bugün

entry'ler (55)

sabah ezanının gereksizliği

islama nerden saldırabilirim diye düşünen gereksiz bir yazarın ortaya attığı önermedir. hani deriz ya kurtuluş savaşını kazandık biz büyük bir devletiz falan filan.. şundan emin olun ki o gün o zor şartlarda savaşıp o savaşı kazanan ordu o ezan sesi dinmesin bu millet dininden namusundan taviz vermesin diye canını dişine takarak savaşmıştır. o yüzden allah allah nida atmışdır. duymaktan rahatsız oluyorsan batıda herhangi bir ülkeye yerleşilirsin ama oralarda pazar günleri çan sesleri var belki o sesleri duymak mutlu eder seni.

atatürk hiç olmasaydı

saçma sapan gereksiz bir önermedir.
ya atatürk olmasaydı, olsaydı gibi saçma karşılaşmalara girişmekten, geçmişi düşünmekte önümüze bakıp yol alamıyoruz. bu önermeyi sununla, en küçük bir olayda atatürk'ü kendi düşüncelerine referasn yapmaya çalışan insanlar arasında hiç bir fark yokdur. atatürk olmasaydı diye birşey yok arkadaşım oldu, süper bir teşkilatlanma örneği gösterdi ve arkasına aldığı türk milletini zafere götürdü. zaferden sonrada ülkenin geleceği için elinden gelenleri yaptı ve her canlı gibi oda öldü. yani görevini yaptı adam artık. şimdi böyle saçma sapan önermeler sunacağınıza veya en küçük bir şeyde gidip anıt kabirdeki deftere bişeyler yazıp güya atatürk'e birilerini şikayet edeceğinize kendi işinizi en iyi şekilde yapında, atanın dediği muassır medeniyetler seviyesine çıkalım. adamı rahat bırakın mezarında.

bir gecede kahraman olmak

bizim siyasi tarihimizde örnekleri çok olan kahraman modelidir.
ben size sadece bir tanesini söyleyeceğim aslında daha büyük örnekleri var ama hadi bunu dile getirmekle yetinelim bugün. mesela 4.cumhurbaşkanımız cemal gürsel peki nasıl kahraman oldu diye sorarsanız şöle oldu; cemal gürsel aslında emekliliği gelmiş bir orgeneraldi cemal gürsel'in mbk ile pek bir ilgisi yokdu ama mbk nın kadrosu o zamanları alt rütbeli subaylardan oluştuğu için darbeyi halka, diğer komutanlara kabul ettirmeli çok zor görünüyodu ki ettirememeleri de normal olacaktı zaten. sonra düşündüler bizim vitrine koymaya bir adama ihtiyacımız var diye. tabi akıllara hemen emekliye ayrılmış cemal paşa geldi, yeni emekli olması bir avantajdı çünkü daha unutulacak kadar süre geçmemişti aradan ordu içindeki etkinliği alt rütbeli subaylardan fazlaydı. hemen bir uçağa atladı mbk dan iki isim ve gitti cemal gürsel'e darbe olduğunu ve lider olarak onu başlarında görmek istediklerin falan gaz veren bir şekilde anlattılar. tabi cemal gürselinde canına minnet hemen kabul etti ve ertesi gün "bir gecede kahraman olanlar listesine cemal gürsel ismide eklenmiş oldu".

gelecek yerel seçimlerde chp nin istanbul adayı

sarıgül parti kurmaktan vazgeçmesinin altıdan yatan muhtelem sebebdir.

ee her şeyin bir karşılığı var dimi. şimdi mustafa sarıgül düşündü dediki benden başbakan olmaz bu bir gerçek ne kadar allasalar pullasar beni, bende ne başbakan olabilecek kapasite var nede başbakanlığı birlikte yürütebileceğim bir ekibim var. benden olsa olsa belediye başkanı olur, mantıklı adım atmak lazım şimdi başbakan olacağız derken şişliyide kaybedeceğiz dedi. sonra baktı istanbul belediye başkanlığıda hiç fena değil oda ufak bir başbakanlık sayılır, bari chp yi destekliyimde istanbul belediye başkanı adayı yaparlar beni, eğer kazanırsam o bana yeter diyip siyasi olarak mantıklı bir karar aldı. hadi hayırlı uğurlu olsun. hee kazanır diye bekleyenler pek umutlanmasın bu millet dönek adamlardan bıktı artık alacağı olan üç beş damla oyuda yaptığı döneklikle kaybetdi mustafa sarıgül.

