bugün

karanlıktaki adam

herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir paul auster romanı. okuması zevkli, sürükleyici ve duygusal bir kitap. kitabın ana karakteri august brill, geceleri uyuyamayan, yatalak, 72 yaşında eski bir kitap eleştirmenidir. kızı ve torunuyla beraber yaşayan august, yine uyuyamadığı bir gecede hatırlamak istemediği olayları kafasından kovmak için kendi kendine öyküler anlatır. kitap boyunca bir yandan august'un kendine anlattığı, amerika'nın ırak yerine kanlı bir içsavaşta olduğu hikayeyi dinlerken aralarda ise geçmişteki duygusal ilişkilerini, karısının ölümünü ve torununun erkek arkadaşının ırak'ta vahşice öldürülüşünü dinleriz. gece sabaha yaklaştıkça hikayeler ve anılar daha da yoğunlaşır. hikayesindeki kahramanlar iç savaşı durdurabilmek için "o yattığı yerde kafasında kuruyor, bize ise savaşıp ölüyoruz" dedikleri ve tüm bu vahşetin sorunlusu olarak gördükleri yaşlı bir yatalağı öldürmenin planlarını yaparken august ise kendi geçmişiyle hesaplaşır.

kitap bittikten bir süre sonra eminim august ile bir akşamüstü oturup çay içip muhabbet etmek isteyeceksinizdir.

eser ayrıca şu cümleyi barındırır;

"insanlar kırık kalp yüzünden ölürler. bu hergün olur, sonsuza kadar da böyle olmaya devam edecek."