bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

her tavrını, mutluluğa çevirecek oluyorum ve o anda umut yetmezliğinden ölümüm gerçekleşiyor. bir çocuğun mum yakıp, eriyen mumu parmaklarına damlatarak kendine acı veren tuhaf bir oyun yaratması gibi, senin her cümlenle yanacağımı bile bile saatlerce konuşmak istiyorum seninle. tek mücadelecin de değilim biri daha var gibi peşinde. bazen o da senin gibi gözümün önünde. ne suçu var ne marifeti. duruyor öyle. ama sen durmuyorsun. her gün ruh halin, benliğin, değişiyor. içimde ki sen mi ? hep aynı kalıyorsun. şimdiki senliğini ve içime kazınmış olan benliğini kıyasladığımda daha bir farklı sever oldum seni. yenilenen her versiyonun, sevmeye , saygı duymaya, konuşmaya, dertleşmeye, dinlemeye, özlemeye, merak etmeye ve sayılamayacak bir çok güzelliğe elverişli. ama ısrarla vazgeçmeyi deneyeceğim...