üretim yok sanayi yok ihracat yok ne var

gözünü açıp iki tane ekonomi gazetesi, dergisi vs. okumaktan aciz yazarın sunduğu önermedir.
bu aciz yazar eğer ki gazeteyi eline aldığında magazin ve spor köşelerinden sonra lütfedip ekonomi köşesinide okusa ihracatın kırdığı rekorları görücektir, daha düne kadar türkiyenin adını bilmeyen topraklara yapılan ihracatın son altı yılda avrupaya yapılan ihracatın yüzde yirmibeşini geçtiğini görecektir. onuda geçtim hani ihracat bu iktidar döneminde yok ya bu iktidardan önce her şey daha güzeldi ya işte bu yazar bu iktidardan önceki döneme baktığında 70 yılda yapılan ihracatın nasıl katlanıp 130 milyar dolarlara çıktığını ve önümüzdeki 3 yılda 200 milyar doları aşmayı hedeflediğini görecektir.
büyüme çeyrek dönemdeki büyüme rakamlarının yüzde 15'lere vurmasının beklendiğini hadi diyelim kötümser gözle bakanların bile yüzde 10 vuracağına emin olduğunu görecektir, ve bu rakamların 10 yıl önce bu ülkede hayal olarak algılandığını görecektir.

görecektir görecektir diyoz da bu ve bu gibi insanlar dünyaya at gözlüğüyle baktıkları için pek göreceklerini sanmıyorum.

sarıgül ün topladığı paraları şimdi ne yapacak

sarıgül'e bağış yapmış vatandaşın aklına gelmiş bir sorudur.
şimdi bu adam çıktı meydanlara iktidara yürüyoruz dedi, mührü ak partiden devr alacağız dedi vs. vs. bir sürü hikaye anlattı. ak partiye muhalif basında verdi gazı mert adam, dürüst siyasetçi, sözünün eri vs. sonra hoop tdh'a bağışlar gelmeye başladı, şimdi bu bağışları yapan sarıgül'e inanan vatandaş düşünüyor, bu toplanan paralar ne olacak?

ama fazla düşünmeye gerek yok bence bu adamın pek dürüst siyasetçi olmadığı, sözünde durmadığı zaten belli oldu yani o paraları geri alacağınızı falan hiç düşünmeyin üstüne bir bardak soğuk su için. peki paralar nereye gidecek derseniz şöyle bişey olması muhtemeldir; sarıgül gider şişliye bir sosyal tesis yapar (tabi bu tesisin parası sizin ödediklerinizin onda biri falan tutar) bütün türkiye halkı buradan ücretsiz yararlanacakdır bu tdh'a gelen yardımlardır diyede bir reklam yapar sizin paralar hiç olmuş olur.

gelecek yerel seçimlerde chp'nin istanbul belediye başkan adayını merak eden varsa ben burdan söyliyeyim; sarıgül.

yeni baslayanlar icin recep tayyip erdogan

ahmet hakan'ın bir yazısından çalma başlık.

osman can

balçiçek pamir'in programında sabih kanadoğluna adeta bir hukuk dersi vermiş hatta sabih kanadoğlunun bozulup sinirlenmesine sebeb olmuş demokrat bir anayasa hukukcusu. kanadoğlu hiç bir soruya açıklama getiremezken osman can tüm sorularına, eleştirilere avrupadan ve tarihten örnekler vererek kanadoğlunun kızarması görülmeye değerdi. her şeyi bilen adam bu sefer biraz çetin cevize tosladı.

türkiye deki gazetemsiler

posta. yayınlandığı kuruluş tarafından gazete olarak adlandırılıyor.

tarihteki unutulmaz ayarlar

fatih sultan mehmet'e hrıstıyanlık ve hrıstiyan dünyasının lideri olmayı teklif eden papaya fatih sultan mehmet'in otrantoyu fethederek üstü kapalı roma için geliyorum mesajını vermesi, bence güzel bir ayar.

çıkma teklifine verilen anormal cevaplar

+senden hoşlanıyorum
-senden beklemezdim
+????

sol öldü

türkiye'de sol parti denince ilk akla gelen partinin chp olmasından kaynaklanan durumdur. hayır sol daha ölmedi, ölmezde, ölmemelide. sol öldü söylemi niye akla geliyor? hadi bir düşünelim; türkiye'de sağcı olanlarda, solcu olanlarda darbelerden, insanların özgürlüklerini kısıtlamaya çalışan zihniyetten çok çekti. artık bu zihniyet ve kalıntıları bu ülkeden hem sağ hem sol birleşip temizlemeli. ama bunun yapılması gerekirken türkiyede sol geçinen bir kaç parti ortaya çıkıyor ve biz bu dava karşıyız diyor. bu nasıl bir sol partidir? sorusu geliyor akıllara. tabi bide bizim eski solcu büyüklerimiz var, bu büyüklerimiz hep eşitlikten bahsederler amerika dan dem vururlar, ama tatillerini beğenmedikleri o amerikada geçirirler. hastalanınca orada veya onun hastanesinde tedavi olurlar (ilhan selçuk gibi vs.) çocukları yine amerikalar da tahsil görür ve doğal olarak en lüks hayatı yaşarlar. ee hani nerde eşitlik, solculuk bu gibi insanlar zamanında kendi söyledikleri, attıkları sloganlara ters düştükleri için zamanında bunlara inanan halk artık inanmıyor boş sözlere karnımız tok diyor.

