başörtülü kızlarla karşılaşan kemalist

vedalaşıp ayrıldığı kapalı kızlardan biri koşarak kemalist amcanın yanına geldi. belli ki bişiler söyleyecekti amcanın yaşına hürmet kendini tutmuştu fakat bir ayağı çukurda halen bir metre kumaşın derdinde amcaya söyleyecek birkaç çift sözü de olmalıydı. amca kusura bakma ve bu davranışımı terbiyesizlik olarak nitelendirme ama bu başörtüsünün derdi sizi neden bukadar gerdi bakın ben üniversite okuyorum, benim gibi de milyonlarca arkaşım var bununla uğraşacağınıza elele versek bilim ve teknelojide ilerlesek belki de şuan uzayda 50. keşfimizi yapıyor olacaktık. tutturmuşsunuz laiklik, çağdaşlık muasır medeniyet diye ona bu bir metre bez mi engel oluyor hem örtü cahilliğin sembolü ise kapalı başörtülü akademisyenlerimizi, yazarlarımızı, profösörlerimizin başarısını neyle açıklıyorsunuz. inancımızın gereğini yapıyor olmak başarılı olmaya engel mi? yobaz dediğiniz insanlar şuan ülkeyi yönetiyor en güzel başarılar bu hükümet döneminde kaydedilmedi mi? cumhurbaşkanın bile eşi kapalı devletin başkanını bile bu yüzden benimseyemiyor, başarılarına başarı diyemiyorsunuz? amca acaba diyorum ki asıl yobazlar, örümcek beyinliler şu bir metre kumaşta aklı kalmış, tüm gücünü onunla savaşa adamış sizinkiler olmasın?

gırtlağına kadar gelmiş sanki patlamak üzere olan bombanın pimi çekilmişcesine yüksek ses kendisini dinginliğe uzun düşüncelere bırakmıştı. kemalist amca kravatını gevşettikten ve düşecek sandığı oklu rozetini eliyle kontrol ettikten sonra kendisini toparlamaya çalışarak birşey söylemeden usul usul alandan uzaklaşıyordu. amcanın kafasında bu kız iyice zıvanadan çıkmış başına örttüğü örtü gözlerini ve aklını da kapatmış yobaz ne dediğini bilmiyor okusa da hiç kemalistler fırsat verir mi iş bulmaya mevki statü sahibi olmaya bunlar ülkemizi geriye götürüyor velek ki bir noktaya geldiler diyelim biz biliriz onların önünü tıkamasını durmak yok yola devam iç sesleriyle sokakları arşınlıyordu.