü zulmün karşısında olan islâmiyet, zaman içinde bu haksızlığın giderilmesini istiyordu. Hz. Peygamberimizden sonra kölelik tamamen kaldırılacağı yerde, Emevî ve Abbasiler zamanında islâmı yayma savaşları ile ele geçirilen binlerce insan köle ve cariye haline getirildi.
Pazarlardan satın alınan cariyelerin, efendileri (sahipleri) ile cinsel ilişkide bulunmaları, evin nikâhlı hanımında büyük sıkıntılara neden olmaktaydı. Kadın yuvasını terk ederek baba evine gittiği gibi, cinsel intikam istekleri de önlenemez hale gelirdi. işte Kur'ân ve Sünnet'te bulunmayan bu aşırı örtünme ve eve kapama, kadının cinsel intikam hislerini önlemeyi amaçlayan bir tedbir olarak, islâm ülkelerinde asırlarca uygulanmıştır.
Kimler aşırı örtünmeyi yaygınlaştırdı? Dünya nimetlerine, bilhassa kadınlara aşırı düşkün, ilim ve imandan yoksun devlet adamları, parayı tanrı edinen zenginler ile sözde din adamları; aralarında tam bir işbirliği yaparak, kendi kötü nefisleri istikametinde kadını aşırı kapatmışlar ve insan haklarına aykırı birçok uydurma hükümler oluşturarak onları eve hapsetmişlerdir. Bilhassa din adamlarının(?) davranış ve faaliyetleri çok üzücüdür. Kur'ân'daki bazı ayetler bilerek yanlış yorumlanmış veya çarpıtılmıştır. Kadınların giyim-kuşamı ile ilgili birçok uydurma hadis üretilerek, kadının tüm vücudu hatta sesi bile zinet kabul edilmiştir. Ayrıca kişisel yorum ve fetvalar ile, kadın ile ilgili Kur'ân ayetlerine aykırı birçok hükümler de oluşturulmuştur.
(Bkz. Prof. Dr. Zekeriya Beyaz-islâm ve Giyim Kuşam-Say:230-240)
Allah katında erkek ile hiçbir farkı olmayan kadın, aşırı örtünme ve eve kapatılmakla ikinci sınıf insan durumuna düşürüldü. Oysa ne Kur'ân'da ve ne de Sünnet'te böyle hükümler bulunmamaktadır. Bunlar Hz. Peygamberimizden sonraki zamanlarda yapılan saptırmaların bir ürünüdür. Bazı islâm Ülkeleri; nüfusunun yarısını teşkil eden kadını cemiyet hayatına sokmadığı için, onun büyük gücünden faydalanamamış, her alanda geri kalarak da gelişememiştir.