bugün

çocuğunun ödevini yapan ebeveyn

Çocuğunun "ödevlerini" değil, "ödevini" yapan ebeveyndir.

Sistem değişti, öyle söyleyeyim ben. Öğrencilere verilen ödevler türlere bile ayrılıyor artık. Sınav haftasının başlamasıyla birlikte performans, proje ödevleri veriliyor. Günlük ödevler de var tabi ve bunun yanında resim öğretmeninin her hafta "x hakkında resim yapıp getirin", teknoloji tasarım öğretmeninin "hayallerinizin bilmemnesinin maketini yapın, getirin" demesi var. Ah, az daha unutuyordum. Bir de kompozisyon yazma olayı var: "Bugün mouse bulunmuş çocuklar, mouse evet. Fare var ya. He, onunla ilgili şiir, kompozisyon yazın". Ne kadar güzel bir gün! Resimci de vereceği ödevi bulur: mousela ilgili resim çizdirmek. Teknolojici de maketini yaptırır bunun. Çifte bayram, tanrım! Yeter ya, gerçekten yeter! Böyle şeyleri bulursunuz, sonra da "neden çocuklarımız okulu sevmiyor? Neden ülke olarak başarılarımız çok düşük?" diye düşünür durursunuz. Ölelim mi yani? Ne yapalım?

***
Aslında yeni sistem güzel, kaliteli ve öğrenci merkezli. Bu açıdan gerçekten eğitimi sevdirebilirliği yüksek. Ancak sbs gibi bir sınavı koyarsan sen yılın sonuna, öğrenciyi ona çalışmaya zorlarsan ve bunun üstüne öğretmenlerinin birçoğu da yaptığı işi bilmiyorsa ve yeni sistemin özelliklerinden haberleri yoksa, bu dezavantaja dönüşür öğrenciler için. Sonra tiksinir öğrenciler okuldan. Teknoloji tasarım - resim ödevleri yapmaktan bitap düşen ebeveynler de nefret eder. Bunu yapmaya hakkı yok kimsenin. Oysa ben Eylül ayını sevmek isterdim. OKulun açılacağı günü iple çekmek isterdim. özlemek isterdim ödev yapmayı, test çözmeyi. isterdim sözlükcan, çok isterdim...

***

Yukarıdaki entryleri de gördüm kahroldum sözlük. Bu entryden sonra da kapatıp bilgisayarımı ağlayacağım zaten. Ühü.