daha söylenicek çok şey var bunlar bir kaçı sadece. bu adamlardan yine birisi varkı çok büyük solcularımızdan kendisi; "eğer yapılacak olan darbe haklı amaçlara hizmet ediyorsa darbe yapılabilir" diyor. hangi solcu geçinen zihniyet özgür düşünceye pranga vurmak ister. ben çözebilmiş değilim bu adamı ve arkasından gidenleri.

tarihteki unutulmaz ayarlar

üstat necip fazıl'ın cahiliye döneminde serserilik yaparken fransa'da bir bankta oturur ve önünden iki güzel kadın geçer;
üstat kadınlara laf atar, kadınlardan biri dönüp bakar ve üzgünüm ama ben sizin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim der, bunun üstüne üstat her zaman ki kıvrak zekasıyla; iyi o zaman sende benim gibi yalan söyle!! der...

ösym sınav sisteminin yine değişecek olması

son defa değiştirileceğini umarak beklediğim olaydır. zira her sınav sisteminin değişmesinde bu ülkenin geleceğiyle oynanıyor. bir öğrenci düşününki ortaokula başlarken dahi bak öss şöle öss böyle diye şartlanmaya başlıyor. ama gel gör ki adam kendisini tam bir sisteme adapte etmiş ona hazırlamışken tam sınav havasına girdiğinde tak! sınav sistemi değişti. "eski sistemi çöpe atın o kötüydü bu sistem daha iyi" diyor çok bilen büyüklerimiz ama acaba hiç düşünüyorlar mı bir sistemi değiştirmekle sadece binlerce öğrencinin kaderiyle oynamıyorlar bu ülkenin kaderiyle oynuyorlar bu ülkenin geleceğiyle oynuyorlar. ingiltere'de eğitim sistemi milli olarak kabul ediliyor, üzerinde en ufak bir değişiklik yapmak için parlamentonun onayı alınması gerekiyor ve adamlar yaklaşık 25 yıldır aynı sistemle eğitim öğretimi sağlıyorlar, ama bizde her başa geçen yeni yök başkanı sistemde değişikliğe gidiyor. yapsınlar bakalım umarım bu son olur.

arkalar boş kardeşim ilerleyin biraz

sakarya üniversitesinde bulunan bir otobüs şoförünün pek kullanmaya gerek duymadığı cümle. adam ayağa kalkıp milleti kendi eliyle istifliyor çünkü.

osmanlı imparatorluğu nun yeniden kurulması

türkiyenin bölgesinde tekrar güçlenip lider devlet olmasıyla osmanlı'nın bırakmış olduğu kültürel ve sosyal mirası değerlendirmesiyle oluşacak durum.

tabi birde akıllara yok cumhuriyeti yıkıp şeriatı mı getirceksiniz, yok hanedanı mı getirceksin gibi saçma düşünceler gelebilir bu gibi düşüncelerin olması zaten imkansız. bugün türkiye cumhuriyetinin sahip olduğu mirasa dünyada hiç bir devlet sahip değil, ama biz mirasımıza sahip çıkıp onu en iyi şekilde değerlendirmek yerine onu bize bırakanlara düşman kesilmeyi daha cazip buluyoruz, geçmişimizi yeterince tanıyıp onu sağlam temellere oturtmadan kendimize bir gelecek kurmaya çalışıyoruz.

unutmayın atatürk'ün en güzel sözlerinden bir tanesi "geçmişlerini bilmeyen medeniyetler yok olmaya mahkumdurlar".

baba

çocuğun karakterinin oturmasında anneden daha fazla etkili olduğunu düşündüğüm kişi. bazılarımız için hayatta en değerli ve en önemli kişi.

tıp öğrencilerinin hiç ders çalışmaması

bu yalanı söylemekteki amaç, biz zekiyiz ders çalışmadan da yaparız havasını etrafına yaymaktır ama en başta kendileri çok iyi bilirler ki yok öle çalışmadan geçiyorum, ben zekiyim, ben şöyleyim. abisi eşşek gibi çalışıyorsun bunu sende çevrendekiler de çok iyi biliyor da yinede senin ben zekiyim, şöleyim, böleyim hevesini kırmamak için pek yüzüne vurmuyorlar bu gerçeği.

iyi dilekte bulunan eski sevgili

gayet kibar bir şekilde olan ayrılığın sonucunda kibar olan tarafın bulunduğu dilektir.

sözlük yazarlarının en son okuduğu kitaplar

abdulhamit'in kurtlarla dansı 2- mustafa armağan